Bundan sonra da eleştiri ve yorum hakkımız saklı kalmak üzere DEVA Partisi İl Başkanı Fatih Keleş'i kutluyorum.

Duyarlı davranışına teşekkür ediyorum.

Öncelikle " Ak Parti'li Arslan Keleş ile DEVA Parti'li Fatih Keleş" başlıklı yazımız üzerine tarafıma gönderdiği mesajı aktarıyorum :

" Erhan Abi, köşe yazılarını hergün merakla bekliyorum.

Abi-kardeşliğimiz değişmemekle birlikte, siyaset konusunda karşılaştırman yanlış.

Birimiz siyasetin içinde doğrudan, diğeri dolaylı olarak hükümet kanadında olmak zorunda.

Doğru bir karşılaştırma pek olmamış gibi geldi bana.

Ama sizin bu yazınızdan bir ders çıkaracağım kendime.

Teşekkür ederim."

***

Saygı ve nezaket kuralları içinde gönderilmiş bir cevap yazısı.

Bir siyasi partinin il başkanı olmak ağır sorumluluk getirir, herkes bu yükü taşıyamaz, siyaseti "nezaket" kuralları içinde sürdürmek de herkesin harcı değildir.

Siyaset uzun ince bir yol gibidir...

Tahammül gerektirir, sabır ve hoşgörü gerektirir.

Hele hele siyaset hayatına yeni katılmış bir siyasi partinin yönetim kademesindeki insanların buna çok daha dikkat etmesi gerekir.

Eğer Fatih Keleş, kendisine ve partisine yönelik siyasi eleştirilere karşı feveran etseydi, inanın ki, siyasi serüveni başlamadan bitmiş olurdu.

Bu yüzden aynı zamanda "hukukçu" kimliği de bulunan Fatih Keleş'in, her sözünü "tartarak" söylemesi kendisi ve partisi için avantaj oluşturuyor.

***

Bizim DEVA Partisi'ne ilişkin görüşlerimiz bellidir. Ben, DEVA Partisi'nin vasat bir siyasi parti olacağı görüşündeyim, aynı görüşümü şimdi de muhafaza ediyorum.

Fatih Keleş bunun aksini söylüyor, iddialı konuşuyor, partisine güven ifade ediyor.

Bunun aksini söylemesi zaten "siyasetin tabiatına" aykırı olur ama, kimin haklı, kimin haksız olduğunu zaman gösterir.

Bilindiği gibi, senet zamanı ile seçim zamanı çabuk geliyor.

Seçim zamanı gelip oy sandıkları açıldığında durumu yeniden tartışabiliriz.

Konuyla bağlantılı küçük bir fıkra ile tamamlayalım…

Adam berbere gitmiş…

Koltuğa oturup berbere seslenmiş…

" Berber efendi, saçım ak mı, kara mı?"..

Berber hiç düşünmeden yanıtlamış…

" Az sonra önüne düşünce ak mı, kara mı, görürsün o zaman!.."

Siyasette o hesap işte !..

(Erhan ÇAKMAK)