Öncelikle bu zamanlarda bu tarihlerde bazen en çok beklenen olur bazen de en çok korkulan; nedir o; fikri olan var mı ? Hadi düşünün bakalım, manzarası bir harika olur, mikroplar kırılır ya hani. Tabii ki de kardan bahsediyorum, zamanı geldi değil mi artık. Bir an önce gelsin dediğinizi duyuyor gibiyim.

 

Şahsen ben karın lapa lapa yağdığı o anlara bayılıyorum; kıtır kıtır çıkan sesler arasında o kar altında yürümeye; hem keyif verici hem de yalnız değilsen romantik. İnsanın doğaya aşkını haykırası geliyor bazen değil mi ama? Keşke o lapa lapa yağan kar o şekilde kalabilse; sonra buz tutan yollar, kaza yapan araçlar, kayan vatandaşlarımız falan, inanın üzücü bir hal alıyor o koca romantik ortam. Bu sebepten dolayı kayıplar yaşamamak zarar görmemek adına daha dikkatli olunması gerekiyor. Özellikle trafikte araç kullananların çok daha özenli araç kullanması gerekir.

 

Tabii bu mevsimlerde, kar yağışının ve şiddetli soğuğun hakim olduğu dönemlerde hayvanları da unutmamak lazım; o karda kıyamette yiyecek bi lokması olmayan sığınacak yeri olmayan sokak köpekleri, kediler ve niceleri. Ama ne yazık ki aynı durumda olan vatandaşlarımız da var. Keşke daha sağduyulu daha paylaşımcı olsak da bana dokunmayan yılan bin yaşasın kafasında çıkabilsek. Bazen sistem bencilliğe itiyor, kendini düşünmeye yönlendiriyor eyvallah ama bizler de sanırım yönlenmeye biraz meyilli bir tavır sergiliyoruz gibime geliyor. Keşke reklamlarda, dizilerde ve filmlerde duyduğumuz gibi hayatı paylaşarak daha da güzelleştirsek, ben yerine biz bilinciyle haraket edebilsek; düşünsenize ne kadar güzel bir toplum oluruz. Herkes birbiriyle barışık, herkes birbiriyle mutlu ve huzurlu bir yaşam sürsek.

 

Buradan herkesi, dargın olduğumuz insanlara bir zeytin dalı uzatmaya, küskünlükleri bitirmeye davet ediyorum. Tamam eski samimiyetler kurulmasın eyvallah ama birbirine selam verecek, hal hatır soracak kadar da olsa küskünlükleri yıkmaya davet ediyorum. Üstat Cemal Süreya’nın da dediği gibi ‘ Hayat Kısa Kuşlar Uçuyor ‘ ne kadar doğru değil mi? Üç günlük dünyada ceviz kabuğunu doldurmayan sebeplerden dolayı küs kalmayalım. Hayat paylaşında güzel, her ne kadar yalnızlık paylaşılmasa da; diye çelişkili ve ironik bir cümleyle bitirmek istiyorum.

 

**

 

Evet, kar yağışını beklediğimiz kadar ben de burada sizleri küstürene kadar yazmış olabilirim ama pazar günü imza günüme bekliyorum; heyecanla ve sabırsızlıkla. İnanın harika bir duygu, umarım kitap çıkarmak isteyen bu arzuyla heyacanını yaşayan herkese nasip olur. Hazır konusu açılmışken bu kaçıncı oldu bilmiyorum tam ama hepinizi 24 Aralık Pazar Günü Saat. 16.00’da Esas 67’ye imza günüme bekliyorum; arzu edenler Öküz Çarpması kitabımı Avm’de temin edebilecektir. Görüşmek üzere, esenle kalın.