Yerel seçimler yaklaşıyor,
125 gün kaldı,
Seçim kolay,
Asıl zor olan aday olabilmektir.
Aday olmak isteyenler vaziyetlerini aldılar.
Lakin aday olmayı istemek de çözüm değil.
Asıl sokaklarda kimlerin adı konuşuluyor,
Kentli aday olarak kimin ismini telaffuz ediyor ona bakın siz…
İnsanlarının birbirini tanıdığı küçük kentlerde siyaset “yıpratma hamlesiyle” yapılır.
Rakibini yıprat ve geride bırak.
Yerel seçimlerin basit bir seçim olmadığını en yakından hisseden bir şehirde yaşıyoruz.
Belediyelerin ekonomiyi düzeltme imkânı olmayabilir,
Ama imardan kültüre, temizlikten şehir huzuruna kadar hayata dair hemen her şeye etki eden kurumlar olduğu bir gerçek.
Belediyeler tüm bu süreçte  esaslı rol oynayan,
Yetkileri olan, denetim yetkisi de bulunan kurumlar.
Yerel seçimler aslında bir partiye veya adaya oy verirken nasıl bir gelecek istiyoruz,
Nasıl bir şehirde yaşamak istiyoruz diye düşünülmesi gereken demokratik bir katılım imkânı sağlıyor.
Ekonomi ne kadar iyi olursa olsun perişan bir yörede yaşıyorsanız açıkçası çok bir anlamı olmuyor.
Darmadağın sokaklar,
Hemen her sokakta göze çarpan bir çirkinlik, başarısız kentleşme, düzensizlik, çarpık tabelalar, kaldırım işgalleri, yeşile savaş açan bir yönetim anlayışı geleceğimizi çalıyor,
Çocuklarımızın sağlıklı büyüme ve gelişme imkanını da yerle bir ediyor.
2018’den bu yana uygulanan ittifak sistemi konusunda,
Cumhur İttifakı partileri Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) ve Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) “etle tırnak gibi” diye nitelendirilen seçim iş birliğini, Mart 2024'teki yerel seçimlerine de taşıma kararlılığında.
Altılı Masa'yı oluşturan, Cumhuriyet Halk Partisi'nin (CHP) öncülüğündeki Millet İttifakı ise dağınık bir görünüm sergiliyor.