Seçimlerden önce yazdım ancak yayınlanması Haziran ayının ilk günlerinde olur herhalde. 
Yani seçmenlerin önüne gelecek adisyonu anlatmaya çalışacağım. Bu seçim dönemini de hiçbir adayla oturup muhabbet edip çaylarını/çorbalarını içmeden hayırlısıyla bitirdim. Derdim; halk, aralarında olduğum emekliler, göz nurumuz çocuklarımız. Yoksa günlük çıkar için parende atan ne tipler kendini gazeteci olarak tanıtıyor. Biz işimize bakalım ve kimsenin ilgilenmediği GERÇEKLERDEN bahsedelim. Ama bunu güzel bir İspanyol fıkrasıyla anlatayım, değerli arkadaşım Murat Pekgöz’den alıntıdır.
 “Türk iş adamı Madrid’de oturduğu şık restoranda menüyü incelerken yan masaya gelen enfes kokusuyla tüm mekanı saran o görkemli tabak dikkatini çekmiş. Devasa tabakta çeşitli garnitürlerin arasında sıcak sosla bezenmiş iki koskoca et parçası varmış, mekanı saran o nefis kokusuyla. Hemen garsona işaret etmiş ve şu beyin sofrasına giden tabakta gözüm kaldı, bana da aynısından getirin lütfen, demiş.
“Ah, diye yanıtlamış İspanyol garson; görüyorum ki senyor Madrid’li değil. Bu mekanımızın Dünya çapında bir spesiyalitesidir. Ancak haftalar önceden sipariş vermek gerekir.
“Hay Allah , demiş Türk işadamı, sorması ayıp olmasın nedir o tabaktakiler?”.
 Senyor, demiş İspanyol garson, onlar Boğa yumurtasıdır( testisleri) Görüyorsunuz karşımızda büyük bir ARENA var, orada bugün öldürülen boğanın yumurtalarıdır onlar o yüzden yalnızca 1 tabak çıkabiliyor.” Uyanık iş adamımız hemen “ ben gelecek ay yine Madrid’e geleceğim. Bu kez şimdiden sipariş veriyorum.o günkü boğa yumurtalarını bana ayırın lütfen”!
 Yoğun işleri arasında Madrid’i ve o enfes kokan yemeği düşünen İşadamımız yine Madrid’e gittiğinde o restorana gitmiş. Garsona kendini tanıtıp, o günkü siparişi bir ay öncesinden verdiğini hatırlatmış. Ve sabırsızlıkla beklemeye başlamış.
 5 dakika, 10 dakika, yarım saat derken garson elinde o büyük tabakla görünmüş. Etrafı saran o enfes kokuyu hemen hatırlamış işadamı. Tabak önüne konduğunda yine aynı türde garnitürlerin ve nefis sosun görüntüsünün yanında koca tabakta iki küçücük et parçasını görünce çılgına dönüp hemen garsona sormuş; “bu ne rezillik, o gün o müşteriye getirdiğiniz tabakta kocaman 2 lop et parçası vardı, benim tabağımda ise küçücük 2 et parçası var, siz benimle dalga mı geçiyorsunuz?
 “ah, ah demiş İspanyol garson; “Madrid’li olmadığınız nasıl da belli, bu spesiyal bir kısmet meselesi, maalesef bu sefer BOĞA kazandı senyor” …
   Seçimler bitti. Artık 2028 deniyor ama o tarihe kalmaz 2026-2027 gibi yeni bir genel seçim bizleri bekliyor. Hem vekillerimiz 2 yılı geçtiği için “emekli hakkını kazanmış olacak” hem de IMF li yada IMF siz reçetelerin sonuçları az çok netice vermeye başlayacak. O günlere ulaşanlar kimin kazandığını da görmüş olacak; matador mu kazandı yoksa boğa mı? Önünüze gelen tabaktan belli olacak … !