İYİ Parti Zonguldak İl Başkanı Yavuz Erken, AK Parti İl Başkanı Mustafa Çağlayan’a cevap verdi. Çağlayan’ın Zonguldak Belediyesi hakkındaki açıklamalarına sert tepki gösteren Çağlayan: ”Önce kendi döneminize ve yönettiğiniz Türkiye’ye bakın sonra başkasını eleştirin” diye konuştu.
ÖNCE KENDİ YÖNETİMİNİZE BAKIN
Mustafa Çağlayan’ın Zonguldak Belediyesi’ni işaret ederek: "8 ayda 400 milyon lira borca sokmuşlar. Karşılığında icraat yapmamışlar’ şeklindeki açıklamasına cevap veren Erkmen, şu ifadeleri kullandı; ”Bayramdan bir gün önce AK Parti İl Başkanı arkadaşımız Mustafa Çağlayan bir basın toplantısı yapmış. Bu basın toplantısında söylediği bazı cümleler vardı. Araya bayram girdiği için biz bayramda siyaset yapmayalım diye cevap vermek istemedik. Bu konuda bir-iki hususa değinmek istiyorum. İl Başkanı arkadaşımız merkez belediyesini eleştirerek son 8 ayda 400 milyon lira belediyeyi borçlandırdıklarını, borcun arttığını belirterek herhangi bir hizmet yapılmadığı şeklinde bir beyanda bulundu. Tabi bu onun kendi görüşü. Buna da Cumhuriyet Halk Partisi’nin yöneticileri ve Belediye Başkanı cevap vermelidir. Dolayısı ile biz bu konuda herhangi bir şekilde cevap verecek değiliz. Ama ben şu yönden yaklaşmak istiyorum. Şimdi Mustafa Çağlayan arkadaşımız bu sözleri söylerken dönüp birde kendi dönemlerindeki durumlara bakmalıdır. Yani AK Parti ve MHP olarak, Cumhur İttifakı olarak kendi yönettikleri Türkiye’deki duruma bakmaları lazım. Son 8 ayda Merkezi yönetim bütçesinde borç stoku ve iç borç faizleri ne kadar arttı diye baktım. Son 8 ayda 14 trilyon 196 milyar liradan 17 trilyon 607 milyar liraya çıkan bir borç var. 8 ayda Türkiye’nin bütçesi 3 trilyon 411 milyar lira borçlanmış durumda. Şimdi bende Mustafa arkadaşımıza sormak istiyorum. Belediyeyi borçlandırıp her hangi bir şey yapmadınız diye belediyeyi suçlarken, sizde Türkiye’yi bu kadar borçlandırdınız. Buna karşılık ne yaptınız?”
İNSANLAR GEÇİNEMEZ DURUMDA
Türkiye’nin borç batağına sürüklendiğini ve İnsanların geçinemez duruma geldiklerini belirten Erkmen, sözlerine şöyle devam etti; "İnsanımızın şu anda refah seviyesi mi yükseldi? İnsanımızın milli gelir seviyesi mi yükseldi? Cebine giren paramı yükseldi? Hayır öyle bir şek yok. Buna mukabil ne oldu? Faiz düşmedi, enflasyon düşmedi. Hayat pahalılığı aldı başını gidiyor. İşsizlik bir dert. Kira, akaryakıt, fiyatları, gıda arttı. Adalete olan inanç ve güven her gün geriye doğru gidiyor. Türkiye’nin geldiği noktaya bakıldığı zaman hem hizmet noktasında, hem de inanç noktasında her geçen gün geriye giden ekonomik bir borç batağının içerisine doğru giden bir Türkiye’yi görüyoruz. İnsanların artık çok zor günler geçirdiğine şahit oluyoruz. Yıl başında verilen zammın eridiğini, asgari ücretin eridiğini, emeklilerin şu an çok zor durumda olduğunu görüyoruz. TÜRK-İŞ’in rakamlarına göre açlık sınırı 25 bin lira, yoksulluk sınırı 81 bin lira. Bu demektir ki Türkiye ‘de herkes yoksullaştı. Böyle bir ortamda dönüp te siz Türkiye’yi yönetenler olarak nasıl belediyeyi suçlarsınız? Önce yönettiğiniz Türkiye’ye bakın, oradaki durumu görün, ondan sonra karşı tarafa söz söyleme halkını bul kendinde. İğneyi kendine çuvaldızı başkasına batırmak daha iyi olacak diye düşünüyorum. Kısaca sizin söz söylemeye her hangi bir hakkınız yok. Çünkü sizde borç batağına sürüklediniz. Sizde aynısın yapıyorsunuz. Ne farkınız var ki bunları söylemeye kendinizde hak buluyorsunuz.” dedi.