Bir gün herkese lazım olacak denen ADALET ! 

Son yıllarda en çok güvendiğimiz, güvenmek istediğimiz ADALET … 

En çok o yara aldığında umudumuzu yitirdiğimiz ADALET …

Güvenecek dalı olmayanların, sığınacak limanı olmayanların göz bebeği ADALET …

Kimsem yoksa önce Allah’ım var sonra bu ülkede hak var hukuk var denen ADALET …

  İstanbul’un en merkezi noktası olan İstiklal Caddesinde bundan birkaç gün önce yanında iki arkadaşıyla Tünel Tramvay durağı civarında tinercilerin saldırısına uğrayan İTÜ Elektrik Mühendisliğinden bu yıl mezun olan 23 yaşındaki Halit Ayar hayatını kaybetti. Saldırganlar İstanbul Emniyetinin titiz ve hızlı çalışması sonucu kısa sürede yakalandı ve mahkemeye sevk edildi. Gece saatlerinde 3 gencin yanına giden eski sabıkalı iki tinerci( bana göre cani) gençlerden para isteyen iki vahşi olumsuz yanıt aldıklarında üzerlerindeki bıçaklarla saldırıyor gencin birini öldürüyor diğerini ise yaralıyor. Olay dağ başında mı meydana geliyor? Hayır . Günde neredeyse 500 bin kişinin gezdiği, en az on bin kişinin çevredeki işyerlerinde çalıştığı ve İstanbul’un yüz yıllardır kalbinin attığı bir yerde ,Taksim’e birkaç yüz metre uzakta yaşanıyor. 

  Hukuk adamı değilim. Fakat olayın bir çok yönü olduğunu düşünüyorum. Hürriyeti tahditten gaspa, adam öldürmeye teşebbüsten taşınması yasak ateşsiz silaha kadar akla ilk gelecek suç unsurlarını düşündürüyor. Ancak çok daha önemli bir kaç şey var. Bu ülkenin geleceğine büyük katkı sağlaması muhtemel, eğitimli bir insanın hayatını sonlandırmak. Bir ailenin ocak ümidini söndürmek(gelecek hayallerini yıkmak). Bu ülkenin eğitimine özen gösterdiği yetişmiş insan kaynağına “şuursuzca darbe vurmak” .3 kuruşluk uyuşturucu zevki için “kasten yada kastı aşan adam öldürme” suçunun “neticesi sebebi ile ağırlaşmış suç” durumu. Kişilerin özgürce yaşama/gezme hakkı üzerine yapılan sonuçları sebebiyle halkın sosyal hayatına getirilen bir kısıtlama var. Şimdi ne Taksim ne de İstiklal caddesi için “güvenle gezilecek bölge” diyebilir miyiz? 

  Elbette yüce Türk yargısı sanıklara gereken cezaları verecektir. Ancak burada asıl takip etmemiz gereken “verilen kararların yalnızca genç bir insanın hayatına karşılık olarak” değil neredeyse cebir ve şiddet suçlarının kollandığı algısının yıkılması olmalıdır. 

  Hafifletici hiçbir sebebin hayatını kaybeden bir insanı geri getiremeyeceğini biliyoruz. Bu yüzden alınacak kararda “ emsal bir caydırıcı unsur” bulunması kamu vicdanını rahatlatır diye düşünüyorum. 

   Bu satırları yazarken bir baba, bir evlat sahibi aile, ve hayatlarını daha güzel kılmak için bunca uğraş verdiğimiz tüm evlatlarımız aklıma geldi. Bana göre ülkede idam yok ama eğer olsaydı ve o iki cani idam edilseydi dahi onlara olan öfkem dinmezdi. Açıklanacak cezanın yarınlarda, İstiklal caddesi yada başka bir bölgede yaşanacak bu tür menfur olayların olmasını engelleyecek CİDDİ EMSAL bir karar olmasını temenni etmekten başka yapacak bir şeyimiz yok. Hoşgörüyü hayatımızı karartmaya çalışan vahşilere değil  bu güzel ülkede yaşayıp katkı sağlamaya uğraşanlara göstermeliyiz.