CHP Zonguldak Milletvekili Ünal Demirtaş'ın, CHP Genel Merkezi tarafından "kontenjan adayı" olarak gösterildiği genel seçimlerde bu tabloyu en çok eleştiren gazetecilerden biri olmuştum…
Anılan seçim öncesinde CHP Zonguldak'ta önseçim yapmış, önseçimden Şerafettin Turpçu birinci, Deniz Yavuzyılmaz ise ikinci sırada çıkmıştı…
Doğal olarak birinci ve ikinci sıraların önseçimden çıkan isimlere verilmesi bekleniyordu.
Ancak, CHP Genel Merkezi inisiyatif kullandı, Ünal Denirtaş ikinci, Deniz Yavuzyılmaz ise üçüncü sıradan aday gösterildi.
Bu yönde yoğun eleştirilerimiz devam ederken, süreç içinde Demir Medya'ya TV programı katılmak üzere gelen Ünal Demirtaş, bize teşekkür ettti ve Ereğli'de katıldığı bir radyo programında " Beni eleştirecekseniz, Erhan Çakmak gibi eleştirin. Siyasi eleştiriye her zaman açığım, ancak hak etmediğimiz şekilde siyaset dışı eleştireler yapılıyor" şeklinde konuştuğunu söyledi.
Biz de bu duyarlılığından dolayı Sayın Demirtaş'a teşekkür ettik.
Ünal Demitaş iki dönemden beri CHP Zonguldak Milletvekilliği yapıyor, üstelik TBMM'de CHP sıralarında Deniz Yavuzyılmaz ile birlikte oturuyor.

*

Ünal Demirtaş CHP Genel Merkezi'nin güvenini kazanmış bir milletvekili…
Elbette bütün siyasilerin olduğu gibi Ünal Demirtaş'ın da hem parti içinden, hem de parti dışından muhalifleri olması son derece doğal karşılanıyor.
Zaman zaman haksız eleştirilerin hedefi haline gelebiliyor.
Durduk yerde " Ünal Demirtaş ne yapıyor ?" diye soranlar olabiliyor.
Ne yapması bekleniyor ki !..
Milletvekilliği yapıyor…
Zonguldak ve ülke sorunlarını gündeme taşıyor, sosyal demokrat bir çizgide sorunları ve çözüm önerilerini gündeme getiriyor, toplumun yoksul kesimini ilgilendiren konularda gündem oluşturuyor.
Asgari ücretle çalışanların durumunun düzeltilmesiyle ilgili yasa teklifi buna örnektir.
TTK'ya 6 bin 500 işçi alınmasıyla ilgili önerisi örnektir…
Erdemir işçileri, Ereğli tersaneleri ile ilgili çalışmaları ve önergeleri buna örnektir.
Elbette bir köşe yazısının sınırları içinde sayamayacağımız kadar örnek vardır ama, Ünal Demirtaş'ın eline kazma-kürek alıp tünel açmasını bekleyenler için bunlar da yeterli olmayacaktır.

*
Uslup meselesine gelelim…
Bilindiği gibi Ünal Demirtaş'ın aynı zamanda "hukukçu" kimliği var.
Belki de onun da etkisi ile uslubuna çok büyük özen gösteren, söylediği sözleri ölçüp biçerek konuşan, konuşmalarında, açıklamalarında, eleştirilerinde "sokak ağzı" kullanmayan, bayağı kelimelerden kaçınan bir özelliğe sahip...
Milletvekiline yakışan bir uslup…
Esasen topluma örnek olmak mevkiinde bulunan bütün siyasi aktörlerin de uslubuna dikkat etmesi, özen gestermesi gerekiyor.
Sayın Demirtaş, CHP Ereğl İlçe Kongresi'nin iptali ile ilgili Yeni Adım'a yaptığı bir açıklamada, araları "soğuk" olduğu bilinen veya varsayılan Ereğli Belediye Başkanı Sayın Halil Posbıyık ve eşi Neriman Posbıyık'tan söz ederken aynen şöyle söylemişti...
" Ereğli Belediye Başkanımız Sayın Halil Posbıyık'ın eşi Neriman Posbıyık Hanımefendi partimizin üyesidir, üye olan herkesin aday olmaya hakkı vardır. Ancak parti tüzüğü ve Genel Başkanımızın talimatlarına aykırıdır."
Yine 31 Mart yerel seçimlerinden önce, CHP'nin Zonguldak ve Ereğli Belediye Başkanlığı adaylarının açıklanmasının ardından yaptığı açıklamayı özetleyelim...

" Gün, birlik ve beraberlik günüdür.  Cumhuriyet Halk Partisi olarak Zonguldak'ta, ilçe ve beldelerinde , örgütlerimizle birlikte belediye başkan adaylarımızın arkasında kenetleneceğiz. Ve yine Cumhuriyet ilk Partisi olarak özellikle Kdz Ereğli Belediyesini tekrar kazanacağız ve Sosyal Demokrat belediyecilik anlayışını Kdz Ereğli'de yeniden hayata geçireceğiz."
Yine aynı özenli ve parti çıkarlarını, kişisel çekişmelerin üzerinde tutan bir yaklaşım…
Ünal Demirtaş'ın, CHP Genel Merkezi'nin güvenini kazanmasına şaşıranlar varsa eğer, bu uslup ve siyaset anlayışından ders almalarında fayda var.

 

****

CHP'den haberler

CHP'de kongre sürecinin başlaması ile birlikte siyaset kulisleri hareket kazanmaya başladı…

Siyasetin doğası budur…

Özellikle CHP gibi eleştiri kültürünün yerleşik olduğu siyasi partilerde, bazen içten içe, bazen yüksek sesle, bazen de avaz avaz tartışmaların yaşandığı görülür.

Amenna…

CHP'nin parti içi siyaset tarzı budur, böyle devam etmesi de kuvvetle muhtemeldir.

Bu kongre sürecinde, şimdilik ortada kavga-gürültü olmasa da, ilerleyen günlerde yoğun bir tartışma süreci bekleniyor.

Bize göre, bu tartışmaların ana fikri bu kez kişisel çekişmeler yerine, ilimizde CHP'ye yeniden güç kazandıracak yönetimlerin işbaşına gelmesini sağlamak olmalıdır.

Henüz ortaya çıkmamış isimler yanında, CHP kulislerinde tabanın sesine uygun olarak ağırlıklı isimler telaffuz ediliyor.

CHP'yi temsil edebilecek ve bulunduğu noktadan ileriye taşıyabilecek isimler…

Şu anda il başkanlığı için Umut Başoğlu, Av. Deniz Dilaver ve Ali İhsan Köktürk'ün isimleri geçiyor.

Merkez İlçe Başkanlığı için Ebru Uzun, Kilimli İlçe Başkanlığı için Ahmet Sarsık'ın isimleri CHP kulislerinde birinci sıralarda…

Kozlu'da 31 Mart yerel seçimlerinde hezimete uğrayan CHP'nin mutlaka yeni bir oluşuma ihtiyacı olduğu vurgulanıyor, bu yönde önemli görüşmeler yapılıyor.

Süreç içinde birçok CHP'li arkadaşımızla konuşup görüşüyoruz…

Partinin bugünkü görüntüsünden kaygı duyanlar, CHP için herkesin elini vicdanına koyması gerektiğini hatırlatıyor.

Ortak görüşleri şu şekilde…

" Mevcut il ve ilçe yöneticilerinin kişiliklerine, kimliklerine bir sözümüz yok, herbiri bizim arkadışımızdır ama, yöneticilik yapmak, siyaseti taşımak farklı birşey… Özellikle şu sırada CHP il, merkez ilçe ve bazı ilçe yönetimleri temsil bakımından son derece zayıf durumdadır. CHP Zonguldak'ta adeta bir tabela partisi durumuna gelmiştir, CHP gibi Cumhuriyetin kuruluşunda harcı olan bir partinin bu durumda olması son derece üzüntü vericidir, Bu nedenle delege seçimleri, il ve ilçe kongreleri sonunda ilimizde yeniden güçlü CHP yönetimleri oluşmasını bekliyoruz" 

Özeti bu şekilde…

CHP kulislerinde Umut Başoğlu, Av. Deniz Dilaver ve Ali İhsan Köktürk gibi temsil bakımından ağırlıklı isimlerin ağırlıklı olarak telaffuz edilmesi de herhalde bundan kaynaklanıyor.