Fazla mükemmeliyetçilik kaygısının kimi zaman kalp hastalıkları, huzursuz bağırsak sendromu, hastalık derecesinde uyku sorunları, depresyon ve anksiyeteye neden olduğu, yapılan araştırmalara göre her 5 kişiden 2’sinde bu yönde eğilim olduğunu söyleyen Medline Adana Hastanesi’nden Uzman Klinik Psikolog Fulda Karaçiçek, mükemmeliyetçilikte aşırıya kaçanlarda görülen 8 ortak özelliğe değindi.
Modern yaşamın yan etkilerinden biri olarak değerlendirilebilecek mükemmeliyetçilik kaygısı uzaktan bakıldığında her ne kadar zararsız gibi görünse de aşırıya kaçtığında bireyi ve çevresini yormaya başlıyor. Bu gibi durumlar ise başta sağlık problemleri ve ikili ilişkiler olmak üzere olmak üzere hayatın birçok alanında sorun oluşturuyor.
Fazla mükemmeliyetçilik kaygısı kimi zaman kalp hastalıkları, huzursuz bağırsak sendromu, hastalık derecesinde uyku sorunları, depresyon ve anksiyeteye neden oluyor. Yapılan araştırmalara göre her 5 kişiden 2'sinde bu yönde bir eğilimin söz konusu olduğunu söyleyen Medline Adana Hastanesi’nden Uzman Klinik Psikolog Fulda Karaçiçek, mükemmeliyetçilikte aşırıya kaçanlarda görülen 8 ortak özelliği şöyle sıraladı:
1. Hatalarını kabul etmezler
Hayatlarında hatalara asla yer yoktur. Olması gerektiğini düşündüğü bir şeyin olmamasını veya olmaması gereken bir şeyin olmasını tolere edemezler ve tahammülsüzlük gösterirler. Küçük de olsa bir hata gördüklerinde hemen ona müdahale ederek düzeltmek isterler.

2. Ya hep ya hiç düşüncesi hakimdir
Düşünce sistemleri ‘ya hep ya hiç’ şeklinde çalışır. Bir şeyi en iyi şekilde yapamıyorlarsa hiç yapmamayı tercih ederler. Öyle ki tek bir olumsuz yoruma dahil olmak için kimi zaman olumlu geri bildirimleri bile görmezden gelerek istemezler.

3. Asla tatmin olmazlar
Tatminsizlik duygusu ile başa çıkmak çoğu zaman hepimiz için zordur. Herkesin bazen yeterince başarılı olmadığı, yeterince mutlu olamadığı veya yeterince iyi kazanmadığı dönemler vardır. Bu gibi anlarda tatminsizlik duygusunun yaşanması ise normaldir. Ancak mükemmeliyetçi bireyler asla tatmin olmazlar ve kendilerine karşı da acımasızdırlar. Yaptıkları ufacık bir hatanın bile etkisinden uzun süre çıkamaz ve sürekli olarak kendilerini suçlarlar.

4. Sadece sonuç odaklıdırlar
Yaşanan süreçler umurlarında olmaz, sadece sonuçla ilgilenirler. Onu tatmin edecek tek şey başarılı bir sonuçtur. Oysa ki süreci ve sonuçları kontrol etmek her zaman ve gerçek anlamda mümkün olmadığından, eninde sonunda başarısız duruma düşmek kaçınılmazdır. Bu ise onlar açısından tek kelimeyle mutsuzluk demektir.

5. Detaylarda boğulurlar
Bazı insanların işleri bir türlü bitmek bilmez. Ayrıntıya kapılıp gitmek onların hayatlarının adeta bir parçasıdır. Ancak ağaca bakarken ormanı gözden kaçırırlar ve ormandaki diğer güzelliklerin farkına bile varmazlar. Bu yüzden de bir türlü kusursuzluğa erişemez ve hem kendilerine hem de çevresindekilere hayatı çekilmez hale getirirler.

6. Her konuda olumsuzdurlar
Hayata hep olumsuz bakar, bardağın dolu kısmını asla görmezler. Büyük veya küçük hiçbir hataya tahammülleri olmadığından diğer insanları devamlı eleştirir ve yargılarlar. Esasında eleştirel tutum tamamen sağlıksız olmasa da sağlıksız olan bunun sürekli ve yanlış üslupla yapılmasıdır.

7. Eleştirilere kapalıdırlar
Eleştiriye açık olmak demek elbette herkesin olumsuz yorumlarını kabul etmek ya da hoşgörmek demek değildir. Ancak olası bir başarısızlık, mükemmeliyetçiler için kabul edilemez bir durumdur. Bu yüzden en ufak bir öneri olsa bile savunmaya geçerler. Eleştiriyi kişisel olarak algılarlar ve yapanlarla aralarına sınır koyarlar.

8. Her durumda haklıdırlar
Mükemmeliyetçi bireyler yanıldıklarını ve hata yaptıklarını hiçbir zaman kabul etmediklerinden karşıdakinin duygularını ve ihtiyaçlarını fazla önemsemezler. Onlar her durumda haklıdırlar. Çünkü ya empati yetenekleri düşüktür ya da empati yapmayı tercih etmezler."

(İHA)

Editör: Oğulcan Öz