Hafta sonu olmasına rağmen.
Zonguldak valiliğimiz, başta Sayın Valimiz Mustafa Tutulmaz, olmak üzere tam gün mesai yapıyordu.
Devletin tüm kuruluşları çalışıyordu.
Birçok il müdürlükler toplantı halindeydi.
Zonguldak il gençlik ve spor müdürlüğü de kendi alanında tüm toplantıları yapıyordu.
Ne kadar il geneli ne kadar yurt varsa hepsi ile müdürleri kapsamında görüşülüyordu.

KYK yurtlarına’ da Zonguldak' ta ve ülke geneli depremzedeler yerleştirilecek.

Bu nedenle üniversiteler tatili devam edecek.

Yaşanan ağır deprem sonrası devletin tüm kurumları ile teyakkuz halinde.
Mesai durumu ve konumu aranmaksızın herkes ayakta görev başında.
Okulların açılışı bir hafta daha ertelendi.
Üniversiteler ise belirsiz.
Aslında üniversiteler zaten tatildeydi.
Ara dönem girmişti.
Üniversiteler aslında açılabilir. Tabi ki yurt durumu ve konumu çözülürse.
Yurtlarda depremzedeler barınma ihtiyacı giderilsin.

Başka barınma durum ve konum inşallah yaratılabilirse.

Depremzedeleri oraya da nakil edebiliriz.

Üniversiteleri de bir şekilde eğitim ve öğretime açmamız gerekir.

Yeni nesil eğitimi yüz yüze yapmalı.

Pandemi nedeni ile de biliyoruz ki iki dönem kayıp var.

Depremin getirdiği on il adına durumun ne kadar ağır olduğunu biliyoruz.
Bilançolar çok ağır.
On il adına üniversitelerimizde zarar ve ziyan yok diye biliyoruz.
Üniversite yerleşkeleri, kampüsler.
Hepsi ayakta deniliyor.
 Tabi ki devletimiz daha iyi bilir.

İnşallah üniversitelerimizi de ilerleyen süreçlerde geç de olsa gerekirse yaz ayı dahil veya yaz sezonuna sarkacak şekilde eğitim ve öğretime açma adına  olumlu bir gelişme olur.

İnşallah.
Yaşanan deprem çok ağır.
Ülkemizin yüzde on beş kısmına tekabül ediyor.
13.500 000 vatandaşımız.
Tam 1.7 milyon Suriyeli sığınmacı.
Mülteci .
Ne dersek diyelim.
Suriyeliler de artık milyonlarca.
Bunlarında bir şekilde geri gitmesi gerekiyor.
Nasıl olacak?
Bilemiyoruz.
Bildiğimiz tam 13 yıldır resmen üç öğün yemek ile .
Barınma ile.
Bakıyoruz.
Devletimiz tüm ihtiyaçlarını karşılıyor.
Tam bir milyon Suriyeli çocuk ülkemizde doğdu, büyüdü ve okuyor.
 Göç  bakanlığı.
Genel müdürlüğümüz.
İllerde ise göç müdürlüğümüz.
Çok yoğun çalışıyor.
Yaşanan son depremde on ili kapsayan Suriyeli sayımızda ortaya çıktı.
On il adına 1.7 milyon.
Yaşanan ağır deprem felaketi sonrası Birleşmiş Milletler Genel sekreterinin şu açıklaması çok değerli ve önemliydi.
Türkiye ile ilgili deprem sonrası sözlü ve yazılı açıklama yaparken, Türkiye uzun yıllardır Suriyeli sığınmacılara, mültecilere barınma sağlayarak çok büyük fedakarlıklar yapmıştır.
Halen daha yapmaya devam etmektedir.
Bunun altını önemle çizdi.
Bu ağır deprem felaketi sonrası Türkiye’ye yardım etmeliyiz. 
Yanında olmalıyız.
Sözler aslında mülteciler ile ilgili ülkemizin aldığı büyük görev sorumluluğu gözler önüne seriyordu.
On üç yıldır beş milyon Suriyeli sığınmacıya bakıyoruz.
Belki daha da fazla.
Tam on üç yılda bir milyon Suriyeli çocuk doğmuş.
Maşallah  iyi çalışmışlar.
Şimdi ülkemizde ki okullara gidiyorlar.
Gitsinler, öğrensinler, yetişsinler ve Türkiye'ye hizmet etsinler.
Üç öğün yemek.
Barınma.
Her türlü ihtiyaçlarının giderilmesi.
Sağlık olsun.
Eğitim olsun.
Yerel hizmette olsun.
Su ve elektrik olsun.
Yakacak olsun.
Her şeyi devletimiz veriyor.
Sağlıyor.
Tabi ki bu durum da artık çok büyük yük oldu.
Ve Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri hakkımızı vererek.
Deprem mesajını verirken.
Geçmiş olsun derken.
Suriyeli sığınmacılara verdiğimiz uzun yıllardır karşılıksız desteğin hakkını teslim ediyordu.
Böyle cansiperane çalışan, görev yapan sığınmacıya, mülteciye sahip çıkan ülkemize tüm Dünya’nın sahip çıkması mesajını güçlü olarak veriyordu.
Suriyeli mültecilere sahip çıkarak bir yerde Avrupa'nın mülteci işgaline uğramasını önlüyorduk.
Peki Avrupa bize Suriyeli mülteciler için söz verdikleri geri dönüşüm hibe parasını Euro olarak dilimler halinde verecekti.
Ver dimi?
İlk etapta 3+3 => 6 milyar Euro.
Sonrası içinde aynı yıllara varan ödemeler peşi sıra yapılacaktı.
Oldu mu?
Sanmıyorum.
Ama ben yine de hatırlatayım dedim.
Bu Suriye her yönü ile bize 13 yıldır sorun.
Daha öncede dost mu, olduğu bize göre tartışılır.
Suriye dağılma süreci öncesi de teröre destek veriyordu.
Şimdi bugün içinde yine teröre destek veren başka ülkeler var.
Öncesi ve sonrası değişmiyor.
Suriye komşumuz bize her daim terör ihraç ediyor.
Türkiye düşmanları her daim düşmandır.
Bunlara karşın uyanık olmalıyız.
Teyakkuz olmalıyız.
Zayıf anımızı her daim kollarlar.
Bu hafta sonu devletimiz hep mesaideydi.
Yaşadığımız ağır deprem faciası sonrası.
Devletimiz uyumuyor.
Halkımız uyumuyor.
 Zonguldak valiliğimiz.
İlçelerde kaymakamlıklar.
İl Emniyet müdürlüğümüz.
Jandarma komutanlığımı.
İl müdürlüklerimiz.
Hepsi teyakkuzda.
Seferberlik içerisinde.
Ülkemizin on ilinin yaşadığı doğal afet büyük facianın yaraları sarılana kadar bize uyumak yok.
Çok çalışmak var.
Ne dedik.
Yetmiş bir il çok çalışacak.
Üretecek.
Yüzyılın faciasını yaşadığımız on ilimize bizler bakacağız.
Hepimiz fazla mesai yapacağız.
Tam 13. 5 milyon vatandaşımız için.
1.7 milyon Suriyeli sığınmacımız için.
Evet Dünya bankası tam bir milyar yedi yüz doksan milyon dolar ülkemize deprem yardımı yapacağını duyurdu.
Amerikan kalkınma bakanlığı Türkiye ve Suriye kapsamında iki ülkeye ortak 85 milyon dolar göndereceğini ifade etti.
Daha birçok ülke nakdi yardımda bulunacaktır.
İsrail ve pek çok ülkenin  Suudi  Arabistan, Katar, Kuveyt, Azerbaycan, Pakistan vb.
Amerika'da yaşayan Türk iş insanları adına beş milyon dolar geldiğini biliyoruz.
Bakalım Avrupa'daki gurbetçilerimiz ne yapacak?
Ama ne olursa olsun.
Bizler Türk insanı çok çalışacağız.
Çok üreteceğiz.
Kazancımızın bir kısmını deprem bölgesine göndererek.
Oranın yeniden ayağa kalkmasını sağlayacağız.
İnşallah.
Güçlü Türkiye.
Güçlü devlet.
Devletimizin çok güçlü bir şekilde her daim hazır.
Hafta sonu mesaisini de karşılık beklemeksizin  yapıyor.
Artık tatil yok, artık çok çalışmak var.
Deprem bölgesindeki vatandaşlarımız içinde çalışacağız.
Hem de topyekun.
Şimdilik nokta.