Osman Balamir’in Amelebirliği Başkanlığı görevine atanması ile birlikte “ilk icraatı” olarak görülen “Amelebirliği’nin özelleştirilmesi” çabalarına karşı çıkan ve yoğun eleştiriler yönelten gazetecilerden birisiyim.

Osman Balamir tarafından süslü laflarla kamuoyuna kabul ettirilmeye çalışılan “özelleştirme” çabaları gerçekleşti gerçekleşmesine ama, Zonguldak halkının “Ankara’daki evi” olarak bilinen misafirhanenin “akibeti” ne oldu bilinmiyor!..

Amelebirliği Başkanlığı tarafından kamuoyunu aydınlatacak bir bilgi de verilmiyor.

Onarım-tadilat işleri nasıl gidiyor?..

Bunca zamandır neden hala bitirilemedi?..

Onarım-tadilat işini üstlenen firmaya hangi iş için, ne kadar para ödendi?.. Halen bitirilmemiş işler için de ödeme yapıldı mı?..

Ön cephe kaplanıp, yan cepheler kendi haline terk edildi mi?..

Onarım-tadilat işini üstlenen firma ile nasıl bir sözleşme imzalandı, kurumun bu işten zararı oldu mu, olmadı mı?..

Özetle…

Amelebirliği Ankara Misafirhanesi’nin “akibeti” ne oldu?..

Bütün bu sorular yanıt bekliyor.

***

Amelebirliği’ni ilgilendiren bir başka konu…

Yine “süslü laflarla” Amelebirliği Başkanı Osman Balamir tarafından kamuoyuna tanıtılan, ancak bunca zamandır bir türlü sonuç alınamayan 700 kişilik kız öğrenci yurdunun akibeti ne oldu?..

Kız öğrenci yurdunun inşa edileceği alana kendi ismini taşıyan bir tabela asmaktan ve sürekli “resim” çizmekten öteye gidemeyen Osman Balamir’in, Amelebirliği gibi tarihi bir kurumu “iş üretmekten aciz”, icraattan yoksun bir kurum haline getirmesinin sebebi ne olabilir?..

Amelebirliği Başkanı’nın görevi “kırk dereden su getirmek” midir, yoksa adı Zonguldak ile özdeşleşmiş bir kurumun kuruluş tüzüğünde yer aldığı şekilde belli ölçüde yatırım yapıp, Zonguldak halkına ve üyelerine hizmet edilmesini sağlamak mıdır?..

Yoksa, iş üretmek konusunda sürekli ağlayıp sızlamak mıdır?..

***

Amelebirliği’nin asli görevlerinden biri de maden işçilerinden oluşan üyelerine”ikraz” dağıtmak olarak biliniyor.

İkraz dağıtmanın belli kuralları var.

Amelebirliği’nden ikraz kullanan bir üye belli bir süre geçmeden yeniden ikraz kullanamıyor.

Ancak, ciddi iddialara göre, bu kural Osman Balamir tarafından “rafa” kaldırılmış durumda…

İkraz kullanan bazı üyelere, yeterli süre geçmeden yeniden ikraz kullandırıldığı, böylece ikraz kullanmaya hak kazanan bazı üyelerin ise bu haktan yoksun bırakıldığı yönündeki iddialar ayyuka çıkmış durumda…

Eğer güvenilir kaynaklardan gelen bu iddialar doğru ise, Osman Balamir’in süresi dolmadan yeniden ikraz kullandırılan işçilere neden böyle bir “ayrıcalık” tanındığını izah etmesi gerekiyor.

Amelebirliği’nde yanıt bekleyen pek çok soru var.

Üstelik bu sorular kaç zamandır yanıt bekliyor.

Şehir ve Zonguldakspor

Zonguldakspor Olağanüstü Genel Kurulu yapıldı, Süleyman Caner başkanlığında yeni bir yönetim oluştu.

Elbette, yeni yönetimden çok şey bekleniyor ama, bu iş sadece yöneticilerin çabası ile olacak gibi görünmüyor.

Zonguldakspor bir “şehir” kulübüdür, spor alanında Zonguldak’ı temsil eden, bu şehrin renklerini taşıyan, kuruluşundan bu yana bu şehrin insanlarının gururu ve onuru olan bir şehir kulübü…

Spor, toplumsal yaşamın ayrılmaz bir parçasıdır. Bu durum bütün dünyada böyledir. Ülkemizde de, sporun tüm toplumu saran, heyecanla coşturan ve “takım ruhu” oluşturup, moral değerlerini yükselten çok önemli bir etkisi vardır.

Bu durumu bir “mahalle takımında” bile görebilmek olasıdır.

O halde Zonguldakspor adına da tüm şehir halkı olarak “takım ruhu” ile hareket etmenin tam zamanıdır.

Sayın Valimizin ve Sayın Emniyet Müdürümüzün Zonguldakspor’a verdiği büyük destek zaten biliniyor. Elbette bu destekleri devam edecektir.

Ancak, başta yeni seçilen milletvekillerimiz olmak üzere, Zonguldak’ta söz ve karar sahibi olan tüm yönetim kademelerinin, mesele belediye başkanlarımızın, mesele STK temsilcilerimizin, işadamlarımızın, şehir esnafının, şehrimizin spor alanındaki onurunu ve gururunu yükseltmek adına gönüllü desteklerine de ihtiyaç duyuluyor.

Umuyoruz ki, Zonguldakspor yeni sezonda, bu anlayışla, yani “takım ruhu” ile çok daha başarılı olacaktır.