Türkiye Futbol Federasyonu İkinci Lig Beyaz grupta mücadele eden Zonguldakspor, bu sezon sıkıntılı bir süreçten geçiyor.
Sahada mücadele ettiği rakiplerinden çok maddi sıkıntı ile uğraşmak can sıkıyor.
Her şeyden evvel takımın antrenman yapacak ve konaklayacak tesisi yok.
TTK’ya ait olan ve kira ödenerek kalınan tesislerin hali içler acısı.
Antrenman yapacak saha yok.
Bunların yanında maddi sıkıntı had safhada..
Futbolcuların prim, maç başı ve transfer alacakları var.
Takımı yakından takip eden biri olarak bunları biliyorum.
Sıkıntıları çözmek için uğraşan Başkan Süleyman Caner çalmadık kapı bırakmıyor.
Ancak çoğu yerden boş dönüyor.
Şehrin bu duyarsızlığı artık pes ettirme noktasına getirdi.
Tüm su sıkıntılara rağmen futbolcular çıkıp sahaya aslanlar gibi mücadele ediyorlar.
Para içinde yüzen, pahalı transferler yapan henüz 14’üncü hafta olmasına rağmen 3-4 hoca değiştiren takımlardan çok daha başarılı bir performans sergiliyorlar.
Topladıkları 22 puanla Play-Off şansını devam ettiren takim hala acımasız eleştirilere mağdur kalıyorlar.
Kazandıkları maç sonrası ‘ yok rakip kötüydü, yok geri yaslandı, yok kötü oynayıp kazandılar’ gibi eleştiriler yapılıyor. Alınan 3 puan yok sayılıp oynanan futbola takılı kalınıyor.
Kimse çıkıp bu oyunculara bir sıkıntınız var mı diye sormuyor.
Takım kaptanı Mert Caymaz’ın bugün gazetelerdeki röportajını okuyun, ondan sonra bu çocukları eleştirin.
Beyaz grupta yer alan 18 takımın bütçesini araştırın,
Sonra Zonguldakspor ile karşılaştırın…
Sonra eleştirin.
Eleştiri tabi olacak ama kırıcı değil, yapıcı..
Futbolcular her şeyin farkında.
Özel sohbetlerimizde bize anlatıyorlar.
Bu futbolcu grubu kısıtlı imkanlarla bu şehri en iyi şekilde temsil ediyor.
Şehir ise bu takıma duyarsız kalıyor.
Gelin şu zor günlerde birlik olalım.
El birliği ile sıkıntılı günleri aşalım.
Şimdi desek zamanı.
Başka Zonguldakspor yok.
HAZIR PARAYI HARCAMAK KOLAY
Kulüp yönetmek gerçekten zor bir iş.
Hele geliri olmayan Kulüpte yöneticiysen vay haline.
Gönüllülük esasına dayanarak bir kulüpte yöneticilik yapanların değeri her zaman bir adım önde gelir benim gözümde.
Şehri temsil eden takımı yaşatmak için verilen mücadele gerçekten kutsaldır .
Hiçbir yerden gelir yok.
Tüm yük Başkan ve yönetim kurulu üyelerinin omuzlarında.
Herkes taşın altına elini koyarak yaşatmaya çalışıyor kulübünü.
Bu profesyonelde de öyle, amatörde de.
Bu kulüpleri yaşatmaya çalışan tüm yöneticilere teşekkür etmek lazım.
Ancak bu işin birde öteki yüzü var,
Belediye, resmi kurum ve kuruluşların desteklediği takımlarda yöneticilik yapanlar var.
Kulüp için ayrılan bütçeden bol kepçe harcayan yöneticiler var.
Harcanan onca paraya rağmen ortada başarı yok.
Ligin daha başı olmasına rağmen 3-4 hoca değiştiren takımlar var.
Büyük paralar verilerek transfer edilen, fakat verim alınamayan futbolcular var.
Kurum destekli kulüplerde yöneticilik yapanlar acaba kendi ceplerinden verseler, o kadar har vurup harman savururlar mı paraları.
O paralarda milletin hakkının da olduğu göz ardı edilmemeli.
Örneklerini sorarsanız profesyonel liglerde de var, amatörlerde de.
Kulüp yönetmek kurum destekli kulüplerde yöneticilik yapmak kolay..
Birde hiçbir desteği olmayan kulüplerde yapında yöneticiliği, görelim marifetinizi.