Helal olsun sana be çocuk; iki haftadır bizi ta İtalya’dan beri gururlandırıyorsun. Geçen maç bir gol attın, son maçta da iki gol bir asist; nazar değmesin inşallah. Sevgili Genç Kardeşlerim, bakın örnek alın çekinmeyin; daha 20 yaşında ve Roma’da top oynuyor. Hem de İtalya yaklaşık 10 gündür Cengiz’i konuşuyor. Kimi topçular gibi de nereden geldiğini unutup kendini farklı dünyalara âlemlere atmadan çalışıyor bu çocuk. Örnek alın; alınmaya da değer biri. 

Şu fotoğrafın güzelliğine baksanıza ya; adam İtalya’da takımı bir sıfır mağlupken önce asist yapıp bir gol attırdı, sonra da peş peşe iki gol attı ve takımını üç bir öne geçirdi. Pardon unutmadan söyleyeyim; golden sonra da memleketini, askerini, cennet vatanını unutmadı. Babalar gibi bilmem kaç tane yabancı televizyon kanalının önünde asker selamını yaptı ve Kahraman Mehmetçiğe ben de sizinleyim dedi. Gururlanmamak elde mi, son zamanlarda en büyük gurur kaynağımız oldu. İnşallah yakında Cenk Tosun’da gollerini sıralamaya başlayacak. 

Şahsen her Roma ve Everton maçlarında direk ilk 11’e bakıyorum gurumuz olan bu yetenekli ve mücadeleci iki oyuncumuz var mı diye. İki haftadır Cengiz ilk 11’ de ve bizi gururlandırıyor. İnanıyorum yakında Tosun Paşa’dan da güzel haberler gelecek. Bunlar örnek alınacak futbolcular Sevgili Genç Kardeşlerim; bunlar inanıp her daim mücadele eden insanlar ve bir an olsun pes etmeden inandırlar ve buralara kadar geldiler. Rabbim yar ve yardımcınız olsun; golleriniz ve asistleriniz eksik olmasın inşallah.

**

Sevgili Okuyucular son zamanlarda kötü bir alışkanlık var; bilmiyorum sizler bunun farkında mısınız ama “ Ufuk Darlığı “ diye bir alışkanlık hüküm sürmekte. Tam olarak bilmiyorum aslında son zamanlar diyerek yanlış adlandırmış olabilirim ama gerçek olan bir alışkanlık bu. Ufuk Darlığı ne demek? Öncelikle ülkemizin mustarip olduğu bir sorundur; oysa düşünmek en büyük bir üstünlüktür. Üstünlük derken diğer canlılardan onları kastediyorum. Hatta bazı filozoflar, insan düşünen bir hayvandır diye durumu açıklamıştırlar ama bu durum bizim pek konumuz değil. İnsan düşünmeli ve bu doğrultuda bir amacı, vizyonu, kişiliği, karakteri, hedefleri olmalıdır. Ama ne yazık ki bizim ülkemizde iki hedefli bir düşsel gerçeklik var ve çoğuna hem hak veriyorum hem de hak vermiyorum. İlk hedef bir iş bulmak ( ne iş olursa olsun; şartları, koşulları, maaşı ne olursa olsun), ikinci hedef ise evlenip çoluk çocuk sahibi olmak. Sonra tüm misyonunu tamamlamış gibi bir yaklaşım oluyor insanlarda ve tüm düşünceleri yaşadığı yer ve çalıştığı yer arasında kısa mesafeli oluyor. Bu durumu aşmamız lazım, şahsen ben buna inanıyorum ve bu opsiyonda gençlere, yeni jenerasyona büyük bir iş düşmektedir. Tabii iş ve evlilik hedeflerinizde olsun ama hedefleriniz sadece iki tane olmasın. Umarım anlatabilmişimdir; hadi görüşmek üzere. Ufkunuz geniş, yüreğiniz temiz ve vicdanınız rahat olsun.