Ak Parti Zonguldak Milletvekili Ahmet Çolakoğlu, TTK ile ilgili cesur söylemleri ile tanınıyor.

Aslında kurumun “iyiliği” için popülist politikalar yerine, objektif düşüncelerle kuruma ilişkin değerlendirmeler yapan Sayın Çolakoğlu’nun bu yaklaşımı kimilerinin hoşuna gitmese de söyledikleri toplumda karşılık buluyor.

Ahmet Çolakoğlu, daha önceki söylemlerini teyit edecek şekilde Kanal Z’de Simge Kırlı’nın hazırlayıp sunduğu canlı yayın programında, “ TTK bakkal gibi yönetilirse müdahale edilir” diyerek, tabuları yıkmış oldu…

Ancak, Sayın Çolakoğlu biraz “eksik” söylemiş…

TTK bakkal gibi yönetilse gene iyidir…

Bakkalın da bir hesabı-kitabı vardır.

Alınan mal, satılan mal bellidir.

Faturası, irsaliyesi vardır, veresiye defterinde neyin ne olduğu bellidir.

Anladığımız kadarı ile TTK’nın böyle bir “hesabı-kitabı” bile yok…

*

Eğer olsaydı, mesela, fenol köpük denilen kanserojen ihtiva eden kimyasalın aynı firmadan birkaç yıl boyunca 72 Euro’dan alındıktan sonra, açılan ihaleye ikinci bir firmanın girmesi üzerine, ihalenin iptal edilip ikinci firmanın devre dışı bırakılması, daha sonra tekrar eski firmaya dönülüp bu kez aynı kimyasalın 36 Euro’dan satın alınmasının hesabı sorulabilirdi.

Eğer öyle olsaydı, Üzülmez ve Kozlu’daki mekanik lavuarların özel bir firmadan 3 milyon liraya satın alındıktan sonra, Üzülmez’deki lavuarın devre dışı bırakılması, yani TTK’nın milyonlarca lirasının çöpe atılmasının hesabı da sorulabilirdi.

Eğer öyle olsaydı, Armutçuk’ta hem üretim, hem de maden işçilerinin can güvenliği için elzem olan ikinci kuyunun inşaatı için milyonluk kamulaştırma yapıldıktan sonra, kuyu inşaatının iptal edilmesinin hesabı da sorulabilirdi.

Bunlar sadece bizim bildiklerimiz…

Bilmediklerimizin hesabı kimbilir nice olur !

*

Sözün özeti şudur ki…

Ak Parti Zonguldak Milletvekili Ahmet Çolakoğlu, tarihinin en düşük üretimi ve en yüksek zararı ile karşı karşıya olan TTK konusunda, tabuları yıkıp, gerekeni ve “gerekenin yapılacağını” söylemekten de çekinmemiştir.

Ahmet Çolakoğlu, TTK’nın “düşmanı” değil…

Aksine, Zonguldak’ın “olmazsa olmazı” olarak görülen bu büyük kurumun Ali Baba’nın Çiftliği’ne çevrilmesine razı olmayan, devletin, yani milletin parasının çarçur edilmesini kabul etmeyen, kurumun yeterli istihdam ve yüksek üretimle yoluna devam etmesini isteyen cesur bir siyasetçi….

Darısı, bu şehirde söz ve karar sahibi olan herkesin başına !..

Erhan ÇAKMAK