Dünyada ve ülkemizde hızla sigara, alkol ve uyuşturucu madde kullanımı artmakta olup; bu maddelerin kullanım yaşları ise ne yazık ki düşmektedir. Üzülerek söylüyorum; neredeyse ortaokul sıralarına kadar düşmüş durum, çok ama çok tehlikeli bir vaziyet almıştır. 

Bu bağımlılıklara yetişkinlerde kumar bağımlılığı, gençlere iste teknoloji bağımlılığı eşlik etmektedir. Düşünsenize teknolojiyle başlayan bağımlılık garip geliyor değil mi insana, ne yazık ki bizim teknolojimiz genelde bilgisayar, televizyon ve telefon olarak indirgenmiştir. Saatlerce izlenen televizyonlardaki saçma diziler, evlenme programları, kurmaca programlar neredeyse insanların hayatlarını esir almış durumdalar. Bir elde televizyon kumandası diğer elde akıllı telefon; sosyal medyayla yatıp onunla kalkar durumdayız. Neredeyse ev hanımlarımızı televizyon esir aldı, gençlerimizi bilgisayar oyunları, internet vs, evin erkeklerini de kumar ve alkol vs. 

Biraz genel konuşuyorum kusuruma bakmayın; tabii istisnalarda mevcut yalan değil ama geneli baz almak zorumdayım. Zaten bu kötü bağımlılıklarla alakası olmayanlar üzerlerine falan alınmazlar. Mesela ben kendimi teknoloji bağımlılığım var mı diye sorguladım. Genelde yazı yazmak, araştırma yapmak ve film izlemek için kullansam da bilgisayarımı; telefonda sosyal medya bağımlılığım çok az da olsa var sanırım ama ben bunun nedenlerini biliyorum. İstersem bırakırım; süper bir cümle kullandım bunun akrabaları da var ama, sizlere bahsedeyim mi biraz, evet dediğinizi duyar gibiyim:

“Bir kereden bir şey çıkmaz, Bir daha asla, Ben bağımlı olmam, İstersem bırakırım, Bu meret bırakılmaz, Bırakmak zorundayım, Artık bırakacağım, Bıraktım bir daha başlamam” ve bunların en baştaki  “Belki kullanabilirim” ve “Korku ve Merak”; bunların hepsi Bağımlılık Döngüsünü oluşturan basamaklardır.

Aslında durum gayet açık gösteriliyor bu döngüde; hepimizde bunun farkındayız, hem de her sabahında pişman olsak bile, değil mi ama! Bağımlılık; kişinin fiziksel, ruhsal ve sosyal hayatını çok olumsuz etkiler. Bireyin, ailesinin ve yaşanılan toplumun huzurunu kaçırır; psikolojik, sosyolojik ve ekonomik zararlar verir. Bir de çocuklarımızda, gençlerimizdeki yıkımını düşünün; hayatlarının başında yapmamaları gereken bir şeyi yapıp hayallerinden uzak bir dünya yaşamalarına sebep bile olabilir. Bunları engellemek için toplumun bir arada kompakt olarak hareket etmesi gerekir. Bunları biraz düşünelim, hepimizin, herkesin mutlaka yapması gereken bir şeyleri olacağını düşünüyorum. Gençlerimizin çoğu yapacak bir alternatif bulamamasından dolayı bile bu akışkanlıklara bulaşabiliyorlar. En azından biz alternatif olmalıyız.

Bu arada sigara, alkol, uyuşturucu ve kumar bağımlılığının yanında teknoloji bağımlılığı biraz daha hafif duruyor; diğerleriyle aynı kefeye koymamak gerektiğini düşünenlerin olduğunu biliyorum. Ben ise aksine onlardan hiçbir farkının olmadığını tek bir örnekle sizlere göstermek istiyorum. Yugoslavya parçalanırken halk ne demişti? “ Biz evde dizi izliyorduk”. Fazla söze gerek yok bence durum ortada, kimseyi kötülediğimi falan sanmayın ama gerçekler diye bir şey var; en azından çocuklarımızın daha iyi şartlarda, daha iyi ortamlarda yaşamasını istiyorsak; yapmamız gereken öz eleştiriler bunlar. Bana kızmayın!

Son olarak size BAĞIMLILIK BİR HASTALIKTIR diyorum. Tedavisi ise SEVGİDİR. Severseniz bağımlılıklarınızdan en az birini sevdiğiniz kişi alır. Bunun yanında bir de kitapları sevin ya da resmi, müziği, sinemayı, tiyatroyu en olmadı memleketi alın sevin; bir bağımlılığınızın yerini de ona bırakın. Ben bir OĞUZ ATAY ve MEMLEKET bağımlısı olarak konuşuyorum; bu bağımlılıklarımın bende tek bir olumsuz yönü var. Korkularım oldu;  nasıl mı? Oğuz Atay’ın Hikmet Benol’ü olmaktan, memleketinde bölünmesinden korkuyorum; hem de öyle böyle değil. Hadi ben kaçayım; korkularım bastırmadan.

Günün Sözü: Düşenin dostu olmaz derler kimileri. Sanki ayakta olanın dostu çokmuş gibi. – Cemal Süreya