Başkenti Zonguldaklar Derneği'nden (BASZONDER) çok anlamlı bir çağrı var.

21 Haziran, Zonguldak’ın düşman işgalinden kurtuluş günüydü. Bu sene Başkentimizde Başkent Zonguldaklılar Derneği bu zaferin 101. yıldönümünü ZONGULDAK’IN MİLLİ MÜCADELEDEKİ YERİ: İKİNCİ İSTİKLAL YOLU temasıyla kutladı. 
Harika bir geceydi. Mamak Belediyesi Mehter Bandosunun bizleri geçmişimize götüren gösterisiyle başladık. Şerif Saka, müziğiyle dini milli duyguları üst düzeye taşıdı. Ardından Ankara Kulubü Seymenlerinin gösterisi katılımcıları adeta büyüledi. Milli mücadele ruhuyla bezenmiş harika bir ortam vardı salonda. 
Bu gösterilerin ardından “Milli Mücadele’de Zonguldak Sancağı: Zonguldak, Bartın, Karabük” isimli doktora çalışmasıyla bu alanda en yetkin isim olan Prof. Dr. Ali Sarıkoyuncu konuştu. Prof.Sarıkoyuncu,  Zonguldak’ın milli mücadeledeki yerinin çok üst düzeyde olduğunu tarihi geçmişi ve yaşanan olaylarıyla anlattıktan sonra ne yazık ki bu konunun çok az bilindiğini ve çok çok az işlendiğini ifade etti.
Ardından Zonguldak yöremizden türkülerle program sona erdi. Hem milli mücadele geçmişimizi yaşadık, hem de memleketimizden bir nefes aldık. 
Genç yaşlı kadın erkek demeden ellerinde avuçlarında ne varsa varlıklarını, evlatlarını hatta canlarını feda eden bir geçmişimiz var milli mücadeleye destek olurken… İstanbul’dan Doğu Karadenize kadar uzanan coğrafyadan gelen asker, cephane, mühimmat, malzeme ne varsa Ankara’ya ulaştırılan, İnebolu – Ankara İstiklal Yolu hattından sonra ikinci bir hat vardı milli mücadelede:  Fransız işgalindeki Zonguldak’tan, Ereğli’den Akçakoca’dan, Bartın’dan günün zor şartlarında gönderilenlerin Devrek – Mengen – Gerede üzerinden Ankara’ya ulaştırıldığı bir hat. 
Başkent Zonguldaklılar Derneği (BAŞZONDER)  çok güzel bir farkındalık oluşturdu. 

Hem de bugüne kadar dile getirilmemiş bir ifadeyle:
İkinci İstiklal Yolu! 

Evet, bu yol Akçakoca, Ereğli, Zonguldak ve Bartın’dan başlayıp Devrek’ten geçerek Mengen ve Gerede üzerinden Ankara’ya ulaşıyordu. Bu tanımı da anasının ak sütü gibi hak ediyordu. 

Prof.Sarıkoyunlu,  “İkinci İstiklal Yolu”nun, aynıyla var olduğunu, ancak nedense bunun hak ettiği değeri göremediğini ifade etti. Bu durumu kitabının arkasında tanıtım sayfasında da çok güzel özetlemiş zaten:

“Zonguldak ve çevresi Fransız işgaline uğramış ve Yunan savaş gemilerinin tacizine maruz kalmıştır. Ayrıca, yöre insanının; batı cephesine asker sevki, harp levazımatı, yiyecek-giyecek ve para yardımları konusunda değerli hizmetleri olmuştur. Ama bunlar bugün bilinmemekte veya sathi bilgiden öteye gidememektedir. Yurdumuzun diğer yöreleri için yazılanlar göz önüne alındığında, Milli Mücadele tarihimizde Zonguldak ve çevresinin hak ettiği oranda yer almadığı görülmektedir. İşte bu kitabın yazılma öyküsü budur.”

Evet, bu değerli eser ve birkaç farklı çalışmadan başka eser yok bu alanda. 

“Neden bu kadar duyarsızız geçmişimize karşı?” diye sorup içi acıyor insanın… 

Bu vefakar ve cefakar insanları, canları dahil verdikleri bir savaşın ardından akademik ya da akademik olmayan çalışmalarla, filmlerle, dizilerle, kitaplarla, sanat eserleriyle ve farklı diğer çalışmalarla daha güçlü bir şekilde anamaz mıydık?

Sözü uzatmayalım: 
BAŞKENT ZONGULDAKLILAR DERNEĞİ"NİN (BAŞZONDER) ZONGULDAK’A VE İÇİNDEN ÇIKAN İLLERİMİZ OLARAK BARTIN VE KARABÜK’E BİR ÇAĞRISI VAR!

Bu vefa, minnet, fedakarlık gerektiren konu, sahiplerini bulmalı!

Üniversitelerimiz bu konuda akademik çalışmalar yapmalı…

Bu konuda filmler, diziler çekilmeli, tiyatro eserleri oluşturulmalı ve oynanmalı, kitaplar yazılmalı, sosyal medya çalışmaları yapılmalı, hatta kahramanlarımızdan oyunlar oluşturulmalı. Sanat eserleri yapılmalı… 

Bu kuşağın zihnine, bu kuşağın anlayacağı dilden kazımalıyız milli mücadeledeki yerimizi.

Var mısın Zonguldak?
Var mısın Bartın?
Var mısın Karabük?
Var mısınız?