Ey Necdet Karaveli !..

Sen ki, bilumum köylerimizden sorumlu halkın oyları ile seçilmiş bir mevkide bulunuyorsun.

Sen ki, köylerimizde, yol,su, elektrik, duvar, çeşme, kuyu ve benzeri bilumum altyapı çalışmalarından sorumlu seçilmiş bir mevkide bulunuyorsun.

Sen ki, bilumum köylerimizde yaşayan insanlarımızın ve bu alanlarda yaşayan tüm canlıların sağlık ve selametinden de sorumlu seçilmiş bir mevkide bulunuyorsun.

Dolayısı ile Ereğli-Alaplı sınırında bulunan Osmanlı Köyü'nde ERDEMİR tarafından özel bir şirket eliyle kurulmak istenen demir tozu ayrıştırma tesisinin, sadece bu alana kurulması ile ilgili imar düzenlemesinden değil, aynı zamanda bu çevrede yaşayan insanların ve tüm canlıların sağlık ve selametinden de sorumlusun.

İnanmazsanız, Ereğli Belediye Başkanı Halil Posbıyık'a sorun.

Halil Posbıyık, bu tesisle ilgili Ereğli ve Alaplı'da doğanın "mahvolacağı" iddiasında bulundu.

***

Ey, Necdet Karaveli !..

Ey, İl Genel Meclisi'nin değerli üyeleri !..

Sadece imar düzenlemesi için değil, sizlere oy veren vatandaşlarımızın ve bu vatandaşlarımızın yaşadığı çevrenin sağlık ve selameti için anılan tesisin "çevresel etkilerini" de araştırıp soruşturmakla yükümlü oldğunuzu sakın unutmayın.

İddialar doğru mu, değil mi?..

Bilim insanlarından, çevre mühendislerinden komisyon oluşturup, konunun eni-konu incelenmesini sağlayın.

Ey Necdet Karaveli !..

Ey İl Genel Meclisi'nin değerli üyeleri !.

Umuyoruz ki, böyle bir sorumluluktan kaçınmazsınız.

***

İl Genel Meclisi Başkanı Necdet Karaveli ve Meclis üyelerinin birçoğu yakından tanıdığımız, öteden beri dostumuz-arkadaşımız olan siyasetçilerdir.

Duyarlı olacaklarını düşünüyoruz.

Osmanlı Köyü'nde kurulması planlanan curuf (demir tozu ayrıştırma tesisi) çok ciddi bir konudur.

İmar düzenlemesi veya yer tahsisi yapılmadan önce mutlaka olası "çevresel etkilerin" değerlendirilmesi gerekir.

Bu tesisin, iddia edildiği gibi, toplum ve çevre sağlığına olumsuz etkileri olacaksa eğer,İl Genel Meclisi'nin seçilmiş üyeleri kendilerine oy veren vatandaşların yaşam kalitesini düşürecek,çevreyi ve doğayı tahrip edecek bir karara imza atmazlar.

O yüzden önce araştırılsın, sonra karar verilsin.

Geç olsun da, yeter ki "vebali" olmasın.

Hayali Maden İşçileri Sendikası

Bu memlekette "hayali ihracat" yapılmıştır.

Kağıt üstünde "hayali konutlar" satılmıştır.

" Hayali şirketler " kurulup, "paravan" olarak kullanılmıştır.

Bunlar tamam…

Ne var ki, şimdiye dek "hayali maden işçisi" görülmemişti.

Şimdi o da görülmüş bulunuyor.

***

İlimizde siyaset mevkiinde bulunan bir kişinin birinci derece yakınının, malı-mülkü, çarşısı-pazarı olmasına rağmen kendisini özel bir maden ocağında yeraltı işçisi olarak gösterip,hem yıpranma payından faydalanmak,hem de yüksek prim ödeyerek devletten yüksek emekli maaşı almak için böyle bir yöntem geliştirdiği belirtiliyor.

Kağıt üstünde herşey "normal" görünüyor.

Trilyonluk işadamı mağazasındaki ofisinde kahvesini yudumlarken, ocakta kömür kazıyormış görüntüsü veriliyor.

Sigorta girişleri, maaş bordrosu, beyannameler falan tastamam!..

El insaf !..

Zenginlerimiz arasında daha başka "hayali maden işçisi" var mı acaba ?..

Oldu olacak bir de sendika kursunlar bari !..

" Hayali Maden İşçileri Sendikası "

Adını biz koyduk…

Devamını da onlar düşünsün artık !..