Kozlu’da son üç yıllık dönemde ruhsat verilen inşaatların bir-iki bölge dışında tamamı mahkeme kararı ile durduruldu, inşaatlar Kozlu Belediyesi tarafından mühürlendi.

Olacağı buydu zaten !..

2016 yılından itibaren imar planlarına uygun olup olmadığına bakılmaksızın peynir-ekmek gibi inşaat ruhsatı veren Kozlu Belediyesi mahkeme duvarına tosladı...

Bölge İdare Mahkemesi’nin inşaatları durdurma kararının gerekçesi “imar planlarına aykırı” olarak ruhsat verilmesi...

Şimdi, sözde “ Kozlu’ya çağ atlatan” Kerim Yılmaz ve avanesi ne diyecek bakalım !..

Son derece vahim bir tablo !..

Bu tablo Kozlu Belediyesi’nde son üç  yıllık dönem içinde “tam kanunsuzluk” yaşandığını gösteriyor.

Kerim Yılmaz’ın kulakları çınlasın !..

Bu Kerim Yılmaz, bizi yazılarımızdan ötürü “mahkemeye vermekle” korkutmaya çalışan Kerim Yılmaz’ın ta kendisidir.

Ben de çok korkmuştum zaten !..

Hatta “ En büyük başkan Kerim başkan !” başlıklı yazımı da o nedenle yazmıştım.

***

Bunu geçelim...

Eğer bir ilçe merkezinde son üç yıllık dönem içinde ruhsat verilen inşaatların neredeyse tamamına yakın bir bölümü mahkeme kararı ile durdurulmuşsa, o zaman bu ilçe belediyesinde dönen dolapların ve rant paylaşımının fotoğrafı da çıkıyor ortaya...

Bu rant kimler arasında nasıl bölüşüldü ?..

Yapılacak ciddi araştırma ve soruşturmalar sonucunda aydınlığa çıkabilir.

---

Bu arada Kozlu Belediye Başkanı Ali Bektaş’a düşen önemli görevler var.

Bunlardan birincisi ve en önemlisi seçildikten sonra bir anda etrafına çöreklenen eski “ Kerim Yılmaz dalkavuklarından” kurtulmak olmalı.

İkincisi Kozlu’nun artık daha fazla “beton yığını” haline gelmemesi için son derece kararlı ve dikkatli davranmalı...

Sayın Cumhurbaşkanımızın talimatlarına uygun olarak plan notları ile oynanmamalı, “yatay şehirleşme” konusuna özen gösterilmeli, yine Sayın Cumhurbaşkanımızın talimatları doğrultusunda “sosyal belediyeciliğe” daha çok önem verilmeli...

Unutmadan söyleyelim...

Son beş yıllık dönemde zaman zaman bizim yazılarımıza da konu olan “ Kozlu’daki Ademoğlu” konusunun da ciddi bir şekilde araştırılması gerekiyor.

Kim ne almış, kim ne satmış ?..

Kaç liraymış, kaça almış, kaça satmış ?..

Malzeme alımlarında hangi yöntemler uygulanmış ?..

Teklif mi alınmış, ihale mi yapılmış, yoksa “deftere” mi yazılmış?..

Deftere yazılmışsa, nasıl yazılmış?..

Faturalar nasıl kesilmiş, nasıl ödenmiş?..

Sözün kısası...

Yetim hakkı yenmiş mi, yenmemiş mi ?..

Yetim hakkına büyük önem verdiğini söyleyen Ali Bektaş’tan bunu beklemek Kozlu halkının en doğal hakkı olsa gerek...