POSTPARTUM
Nedir bu postpartum depresyon?
Genelde doğum sonrası 3 ay içinde ortaya
çıkan; kendimi mi, evdekileri mi yoksa evi
mi ateşe versem dedirtten ağır
depresyon…

-Amannn sizde! Analarımız peş peşe
doğurmuş, depresyon görmemiş, kalkmış
bahçeye çalışmaya inmiş, kalkmış yemek
yapmış bide üstüne bi dünya insan bakmış
evde’ diyorsanız şayet yazının devamını
okumayın!
Zira bu düşüncede olanları hissedip, eski
ve yeni postpartumlar karabasan olup
girecekler rüyalarınıza…

Neyse:

9 ay dile kolay…
İçinizde sizden beslenen bir canlı.
Kıpırdadıkça yüzünüzde oluşan aptal
gülümseme…
Ve istiyorsunuz ki bir an önce doğsun,
kucağınıza alın…
Misss gibi kokusunu içinize çekin ve
mutluluk gözyaşları dökün…
BÜYÜK GÜN
Bunca romantizm içerisinde normali de
sezeryanı da BU NE ALLAHIM! feryat figanı
içerisinde geçirdiğin,
Belini doğrultamadığın,
Milletin kolunda işemeye gittiğin,
Rahim kontrolü için gelen hemşireye, açık
kalsın isterseniz zaten meydanda esprisi
yapmaya çalışırken gülmemek için karnını
sıktığın ve sonrasında içimde ki bu boşluk
da nedir kaygısıyla baş başa kaldığın…
Gelen gidenin adeta kamu malı olan

memene çocuk yapıştırmaya çalışmasını
ağlamakla ağlamamak arasında izlediğin o
anlar…
Birde onca kalabalık içerisinde göz göze
gelmeye çalıştığın bebeğin… İçinden
dünyanın en güzel varlığı diye geçirdiğin
aslında çirkin, yumuşuk surattan başka bir
şeyin olmadığı, ne olacağı neye
benzeyeceği hakkında fikrinin bile
sorulmadığı, minik bi şey…
(Arada yakaladığın eşin… Garibim
onlarda piyangodan çıkmış gibi baba
oluyorlar, zamanla oturuyor babalık neyse
konumuz bu değil (: )

Eve gitmek için ne derlerse yapacağın bi
süreç hastane, çünkü içinde bi his var, eve
gitsen sanki geçecek! Böyle öfkeyle

sakinlik arası… Gaddarlıkla merhamet
arası…
Biri nasılsın diye sorsa gırtlaklayacak,
sonrasında ise boynuna sarılıp ağlayacak
derecede duygu değişimi…

Neyse ki evdesin…
Lakin geçmiyor ki bu his!
Uyusun artık dedikçe, uyuyunca uyansın
diye başında beklediğin… İtiraf edelim
uyansın diye arada da dürttüğün…
Emzircem ben diye ortalığı ayağa kaldıran
sen, her memeyi çekişinde yerleri
tekmeleyip, hayıııırrrr diye inlediğin…
Memem koptu diye ağladığın, sonrasında
kopsun tamam yeter ki emsin hıçkırıklarına
boğulduğun…
Emzircem ben diye ortalığı ayağa kaldıran
sen, her memeyi verdiğinde asla ağzına

almayan bir bebeğin olduğunu anlayıp,
hayıııırrr diye ağladığın… Her biberona süt
sağdığın yahut mama hazırladığında bütün
vücuduna yayılan o sıcaklık hissiyle
çömelip tabiri caizse anırdığın…
Şu çocuğu az alın da uyuyayım diye
söylenirken, çocuk yanınızdan uzaklaştığı
gibi uykunun sizden koşarak ayrıldığını
görünce duvarları izlediğin…
İzlerken bebeği ulan bu benim mi! Ne
güzel şey çıkardım diye kendini yüceltip
hayran hayran dalarken… Birden gelen ne
çirkin şey be bu, ben buna bakamam ki
düşünceleri…
Evde kimse olmasın, gitsin herkes diye
içinden geçirirken, kapı eşiğinde gitmeyin
diye ağlamaların…
Sizce bunlar ne derece sağlıklı?

Bunca dengesiz duygulara ek paket olarak
da anlayışsız bir eş düştüyse sizlere… Heh
işte o an mahalleyi yakasınız geliyor!
1.paketi beğenmediyseniz hemen 2.paket
devreye giriyor hızlıca.
Klasik her gelenin bilinçaltında anneliğini
beğenmeyip, seni hor görüp, hadsiz ve
ahlaksızca soruları…

-Emebiliyor mu seni? Eh işte verdik ağzına
çekip duruyor…
-Emzirebiliyor musun? Valla diyorum işte
ağzını aç lönk lönk çek işte sen çektikçe
gelecek süt ama anlamıyor bende bebekçe
çok bilmiyorum zamanla anlaşacağız
sanırım…
-Çok emziriyorsun, kilo alır şimdiden. Ya ne
doğru dedin çekiyorum ağzından mememi
fazla kaçırınca, diyorum bak kilo alacaksın
saçmalama! Basıyor yaygarayı dudakları

titrete titrete ver verebilirsen bir daha
memeyi… Tüm apartman ayakta…
-Sarılık olacak emzir sürekli. Aç ağzını işte
uyuyup duruyorsun sarılık olacaksın da
dedim inanın ama işte…
-Biberon mu vereceksin? İşte fantezi olsun
bide onu emsin dedik…
-Mama takviye yapıyorsun, demek
yetmedi sütün, olsun ne yapalım. Kanallar
açık kalsın dedim bedenime ama inat
ediyor benimle…
-Bu evin hali ne, yetişemiyor musun? Ben
geri gelmeyecek anların tadını çıkarmak
istiyorum. Bir ay camlarım silinmese de
olur. Ama yok bu halimle evime geldiysen
yap ve çık. Sağda solda konuşmadan!
-Öyle gazı çıkarılmaz ver bakayım sen! Al
buyur! Gece de gelirim kapına madem bu
kadar ordinaryüssün!
-Sen yıkayamazsın! Avcuma sığan bir şeyi

yıkayamam desem bile destek olman lazım
da ben kime ne anlatıyorum…
-Hasta mı ettin? Evet ettim, baktım
hayatımız monotonlaştı, dedim ki ben bi
renk katayım… Yoksa senin şapur şupur
öpmenle alakalı değil olur mu öyle şey…

DİYEMEDİĞİMİZDEN olsa gerek!!!
İçimize ata ata deliriyoruz!
İçimize ata ata gülümsüyoruz!

Her şeyi yapan siz, şımarık yeni nesil
anneler bizler oluyoruz. Ne ala
memleket!!!
Bırakın da anneliği bizde doya doya
yaşayalım. Annelik yapmaksa niyetiniz
doğurun bir tane!
Sizden isteğimiz destek sadece!

Bilin ki asla unutmuyoruz!
Her anını hatırlamak istediğimiz anıların,
lanet ettiğimiz anılara dönüştürmüş
olmanızı…
Lohusa kafası… Lohusa depresyonu… Ne
derseniz deyin artık… Yeter ki saygıda
kusur etmeyin, sınırınızı aşmayın!