Adalet sisteminin temel taşlarıdır; yargıç, savcı ve avukatlar. Duruşmalarda ise özel cübbeleriyle görev yapmaktadırlar. Hepinizin malumu… Bu siyah cübbe, öylesine sıradan bir kıyafet değildir, vicdanın ve tarafsızlığın sembolüdür.

Yargı, kimseden emir almadığı, bağımsız olduğu için, kimsenin önünde iliklenmesin diye cübbenin düğmeleri yoktur. 
Yargı, kamu hizmeti olduğu için, cübbenin cebi de yoktur.
 Mesleki yemini ve mesleki kıyafeti olan nadir mesleklerden biri olan AVUKATLARIN, mesleğini icra ederken cübbe giyme zorunluluğu vardır. Cübbelerin tek tip olma zorunluluğu da, her avukatın kanun önünde eşit olduğunu temsil etmesindendir. Cübbelerde siyah, yeşil ve kırmızı renkler bulunmaktadır. Cübbelerde hâkim olan asıl renk siyahtır.
Cübbenin siyah rengi, mesleğin ağırlığını ve adaleti temsil eder. 
Adaletin rengi siyahtır, çünkü siyah içerisinde başka hiçbir rengi barındırmaz. 
Cübbede yer alan yeşil renk hukuk davalarını,
Kırmızı renk ise, ceza davalarını temsil etmektedir.

Cübbe de olan ayrıntıları görüyorsunuz değil mi? Nasıl da herkese eşit olması, rüşvet yememesi, kimsenin önünde önünü iliklememesi, hep adil olması gerektiği işlenmiş!!! Tek tek…
İşte cübbe bu denli değeri olan! Anlamı olan! Dikkat edilmesi gereken bir mesleki kıyafettir!
 Tabi hatırlarsanız yıllar önce;  Danıştay Başkanı Zerrin Güngör cübbesinin düğmesi olmadığı halde Erdoğan’ın önünde cübbesinin önünü ilikler gibi bir hareket yapmıştı. Aşırı tepki almış, cübbeyi layığıyla taşı #’leri ile eleştirilere maruz kalmıştı. Zira cübbe üzerinizdeyse herkesin karşısında dik durmak zorundasınızdır! Adaleti ve emir almadığının temsilidir cübbe!  
Bu arada ekşi sözlük tabiriyle son cübbe ilikleyiciydi kendisi…
Neyse; 
Bu adalet sisteminin içinde,  savunma hakkımızın temsilcileri olan AVUKATLAR’dan
Hep haklı ve suçsuzları savunsun isteriz, haksız ve suçlu olanları savundukça adeta deliririz kabul edin.
‘Nasıl ya adam haksız, yalancı! Savunulmaz ki! Doğru değil!’ deriz.
Hukuk’un tam da karşılığı budur işte, herkesin adil yargılanma olmasıdır. 
Aksi olduğu halde yargılanma amacına ulaşamaz.
Adaletin tecelli edebilmesi ve verilecek cezaların hukuka uygun olması için suçluların dahi savunulması gerekmektedir. 
Bu durumda avukatlarımızın değerini anlayabiliyorsunuz değil mi?
 Hukukun önünde herkes dil, ırk, renk, cinsiyet, siyasi düşünce, felsefi inanç, din, mezhep ve benzeri sebeplerle ayrım gözetmeksizin kanun önünde eşittir. 
Bu ilke doğrultusunda hareket eder avukatlar! Etmek de zorundadır! 
Aksi olursa şayet;

(GİRİŞ) Adaletin kantarıyla oynar
(GELİŞME) Bu şekilde yıllarca devam ederseniz… (SONUÇ) Oynadığınız kantar bir gün gelir sizi de tartar…

5 Nisan Avukatlar Günü’nüz kutlu olsun.