Sevgili Okuyucular, buradan bir aday adayı olarak sesleniyorum sizlere; 

Öncelikle beni okuduğunuz için hepinize teşekkür ediyorum.

Ara sıra okuyanlara da teşekkür ediyorum, okumayanlara da…

Bakarsınız bir gün onlar da okur ama illa beni okumak zorunda da değiller ya hani; istedikleri yerden istedikleri yazardan ya da gazeteden başlayabilirler.

Buradan tüm Zonguldak’a, emeğin memleketine ve hatta cennet vatanımın her köşesine selam olsun. 

Ben ülkemizin her yerini çok seviyorum. Taşını - toprağını, denizini - ormanını, ağacını – çiçeğini, meyvesini – sebzesini, köylüsünü – şehirlisini, tarımını – hayvancılığını, turizmini – kültürünü, geleneklerini – göreneklerini anlayacağınız her şeyini seviyorum da sadece Zonguldak’ın yollarını sevmiyorum. 

Düğünlerini ( silahların konuşmadığı), cenazelerdeki birliğini, eskisi kadar olmasa da bayramlarını ve konu – komşu ilişkilerini, imecelerini, yardımlaşmalarını, spora ve doğaya olan tutkularını, denize olan sevgilerini, av meraklarını, dik duruşlarını, boyun eğmeyişlerini ve daha nice şeylerini seviyorum ama yol orta yapılan çoluk çocuğun yanındaki alkol masalarını sevmiyorum.

Bayrağımızı, dilimizi, başkentimizi, Mustafa Kemal’i, İstiklal Marşı’nı, Andımızı, Gençliğe Hitabe’yi, Nutuk’u, askerimizi – polisimizi, milletimizi, insanları, kırmızı – beyazı, Samsun’u, Amasya’yı, Erzurum’u, Sivas’ı, İzmir’i, Çanakkale’yi, Sakarya’yı her şeyi seviyorum da memleketimin bir karış toprağında gözü olanı sevmiyor ve hatta nefret ediyorum.

Daha sevdiğim çok şeyler var; Türk İmparatorluklarının temelini atan Oğuz Kağan’ı, Dünya’nın ilk düzenli ordusunu kuran Metehan’ı, Roma ve Bizans’ın kâbusu Attila’yı, Kürşad’ı, Alparslan’ı, Çağrı Bey’i, Hayme Ana’yı, Fatih Sultan Mehmet’i, Kanuni’yi, Ziya Gökalp’i, Nene Hatun’u, Oğuz Atay’ı, Ahmet Arif’i, Mehmet Akif’i, Ulubatlı Hasan’ı, Uzun Mehmet’i, Piri Reis’i, Alparslan Türkeş’i ve tabii ki de Mustafa Kemal Atatürk’ü seviyorum. Adını yazmaya unuttuğum onlarca kişi olabileceğini biliyor ve onlardan özür diliyorum. 

Velhasılıkelam bu kadar sevdiğin şey için ne yapıyorsun diye soran olur mu diye bekliyorum. Soran yoksa ben direkt konuya gireyim; işte bu kadar sevdiğim şey için ve ayrıca iyi bir memleket ve gelecek için mücadele ediyorum. Kuvayi milliye için, doğacak yeni nesil için, Atalarımızın kanı ve emeği için, şehitlerimiz ve gazilerimiz için, umudunu kaybetmek üzere olan atanamayan üniversite mezunu kardeşlerimiz için, evine ekmek getiremeyen umutsuz babalarımız için, çocukları için endişelenen annelerimiz için, gençlerimizin bataklığa batmaması için, ay yıldızlı bayrağımızın düşmemesi için, Türklük gururu ve şuuru için, Mustafa Kemal’in ilke ve inkılapları için, Cumhuriyet için mücadele ediyorum.

Sevgili Okuyucular buradan sizlere bir aday adayı olarak seslendim fakat bu şu sıralar moda olan aday adaylığı olarak değil bir yazar aday adayı olarak seslendim. Kusura bakmayın biraz ters köşe adaylık olmuş olabilir. Kimileri heyecanla, destekle ( Rabbim razı olsun onlardan ) kimileri alaycı bir şekilde, eleştirerek, kötü düşüncelerle okumuş olabilir; herkese saygı duyuyorum. Buradan sizlere şimdilik sadece bir yazar aday adayı olarak iyi günler diliyorum; doğacak iyi günler için mücadeleye devam.