"Yolsuzluk, bir ulusun yavaş yavaş intiharıdır." Bu söz, Zonguldakspor'un başına gelenleri en acı şekilde özetliyor. Ülkede siyasetin ve sporun geldiği o kirli, karanlık noktayı görmek için çok uzağa bakmaya gerek yok.
Zonguldak, kömürün karasına inat, alın terinin ve emeğin aydınlık yüzüdür. Bu şehrin en büyük umudu, en büyük sevdası olan Zonguldakspor'un hakkı, Ankara’daki karanlık odalarda, iki göbekli hırsız tarafından çalındı. Bu, sadece bir futbol kulübünün lig hakkının çalınması meselesi değil; bu, bir şehrin, bir neslin hayallerinin, umutlarının ve emeklerinin çalınmasıdır. Sizin koltuklarınızda rahat oturmanız için, Zonguldak'ın gençlerinin geleceğe olan inancı yok ediliyor.
Ankaraspor-Nazilli Belediyespor Maçında Kirli Oyun
Zonguldakspor, sadece sözlerle değil, eylemleriyle de bu adaletsizliğe karşı direndi. Haksız yere düştüğü ligde, sahadaki rakiplerden çok, sistemin kendisiyle savaştı. Geçtiğimiz Nisan ayında, o kirli oyunun sahnelendiği Ankaraspor-Nazilli Belediyespor maçında, futbolun ruhu değil, çıkarlar konuştu. Maç boyunca kaleye tek bir şutun bile atılmadığı o utanç verici karşılaşma, futbolun içine sızan kokuşmuşluğun somut kanıtıydı.
Adalet Mücadelesi Meyvesini Verdi
Zonguldakspor, o günden beri adaletin peşini bırakmadı. Yalnızca sahada değil, hukuki platformda da mücadele etti. İşte bu mücadele, bir buçuk yıl sonra meyvesini verdi. Türkiye Futbol Federasyonu (TFF) nihayet harekete geçti. "Maçın sonucuna tesir etmek ve bahis oynamak" iddialarıyla, her iki takımdan toplam 55 kişi Profesyonel Futbol Disiplin Kurulu'na (PFDK) sevk edildi.
Tek İstek: Çalınan Haklarımızı Geri Verin!
Bu sevk kararı, Türk futbol tarihinde bir ilk. Bu, adaletin güçlü ama yavaş bir şekilde tecelli edeceğinin bir işaretidir. Zonguldakspor Kulüp Başkanı Harun Demir, bu gelişme karşısında açıkça haykırdı: "Biz hakkımızı geri istiyoruz! Ne onların alacağı ceza, ne de ligden düşürülmeleri bizi ilgilendiriyor. Zonguldakspor olarak bizim tek bir isteğimiz var: 2. Lig'deki yarışma hakkımızı geri verin!"
Bu mücadele, Zonguldakspor'un onur mücadelesidir. Onların adalet arayışı, sadece kendi şehirlerinin değil, tüm Türk futbolunun temizlenmesi için bir kıvılcımdır. Bugün, futbolun ruhunu ve ahlakını çalanlara karşı verilen bu savaş, tüm haksızlığa uğrayanların sesi olmuştur. Zonguldakspor taraftarı, bu haksızlığı asla unutmaz. Adaletsizliğe sebep olanlar, sandıkta atılacak oylarla taçlanacak ve adaletin er ya da geç tecelli edeceğini gösterecektir. Unutmayın, Zonguldakspor’un onuru, sizin hırsızlığınızdan daha büyüktür.
Avrupa'da Olsa Ne Olurdu?
Bu tür bir şike skandalı Avrupa'nın büyük futbol liglerinde yaşansaydı, süreç çok daha hızlı ve sonuçları çok daha ağır olurdu. Maçın oynandığı hafta içinde müfettişler sahaya iner, ilgili kulüpler ve kişiler için ciddi soruşturmalar başlatılırdı. Maçın sonucuna tesir ettiği tespit edilen kulüpler, derhal bir alt lige düşürülür, hatta ligden ihraç edilirdi. Sorumlu yöneticiler, futbolcular ve hakemler, bir daha futbolda görev alamayacakları şekilde ömür boyu men cezasına çarptırılırdı. Kulüpler ağır para cezalarına mahkum edilir, marka değerleri ve itibarları telafisi mümkün olmayacak şekilde zarar görürdü. Avrupa futbolundaki şeffaflık ve adalet mekanizmaları, Zonguldakspor'un yaşadığı bir buçuk yıllık belirsizliğe izin vermez, mağdur olan tarafın hakkı anında teslim edilirdi. Zira Avrupa'da futbol, sadece bir oyun değil, aynı zamanda milyarlarca dolarlık bir endüstri ve bu endüstrinin temel direği güvendir. Güvenin sarsılması, tüm sistemi çökertme potansiyeli taşır ve bu riske asla göz yumulmaz.
Başkan Harun Demir'e Teşekkür
Tüm bu onurlu mücadele için Zonguldakspor Kulüp Başkanı Harun Demir'i ve bu davaya inanan tüm Zonguldakspor camiasını yürekten kutlamak gerekir. Onların yılmaz duruşu, Türk futbolunun kirli yüzünü ortaya çıkarmakla kalmamış, aynı zamanda adalet arayışının ne kadar değerli olduğunu da bir kez daha göstermiştir. Bu mücadele, sadece Zonguldakspor için değil, tüm spor camiası için bir ders niteliğindedir. Başkan Harun Demir'in adalet talebi, tüm Türk futbolseverlerinin sesi olmuştur ve bu cesur duruşu takdire şayandır.