Kızılay Kan Merkezi Müdürü Dr. Selim Alan’ın Ak Parti Zonguldak Belediye Başkanlığı Aday Adayı olacağı söyleniyor.

Daha doğrusu, kimse söylemiyor, kendisi söylüyor.

Amenna…

Herkes aday adayı olabilir, üstelik Ak Parti’nin aday adayı çok olur.

Buna bir diyecek yok…

Ne var ki, Dr. Ömer’in, tam bu sırada, yani sağda-solda “aday” olacağını söylediği sırada, mahalle muhtarlarına kahvaltı düzenleyip, “kan bağışı” çağrısında bulunması, üstelik bunu “aday belirlenmesi” muhtemel tarihleri olan Kasım-Aralık aylarına denk getirmesi “kan bağışı üzerinden siyaset yapıyor” yorumlarına neden oluyor.

Bu yorumlar haksız değil…

Kan bağışı gibi, insani ve vicdani bir davranış, siyasi ikbal hesapları için kullanılamaz. Bu mevkileri, bu makamları siyasi basamak olarak kullanmak samimiyetle bağdaşmaz, “iyilikten” siyasi rant sağlamak bu kurumları temsil eden insanlara yakışmaz.

Dr. Ömer Selim Alan, kaç yıllık Kızılay Kan Merkezi Müdürü…

Acaba, Ak Parti’nin “muhtemel” aday adayı Dr. Ömer Selim Alan, böyle bir organizasyonu, yani mahalle muhtarlarına çağrıda bulunup, kan bağışı kampanyası düzenlemeyi daha önce neden düşünmedi, neden seçim zamanına denk getirdi, daha önce böyle kampanyalara ihtiyaç duyulmuyor muydu?..

Şimdi Dr. Ömer, “Kan bağışına karşı olduğumuz” gibi absürd bir ifade kullanabilir.

Hemen belirtelim…

Kan bağışına karşı değiliz, kan bağışının “siyasete alet edilmesine” karşıyız.

Kan bağışının, manevi değerini, bir insan yaşamını kurtarmanın ne kadar değerli olduğunu, üstelik kan bağışının “bağışta bulunanlar” için de ne kadar sağlık verici olduğunu bilen bir insanım.

Ancak, Dr. Ömer’in “aday olabilmek için” yanlış bir yolda ilerlediğini söylemek gerekiyor.

Ak Parti’den Kilimli Belediye Başkanlığına aday aday olacağı için hiç düşünmeden görevinden ayrılan Türk Kızılayı Zonguldak Şube Başkanı Nihat Aygün’ü örnek alsa iyi olacak.

Nihat Aygün’ü kutluyoruz

Zonguldak’ta Nihat Aygün’ü tanımayan var mı?..

Ben en 20 yıldır yakından tanıyorum, Sayın Aygün hakkında hiç kimseden en küçük bir olumsuz söz işitmedim.

Doğru-dürüst insandır, sözünün eridir, sağlam bir kişiliğe sahiptir, derdi-tasası olanın müracaat ettiği, kendi olanakları içinde herkese yardımcı olmaya çalışan, dargınları barıştıran, birbiriyle problemi olan insanlar arasında uzlaşma sağlayan, bugüne değin dilinden Kilimli ve Zonguldak’ı hiç düşürmeyen, içimizden bir insan…

Nihat Aygün, Türk Kızılayı Zonguldak Şube Başkanılığı görevinde çok başarılı bir grafik sergiledi, kan bağışı kampanyaları, insani yardımlar, yurt dışında gerçekleştirilen yardım çalışmaları ve daha pek çok Kızılay hizmeti onun başkanlığı döneminde problemsiz olarak gerçekleşti, Kızılay’a ihtiyaç duyulan her yerde ekibiyle birlikte Nihat Aygün de hazır bulundu.

Nihat Aygün, Ak Parti’den Kilimli Belediye Başkanlığına aday adayı olduğunu açıkladı, hatta ofisini kurup çalışmalarına başladı.

Bu arada “kendisine yakışanı” yaptı, Kızılay Şube Başkanlığı’ndan ayrılıp, siyasi çalışmalarına hız kazandırdı.

Nihat Aygün’ün bu davranışı kamuoyunda takdirde karşılandı.

Darısı, bu tür görevlerde bulunup da, “aday adayı” olmak isteyenlerin başına !..

Çok çalıyor, çok çalışıyor !..

Şehir Merkezi’ndeki bir siyaset tartışması…

Tartışma, kendisini “Urumeli’nde paşa kızı” zanneden bir belediye başkanı üzerine…

Çeşitli görüşler öne sürülüyor…

Kimi “çok çalıştığından” kimi de “çok çaldığından” söz ediyor.

Taraftarlarından birisi, “ Görmüyor musunuz 

kardeşim !.. Adam ilçeyi Paris’e çevirdi. Onun bundan sonraki hedefi Büyükşehir Belediye Başkanlığı olmalı…”

Karşıtlarından birisi :

“ Siz onu benim kadar tanımazsınız. Hırsızın, sahtekarın tekidir. Çaldıkça çalası gelir, dünya malına gözü doymaz, zaten hakkında soruşturmalar da var”

Dinleyenlerden birisi başka bir görüş öne sürdü…

“ Demek ki, hem çok çalıyor, hem de çok çalışıyor!”

Aslında tartışmanın içinde olmayan ve kenarda kendi halinde oturan bir vatandaş dayanamayıp lafa karıştı…

“ Kardeşim, keşke hiç çalmasaydı da, hiç de çalışmasaydı !..”

Söylenecek söz kalmadı…

Tartışma böylece kapanmış oldu.