Yaşar Usta’yı Kaybettik.

" Bak Beyim, sana iki çift lafım var. Koskoca adamsın. Paran var, pulun var, her şeyin var. Binlerce kişi çalışıyor emrinde. Yakışır mı sana ekmekle oynamak? Yakışır mı bunca günahsızı, çoluğu çocuğu, karda kışta sokağa atmak, aç bırakmak? Ama nasıl yakışmasın! Sen değil misin öz kızına bile acımayan, bir damlacık saadeti çok gören. 

Anlamıyor musun beyim, bu çocuklar birbirini seviyor. Ama ben boşuna konuşuyorum. Sevgiyi tanımayan adama, sevgiyi öğretmeye çalışıyorum. Hıh, sen, büyük patron, milyarder, fabrikalar sahibi Saim Bey! Sen mi büyüksün? Hayır, ben büyüğüm! Ben, Yaşar Usta! Sen benim yanımda bir hiçsin, anlıyor musun, bir hiç! Gözümde pul kadar bile değerin yok. Ama şunu iyi bil, ne oğluma ne de gelinime hiçbir şey yapamayacaksın. Yıkamayacaksın, dağıtamayacaksın, mağlup edemeyeceksin bizi. Çünkü biz birbirimize parayla pulla değil, sevgiyle bağlıyız. Bizler birbirimizi seviyoruz. Biz bir aileyiz. Biz güzel bir aileyiz. Bunu yıkmaya senin gücün yeter mi sanıyorsun? Dokunma artık aileme! Dokunma çocuklarıma! Dokunma oğluma! Dokunma gelinime! Eğer onların kılına zarar gelirse, ben, ömründe bir karıncayı bile incitmemiş olan ben, Yaşar Usta, hiç düşünmeden çeker vururum seni! Anlıyor musun, vururum ve dönüp arkama bakmam bile! "

Mahmut Hoca’yı Kaybettik.

Mahmut Hoca: Bakıyorum hayatınızdan pek memnun görünmüyorsunuz?

Tulum Hayri: Bu da hayat mı hocam?

Güdük Necmi: Perişan olduk.

İnek Şaban: Savaşa gönderseydiniz daha iyiydi.

Mahmut Hoca: Demek bu kamp hayatından hiç ders almadınız.

Tulum Hayri: Ders okulda olur hocam.

Mahmut Hoca: Burası da okul çocuklar.

İnek Şaban: Böyle okul mu olurmuş, Mahmut Hoca?

Mahmut Hoca: Olur. Okul sadece dört yanı duvarla çevrili, tepesinde dam olan yer değildir. Okul her yerdir. Sırasında bir orman, sırasında dağ başı. Öğrenmenin, bilginin var olduğu her yer okuldur.

Tulum Hayri: Allah aşkına hocam, bu okulda insan ne öğrenir?

Mahmut Hoca: Yaşamayı, mücadele etmeyi, doğa ile savaşmayı öğrenirsiniz. Bilgili olmayı, en önemlisi kendinize karşı saygıyı öğrenirsiniz. Bu saydıklarım eğer bir okulda yoksa, orada sadece bir taş yığını vardır.

Bir Üstadımızı Daha Kaybettik.

Daha geçen gün televizyonda denk geldim; Ziiiiiiiiyyaaaaaaaaaaaa deyişini hala kulağımda. Türk Sineması bir duayenini daha kaybetti. Çok üzüldüm; inanın 7’den 77’e herkesin sevdiği nadir insanlardandı bence; Yaşar Usta, Mahmut Hoca ya da Münir Özkul. Ruhun şad olsun.

İnek Şaban, Damat Ferit, Güdük Necmi, Hafize Ana hepsi ayrılıp gitti.

Aç kapıyı Veysel Efendi, Mahmut Hoca da gidiyor.