Sevgisizliğin dayatıldığı coğrafyalar söylemini benden çok duymuşunuzdur; kitabımda da yer verdiğim bir söylemdir. İşte bu coğrafyalarda çok revaçta olan bir mevzudan bahsedeceğim sizlere. Boş vaatler ve tutulmayan sözler; bunu ikili ilişkilerden tutun konu-komşu-akraba ilişkilerine kadar, anlayacağınız hayatın her evresinde düşünebilirsiniz. Size de sözler verilmiştir mutlaka tabii ki de tutulmayan sözler; haksız mıyım?

Anı kurtarmak için ya da düşünmeden verilen sözler; karşınızdaki insanın belki de hayatına mal olacak kadar önemli olabileceğini unutuyoruz, ne yazık ki. Verdiğimiz sözleri karşı taraftaki bu sözlere muhatap olan kişiler ciddiye alabilir. Sonraki hayal kırıklıkları, üzgünlük ve kalp kırıklıklarının hesabını kim verecek. Bunu pek düşünmüyoruz çünkü o sıra sadece kendimizi düşünüyoruz, diğerlerinin bir önemi yok o an. Sadece kendini düşünen kişi de karşısındakinin yaşadığıyla ya da htiğiyle ilgilenmez, ilgilenmesi de beklenmez zaten. Ancak bir işi düşerse, o kişiden bir konuda destek alması gerekirse çok samimi bir şekilde sanki daha önceden arada hiçbir sıkıntı yaşanmamış edasıyla yaklaşacaktır, bundan kimsenin şüphesi olmasın.

Bana da çok sözler verildi; özellikle yakınım dediklerimden ve iyi ki varsın diyenler tarafından. Ben gerek özel hayatımda gerekse normal hayat mücadelemde pek bana verilen sözlerin yerine getirildiğini görmedim. Ne yapalım o sözler tutulmadı diye mücadeleden, hayattan mı vazgeçelim ? Elimizden geldiğince dilimiz döndüğünce yaşamaya ve mücadele etmeye devam; yapacak başka bir şey yok. Biz birilerinin gölgesine sığınarak yıkama – yağlamayla da yaşayamayız. O zaman yek başına, gittiği yere kadar; devam, değil mi ama? Şu zamanlarda inanın biri söz veriyorum ya da tamam şunu yapacağız, anlaştık dediğinde gülesim geliyor; inanın ciddiye alasım gelmiyor. Nedense hiçbiri olmuyor o sözlerin; oysaki ağızdan çıkan sözleri gerçekleştirmek için yaşamalıdır insan. Bizlerin de hatası var ama; heybetli konuşanları seviyoruz. Hele her dediğimize koşulsuz şartsız evet diyen tipleri ayrı bir seviyoruz. Ben her zaman derim “ Karşındaki insan her dediğine evet diyorsa; mutlaka sizden bir çıkarı, bir beklentisi vardır ya da olacaktır. “ Bunun başka bir açıklaması yok. Tabii anne – baba yakın aile ilişkileri için geçerli değil bu söylemim. 

Kusura bakmayın bugün pek bir keyfim yok, satılarımdan da belli oluyor. Geçenlerde hedeflerden bahsetmiştim sizlere belki hatırlıyorsunuzdur. Ben hep dürüst – güvenilir; erdemli insan olmaya çalışmışımdır; bunu ne kadar nasıl becerdim ya da yapabildim bilmiyorum. Ama bir gün Muslu’ya gelirseniz yoldan geçenlere sorun nasıl biridir diye; eminim çoğu dürüst, temiz ve güvenilir bir çocuktur der. Buna 5 yıl kadar çalıştığım is hayatım da dâhildir. Daha da ne isteyeyim bu hayattan. Bu arada saçlarım ile ilgili gömebilirler buna hazırlıklı olun.

**

Günün Sözü: 

* İyi insan; güzel söz söyleyen değildir. Söylediğini yapan ve yapabileceğini söyleyen insandır. ( Konfüçyüs )

* Kendimi ceza sahasında yalnız kalmış forvet oyuncusu gibi hissediyorum. Ne orta sahadan destek var, ne kenarlardan bir orta, ne de kolektif futbol anlayışı. ( Çirkin Yazar Güzel Sever isimli Öküz Çarpması kitabımın devamı niteliğinde olan basıma hazırladığım 2. Kitabımdan bir söz olsun siz Sevgili Okuyucular için)