Değişmeyen tek şey değişimdir

Değişimle birlikte yeni misyon yeni vizyonlar gün yüzüne çıkıyor.

Bürokratların değişmesiyle birlikte bu farkı çok rahat anlayabiliyoruz.

Peki nereye varmak istediğime gelince

29 Ağustos’ta Resmi Gazetede Jandarma Genel Komutanlığı kararname ile birlikte Zonguldak İl Jandarma Alay Komutanlığı görevini yürüten Jandarma Kıdemli Albay Gökhan İnan Elazığ İl Jandarma Alay Komutanı olurken, Diyarbakır-Silvan Jandarma Alay Komutanı Gönen Süslü Zonguldak İl Jandarma Komutanlığına atandı ve her ikisi de yeni görevlerine başladılar. 

Ancak bir şey itiraf etmeliyim ki,

Gönen Süslü’yü daha başarılı buluyorum.

Zonguldak’ta İl Jandarma Komutanı’nın değişmesiyle birlikte yönetimdeki değişimi daha iyi anladık

Çünkü Gönün Süslü ile Zonguldak'ta çok şeyler değişti.

Örneğin...

Jandarma artık dünya yaşlılar gününde merkez ve ilçelerdeki yaşlıları evlerinde ziyaret ederek onlara hediyeler verdi, gönüllerini aldı.

Çocuk günüde yine merkez ve ilçelerde ki okullarda çocukları ziyaret ederek onlara hediyeler verdi, onların bu anlamlı günün kutladı, çocukları mutlu etti.

Jandarma gaziler gününde il merkez ve ilçelerinde bulunan gazileri evlerinde ziyaret ederek onların hediyeler takdim etti.

Bu ve bunun gibi bir çok ziyaretler gerçekleştirildi..

Kısacası jandarma sadece kolluk kuvveti olarak görevini tam ve noksansız bir şekilde yürütürken aynı zamanda yaşlılarımız, gazilerimizi, çocuklarımıızı da unutmadı. Kısacası toplumumuzun tüm kesimlerini ziyaret ediyor, onların sevgisini kazanıyor, onları mutlu ediyor. ve ayrıca Zonguldak yerel gazetelerinde artık dikkat ederseniz Jandarmanın faaliyetlerini artık daha sık okuyor ve izliyorsunuz

Bu yönetim anlayışı çok daha farklı ve güzel

Yeni Jandarma komutanımız ile birlikte toplumla kaynaşma daha çok sağlandı.

Gökhan İnan komutanım kusura bakmasın, Zonguldak’ta uzun bir süre görev yaptı ama topluma inemedi.

Jandarmanın bu ziyaretleri ile birlikte kamuoyu jandarmaya daha bir sevgiyle, hoş görüyle bakar hale geldi.

Bu kısacık zaman diliminde Albay Gönen Süslü bunu başardı ki kendisini gerçekten başarılı görevinden dolayı kutluyor ve tebrik ediyorum.

**

AHDE VEFA

Hz.Ömer arkadaşlarıyla sohbet ederken, huzura üç genç girerler, derlerki

-Ey halife bu aramızdaki arkadaş bizim babamızı öldürdü ne gerekiyorsa lütfen yerine getirin.

Bu söz üzerine Hz.Ömer suçlanan gence dönerek:

-Söyledikleri doğrumu diye sorar.

Suçlanan genç derki evet doğru bu söz üzerine Hz Ömer:

-Anlat bakalım nasıl oldu diye sorar.

Bunun üzerine genç anlatmaya başlar,derki :

-Ben bulunduğum kasaba hali vakti yerinde olan bir insanım ailemle beraber gezmeye çıktık kader bizi arkadaşların bulunduğu yere getirdi.

Hayvanlarımın arasında bir güzel atım varki dönen bir defa daha bakıyor hayvana ne yaptıysam bu arkadaşların bahçesinden meyva koparmasına engel olamadım, arkadaşların babası içerden hışımla çıktı atıma bir taş attı atım oracıkta öldü, nefsime bu durum ağır geldi, ben de bir taş attım babası öldü, kaçmak istedim, fakat arkadaşlar beni yakaladı,durum bundan ibaret ,dedi.

Bu söz üzerine Hz Ömer söyleyecek bir şey yok bu suçun cezası idam, madem suçunu da kabul ettin…

Bu sözden sonra delikanlı söz alarak:

-Efendim bir özrüm var, ben memleketinde zengin bir insanım babam rahmetli olmadan bana epey bir altın bıraktı, gelirken kardeşim küçük olduğu için saklamak zorunda kaldım şimdi siz bu cezayı infaz ederseniz yetimin hakkını zayi ettğiniz için Allah indin’de sorumlu olursunuz, bana üç gün izin veriseniz ben emaneti kardeşime teslim eder gelirim, bu üç gün için de yerime birini bulurum der.

Hz Ömer dayanamaz derki:

-Bu topluluğa yabancı birisin, senin yerine kim kalırki? der,

Sözün burasında genç adam ortama bir göz atar derki,

-Bu zat benim yerime kalır, o zat Hz peygamber (s.a.v)  efendimizin en iyi arkadaşlarından, daha yaşarken cennetle müjdelen Amr ibni Asr’ dan başkası değildir. Hz Ömer Amr ‘a dönerek

-Ey Amr delikanlıyı duydun, der.

O yüce sahabi:

-Evet, ben kefilim der ve genç adam serbest bırakılır.

Üçüncü günün sonunda vakit dolmak üzere ama gençten bir haber yoktur, Medine'nin ileri gelenleri Hz. Ömer'e çıkarak gencin gelmeyeceğini, dolayısıyla Amr İbni Asr’a verilecek idamın yerine, maktülün diyetinin verilmesini teklif ederler, fakat gençler razı olmaz ve babamızın kanı yerde kalsın istemiyoruz, derler.

Hz. Ömer kendinden beklenen cevabı verir, derki,

-Bu kefil babam olsa fark etmez, cezayı infaz ederim.

Hz. Amr ibni Asr ise tam bir teslimiyet içerisinde derki,

-Biz de sözümüzün arkasındayız.

Bu arada kalabalıkta bir dalgalanma olur ve insanların arasından genç görünür.

Hz Ömer gence dönerek derki,

-Evladım gelmeme gibi önemli bir fırsatın vardı neden geldin.

Genç vakurla başını kaldırır ve:

-Ahde vefasızlık etti demeyesiniz diye geldim, der.

Hz.Ömer başını bu defa çevirir ve Amr ibni Asr’a derki,

-Ey amr sen bu delikanlıyı tanımıyorsun nasıl oldu da onun yerine kefil oldun?

Amr ibni Asr:

-Bu kadar insanın içerisinden beni seçti, insanlık öldü dedirtmemek için kabul ettim der.

Sıra gençlere gelir derler ki,

-Biz bu davadan vazgeçiyoruz, bu sözün üzerine Hz Ömer :

-Ne oldu biraz evvel babamızın kanı yerde kalmasın diyordunuz ne oldu da vazgeçiyorsunuz?

Gençlerin cevabı dehşetlidir:

- Merhametsiz insan kalmadı deneyesiniz diye.

**