Önceki gün, Ereğli Belediye Başkanı Halil Posbıyık'ın açıklamalarının muhatabı olan Ereğli Belediye Meclisi Üyesi Yaşar Balcı ile telefonla konuştum.

Farklı şeyler söyledi…

Ereğli'de balıkçı barınaklarının bulunduğu alanın günübirlik turizm alanı olarak belirlenip, balıkçı barınaklarına günübirlik ruhsat verilmesinin ilgili mevzuata uymadığını, belediye meclisindeki oylamaya bu yüzden red oyu verdiğini, belediye meclisinin böyle bir yetkisi olmadığını, bu konudaki yetkinin Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı ile Çevre ve Şehircilik Bakanlığına ait olduğunu, Ereğli Kaymakamı İsmail Çorumluoğlu ile Ereğli Belediye Başkanı Halil Posbıyık'ın yetkilerini aştıklarını ifade etti.

Yaşar Balcı "farklı" bir şey daha söyledi…

Halil Posbıyık'ın beş dönemdir Ereğli Belediye Başkanlığı yaptığını, bu sorunu neden çözmediğini belirterek, hatta daha önceki belediye başkanlığı döneminde balıkçı barınaklarını (lokantalarını) kapattığını söyleyerek, " Madem bu kadar düşünüyor, kendisi beşinci dönem belediye başkanlığı yapıyor, bu sorunu neden çözmedi? Balıkçı barınaklarını resmiyete döküp, tartışma zeminine taşımak bu barınakları (lokantaları) kapatmak için zemin oluşturmak anlamına gelir. Halil Posbıyık, bunu yapmak istiyor, balıkçı barınaklarını kapattırmak istiyor" dedi.

Kendisinin uzun yıllardır Ereğli Su Ürünleri Kooperatifi'nin mali danışmanı, oğlunun da aynı kooperatifin avukatı olduğunu söyleyen Yaşar Balcı, " Yasal zeminde çalışıyoruz. Esrar satmıyoruz. Ben mali müşavirlik, oğlum da avukatlık yapıyor. Buna kim karışabilir?" şeklinde konuştu.

Yaşar Balcı, ayrıca bu konuları kapsayan yazılı bir açıklama yapacağını söyledi. TV'de tartışmaya davet ettim, CHP Ereğli İlçe Başkanı Eylem Ertuğrul onaylamadığı için kabul etmedi.

***

Sayın Balcı'nın "mevzuata" atfen söyledikleri makul-mantıklı görünüyor.

Ancak, söylediği gibi gerek Kaymakam Çorumluoğlu'nun, gerek Belediye Başkanı Halil Posbıyık'ın yetkilerini aştıkları, yada mevzuattan bihaber olduklarını sanmıyorum.

Ereğli Belediye Meclisi'nin bu konudaki kararına " ilgili bakanlıkların izin vermesi halinde" şeklinde şerh konulması, yasal prosedürün bilindiği ve uygulanacağı anlamına geliyor. Yani, önce ilgili bakanlıklarından izin veya onay yazısı alınacak, daha sonra belediye meclisi kararı uygulamaya konulacak.

Yaşar Balcı'nın " Halil Posbıyık, balıkçı barınaklarını kapattırmak istiyor" şeklindeki sözlerine gelince…

Doğrusu "sürç-i lisan" eylediğini düşünüyoruz.

Ya da, aslında kendisinin de inanmadığı, o andaki kızgınlıkla söylenmiş bir söz olduğunu tahmin ediyoruz.

***

Yaşar Balcı'nın "parti içindeki polemik oluşturmak istemiyorum" şeklindeki sözlerine değinelim…

Bunun "polemiği" mi kaldı Sayın Balcı !..

Halil Posbıyık söyleyince "polemik" olmuyor da, sen konuşunca mı "polemik" oluyor?

Herkesin "yoğurt yiyişi" farklıdır…

Halil Posbıyık yüksek perdeden sert uslup kullanır, siz de uhuletle ve suhuletle yanıt verirsiniz.

Sayın Posbıyık, siyasetten öte, Yaşar Balcı ve avukat olan oğlu hakkında "kişisel" eleştiride de bulunmuştur.

En azından bu konuda cevap hakkını kullanabilirdi…

Bunun için de Eylem Ertuğrul'dan icazet almaya gerek yoktur herhalde…

*************

Kendini milletvekili zanneden danışman !..

Gelmiş-geçmiş Zonguldak milletvekillerinin hemen hepsi tanıdığımız, görüştüğümüz, basın-siyaset kurumu ilişkileri içinde sürekli iletişim içinde olduğumuz arkadaşlarımızdır…

Milletvekili danışmanları, danışmanlık yaptığı milletvekillerinin çalışmalarını, açıklamalarını, haberlerini kamuoyuna yansıtmak adına basın mensupları ile sürekli diyalog içinde bulunur.

Amenna…

Ancak, şimdiki Zonguldak milletvekillerininden birinin öyle bir danışmanı var ki, "danışman" değil de, Urumeli'nde paşa torunu sanki !..

Herhangi bir haber konusunda arıyorsunuz…

El cevap…

" Aradığınız danışmana ulaşılamıyor"

Bi' zaman sonra bi' daha arıyorsunuz…

El cevap…

" Aradığınız danışmana ulaşılamıyor"

Haydaaaaaaa !..

Danışmana bak, hizaya gel !..

Sonradan öğrendik ki, bu hazreti danışman, danışman olduktan sonra kendini "milletvekili" zannetmeye başlamış…

Bu yüzden öyle telefonunu her zaman açık tutmuyormuş, cevapsız aramalara da cevap vermeye tenezzül etmiyormuş…

Hani, Zonguldak'ın siyaset sahnesinden ne danışmanlar geldi geçti ama, böylesi görülmedi…

Milletvekillerinin basın ve halkla ilişkilerini sağlıklı bir şekilde sağlamakla yükümlü danışman (pardon, hazreti danışman), tam tersine davranışlar içinde kerameti kendinden menkul bir havada geziyormuş…

Hani, kimse bu danışman hazretlerinin sesini duymaya meraklı değil ama, sonra milletvekili sızlanmaya başlıyor.