Mülteci istemiyorum diyenlerin ırkçılıkla etiketlendiği garip bir döneme denk geldik. Yanarım yanarım buna yanarım…
 
Kayseri’deki olay herkesin malumu…
Neymiş, sapık bizde de varmış...
Suç şahsiymiş…
Diğerlerine yazıkmış…
Arabaları ateşe vermek, sokaklara dökülmek doğru değilmiş…
Ümmet kardeşiymişiz…
Bla bla bla…
 
Kardeşim kol kırılır, yel içinde kalır demiş büyükler…
Sapığımız varsa bizim sapığımız kime ne!
Yelimizin içine başkalarını istemiyoruz!
Bu kadar net!
Bizimkiler bize yetmişken!
Bizimkilerden biz bıkmışken!
Kural kaide bilmezleri istemiyoruz evet!
Kayseri’de bir Suriyeli 5 yaşındaki bir Suriyeli kıza tecavüz ediyor. Polis evi basıyor. Tecavüz edenin ailesi, tecavüzcüyü vermek istemiyor, polise direniyor… Ve olay büyüyor…
 
Ve medya da öyle bi lanse ediyor ki…
Bizde de oluyor!
Ne bu sokaklara dökülmek diyor adeta!!!
Patlama olması için ufak bir kıvılcımın yeteceğini bilmiyorlarmış gibi…
 
Hem ayrıca ne yapalım?
Ohh kendi aralarında olmuş deyip, kanal mı değiştirelim, tivit mi beğenelim, gülüp mü geçelim?
 
 
İnsanlar bıktı…
İnsanlar yoruldu…
10 yıldır aşağı yukarı, besleye besleye bi hal olduk!
Savaş bitti mi kardeşim! Bitti! Yallah!
Ama giderler mi?
Hastane bedava, 
Eğitim bedava,
Vergi yok,
İş kurmalar bedava,
Çocuk yardımları desen o biçim,
Ekmek elden, su gölden…

Sense ikinci sınıf muamelesi gör…
Sana reva görülen, daha doğrusu kendine reva gördüğün bu…
 
Bunların birikimi olarak…
81 ilde…
Uzun zamandır bastırılan öfke var…
Kayseri’de ilk öfke patlaması gerçekleşti…
Ve polisler görevlendirilerek,
Vatandaşının karşısına çık
Mültecilerin kılına zarar gelmesin dendi adeta…
Sonumuz hayr olur mu sanmam!
Bizlere entegre olabilecek bir topluluk değiller!
En hızlı şekilde, etkin bir sığınmacı politikası güdülmelidir!
 
Yahu,
Polisinden korkmalı!
Zabıtandan! 
Bekçinden! 
Askerinden!
Yasandan korkmalı!
Ama nerdee?

En ufak hatasında gözünün yaşına bakılmayacağını anlamalı!
Mülteci gelmiş!
Korkmalı yahu korkmalı işte!
Adamların umru değil,
Denizde nargile içe dursunlar!
 
Zonguldak şivesiyle epceleye epceleye tepemize çıkardınız mültecileri!

Kraldan çok kralcı yaptınız ya bunları, sizlere de helal olsun!

*******************

RAST GELE!
1 Temmuz 1926 yılında çıkarıldı Kabotaj Kanunu…
Bunun öncesinde, Osmanlı Devleti kapitülasyonlarla yabancı ülke gemilerine deniz ve göllerimizde ticaret yapma ayrıcalığı tanımıştı. 
1923’te imzalanan Lozan Barış Antlaşması ile bu ayrıcalık iptal edildi!
Bu kanun ile birlikte tüm deniz, akarsu ve göllerimizde mal ve yolcu taşıma hakkı yalnızca Türk vatandaşlarına verildi…
Ve bizler, 1935 yılından itibaren bu günü hep Denizcilik ve Kabotaj Bayramı olarak kutladık…
Kıymetini bileceğimiz nice bayramlara…

Geçimini balık tutarak sağlayanlar…
Her denize baktıklarında akıllarına denize gönderdikleri gelenler…
Ailesini, sevdiklerini bırakıp giden denizciler…
En çokta sizlerin bayramı kutlu olsun…
Özlemini çektiğiniz, hayalini kurduğunuz her ne varsa sizleri bulsun…
Denizde de olsanız, karada da olsanız…
Yürekten istediğiniz her şey sunulsun…
Giden gittiği gibi dönüyorsa,
Bekleyen bıraktığınız yerde olur derdi bi denizci tanıdığım…
Rast gele…
Tüm denizcilere…