Tanrının var olup olmadığını kanıtlayamam fakat kadınlar bu dünyada varlar! Bunu biliyorum!
Yaratıcı... Affedici... Sahip çıkan... Kol kanat geren... Doyuran...Yoktan var edenler.
Yiyeceği, sevgiyi, saygıyı, şehveti, merhameti...
Ve böylesi kadınlar bir de anneler...
Kimi doğurduğuna, kimi bir kediye, kimi bir köpeğe, kimi yeğenine, kimi esirgemeden aldığı bir çift göze ANNE...
Demem o ki kadının doğurmasına gerek yok annelik edebilmesi için...
Nasıl oluyor, neden oluyor bilemiyorum fakat karnınızda hissettiğiniz, kucağınıza aldığınız yahut bakımını size verdikleri an otomatik bir güncelleme oluyor bedeninizde... Ne muazzam bir şey...Delilik adeta... Bakın bu sevgi normal bir sevgi değil. Sağlıklı bir insanı tepetaklak ediyor.
Bir varlık var ortada. Her şeyin en iyisini yapmak için didinip duruyorsunuz. Mutluysa mutlu, hastaysa hasta, açsa aç hissediyorsunuz.
Bazen düşünüyorum, başka bir çocuk verilmiş olsa kucağınıza ne olur diye?  Sizin olmasa bile aynı derecede sevilir mi? KESİNLİKLE!!! Neden mi?
Çünkü emeğinizi seviyorsunuz! Onu büyütmenizi, bir şey öğretmeyi, öğrendiğini görmeyi, adımlarını, ilk kelimelerini, gülücüklerini, mutluluklarını, üzüntülerini, hastalıklarını... Doğurmuş olmak değil, emek vermek ANNELİK demek. Yoksa çocuğunu doğurup çöp konteynırına atana da anne diyoruz biz ağız alışkanlığından...
Bu verilen emeği neye verirsen ver anneliği ortaya çıkarıyor işte...
-Çocuğunu kaybeden sen! Kendine gel! Sen harikasın! Harika bir anne oldun! Elinden geleni yaptın. Tebessümle hatırla anılarını... Sana tüm kadınlar adına kefilim... Sen mükemmelsin... Uzakta bir yerlerde gülümsüyor sana, hisset ruhunda... Kalbimiz hep seninle... Ve sen... Çok yaşa!
-Çocuk sahibi olamayan sen! Kendine gel! Sen harikasın! Sen harika bir annesin! Emek verdiğin her canlıya! Silkelen! Doğurmak anne olmak değil! Bunu en iyi sen biliyorsun! Verdiğin emeğe şahit herkes... Sen her cana annesin... Tüm kalbimizle... Çok yaşa!
-Engelli evladım var diyen sen! Kendine gel! Sen harikasın! Sen değil misin ki; hepimiz önce biz ölelim, acısını görmeyelim diye dua ederken yaratıcıya, sen önce evladım ölsün diye dua eden... En güçlümüz... Bana bir şey olursa kim bakacak derdine düşen sen! Evlat acısını yaşamayı dileyen sen! Versene elini öpelim... Çok yaşa!
 
Gelelim annesinden ayrı büyüyenler, büyümek zorunda kalanlar, annesini kaybeden ve birden büyüyen çocuklar... Ne yazılır ki bu duyguya... Hep bir eksiklik, yarım kalmışlık... Sarılmak ve güven ihtiyacı hiç bitmeyen... Dilerim öyle bir aile kurun ve yaşatın ki... Tüm eksikliğiniz sarmalansın... Sarılsın... Kol kanat gerilsin...
Çocuğa, hayvana, bitkiye anne olabilenlere... Emek verenlere... Gününüz kutlu olsun.