Zonguldak’ta zaman dahilinde üç harfli zincir marketler eleştiriliyor.
Mamulleri ile. Ürünleri ile.
Hizmetleri ile. Personeli ile. Fahiş fiyatları ile.
Kalite problemleri ile. Sorumluluk taşıyan birim görevlileri ile. Pek çok konu başlığında çeşitlendirerek eleştiri gelebiliyor.
Bir ara eleştiri okları tamamen üzerlerindeydi.
Neredeyse hemen her gün ülke ve yerel geneli bu zincir marketlere tahammül sınırı yok derecesindeydi.
Bütün yaygın basında bu marketler öne çıkıyordu.
İşi ve gücü olmayan trolleri de sosyal medya adına hesaba katarsak.
İnanılmaz bir kampanya oluşuyordu.
Bununla birlikte mahalle bakkallarının yok olması.
Hizmet verememesi.
Rekabet edememesi gündeme gelince.
Bakkallar odasının büyük tepkiler oluşunca.
Üç harfli zincir marketlere inanılmaz bir tepki ağı kartopu misali büyüyerek yol alıyordu.
Hatta bir ara etiketler çok kontrol ediliyordu. İl ticaret müdürlüğü, yerel yönetimlerin zabıta müdürlüğü, tarım İl müdürlüğü gibi kuruluşlar tarafından ağır cezalar haklı olarak yazılıyordu.
Gerçi cezalar hep çalışanlar tarafından bölüştürülerek ödeniyordu.
Yapılan satışlar sonucu oluşan açıklar bile personel tarafından ödenirse daha ne diyelim.
Ne tatlı hayat, sıfır zarar. Oh ne güzel dünya.
Zincir market sahiplerine ve hissedarlarına bu zarar hiç ama hiç yansıtılmıyordu.
Bugün için zincir market çalışanlarının asgari ücret yükselmesinden sonra personel çıkartma veya personeli daha verimli kullanma adına her market adına % 25 azaltma sayısına gittiğini görüyoruz.
Ayrıca yemek kartlarının artık verilmediği iddia ediliyor.
Mesai zaten yok.
Hatta da bir gün izin verilmesinin kalktığı.
Bununla birlikte erken işten çıkma gibi bazı uygulamalarının da geldiğini görüyoruz.
Hatta yarım gün çalışma şartı bile verildiği teklif edildiğini de duyuyoruz.
Bu dediklerimiz bizlere çalışan personeller tarafından iletiliyor.
Mesai yok. Yemek kartı yok.
İzin yok.Çalışma şartı ise kamyon boşaltma dahil zorlu.
Gerçi çalışmadan alınan maaşa kendi adıma çok karşıyım.bedavacılığı kesinlikle kabul edemem.Ağır iş şartları her sektörde olabiliyor. İşe girerken bu şartlar bilinerek giriliyor, yalnız kadın çalışanlara biraz daha hakkaniyetli davranılmalı, ağır iş kolları ise yük taşıma adına kısmen verilmeli.
Bu kurumlar anladığım kadar ile bu yönleri ile çalışma bakanlığı tarafından denetlenmiyor.
Sadece sigortalı olması yetiyor bir anlayışı hakim.
Tabi ki zincir marketler ülkemize yeni bir anlayışı da getirdi.
Bazı ürünler gerçekten ucuz. Bazı ürünler orta.
Bir kısım ürünlerde kabul edilebilir fiyatta.her mahalleye, her sokağa , her köşe başına açılması da bunu gösteriyor.
Bir kere mülk sahipleri her adım başı çok da para etmeyen atıl duruma olan alt kat ve bodrum dükkanlarını, ticari işyerlerini kiraya verdiler.
Önemli gelir elde ettiler.Etmeye de devam ediyorlar.
Mahalleli memnun ayağına hizmet geliyor.
Dar gelirli memnun ve mutlu. Alım gücünü daha verimli kullanabiliyor.
Zincir marketler halkın teveccühüne mazhar oluyor.
Hem de uzun yıllardır. Bu konuda haklarını verelim ve tebrik edip, kutlayalım.
Şurası bir gerçek ki çok büyüdüler. Artık her yerdeler.
Ana yollarda, otobanlarda, terminallerde, AVM ler de, beldelerde, kırsalın bile belli başlı yerlerinde.
Aklımıza gelecek her yerde zincir marketler var.
Bu da aslında alışveriş adına memnuniyet verici bir durum ve konum.
Üç harfli zincir marketler ilk kurulduğu gün ile bugün arasında dağlar kadar fark var.
Kendilerini kurulsam anlamda ve hizmet adına çok geliştirdiler çok geliştirdiler.
Ülkemize de çok büyük katma değer yaratıyorlar.
Bakınız üç harfli zincir marketlere bakış açımızı bugün kısaca tekrar hatırlattık ve hafızalarımız bazı konu başlıkları ile tazeledik.
Aslında köşe yazısı yazmamızın ana nedenini söyleyelim ve kendi adıma hafta sonu başıma gelen bir olayı kısaca anlatayım
Üç harfli zincir marketlerde ki alışverişlerinizi önemle inceleyin, yazarkasa fişini atmayın, ürünlerin fiyatını kontrol edin.
Bunu zaman zaman yazıyoruz, birçok alışveriş yapan insanımız bunu kontrol etmiyor.
Yaşlısı var, gençi var, zengini var, dar gelirlisi var.
Müşteri ağı geniş olunca.
Maalesef kasiyerlerde acemi, bilerek/ bilmeyerek hata yapabiliyor.
Üç harfli incir marketlerden hafta sonu Zonguldak merkez ilçenin bir mahallesinde alışveriş yaptım.
Yaptım derken çok fazla bir şey de almadım.
Aldığım vatan konserve 89 lira, 2.5 kilo patates 18. 50 kilosu, soğan ise iki kilo, kilosu ise 14.50 ve iki tekli ekmek…..
Hesap kendime göre 200 lira tutar dedim.200 lira verdik.
Kasiyer hesabı yaptı tam 361 .50 kuruş hesap çıkardı.
Bir 200 lira daha verdim, içimden hayırdır dedim ama bozuntuya da vermedim.
Para üstü ise 38.5 lira aldık.
Fişi alabilir miyim sözüme fişi vermeyeyim, çünkü domates girmişim iki kere iptal ettim, düzeltme yapıldı, fotoğrafını çekin dedi.
Yine itiraz etmedim, yalnız hanımefendi patates ne tuttu dedim, hesapladı elli lira, peki bu hesap niye bu kadar kabarık sözüme, pardon patates’ i haşlama olarak barkoda yazmışım sözleri ile ne haşlaması dedim, ben çiğ patates aldım.
Neyse düzelttiler. Bana verilen para üstünü geri verdim, bu sefer 165 lira verdiler.
Tekrar sordum soğan kaç lira toplamda 28. 50 dediler.
O zaman yeniden hesap eder misiniz dedim.
Biraz zaman alarak hesapladılar. Yine düzeltme sonucu bana verilen 165 lirayı geri verdik.
İlk başta ikinci kez verdiğim iki yüz liradan birini geri verdiler.
Bakınız dört parça mamul aldım ve başıma geleni söylüyorum.
Hesap kısmına itiraz etmeden fişimi istedim, vermediler.
Sonra patates toplamda kaç lira dedim, haşlama patates yazdık gibi saçma ve sapan bir sözle karşılaştık.
Sonra yine itirazımızı kasiyerin duyacağı şekilde kısık sesle konuşarak kibarca ettik.
200 liralık alışveriş bize birkaç uyarmamız sonucu sonucu doğru ödemeye geldi.
Kazıklanma olayı bilerek/ bilmeyerek 165 liraydı.
Hiç bir özür yok.
Zaten sanki hatayı biz yapmış gibi bir durum oluştu.
Ama maalesef hep müşteri tarafında fazla ödeme gerçekleşiyor.
Kimseyi suçlamıyorum ama bir gün boyu düşünürsek ne kadar büyük meblağ tutar.
Varın gerisini siz düşünün.
Bununla birlikte hem dört yüz liraya yakın para öderken, bir de dardanel ton var, hem üçlü hem de 90 lira daha avantajlısınız denilerek vatan ton konserveyi bıraktırdılar, dardanel ton balığı verdiler.
Böyle de bizleri ne kadar çok düşündüklerini de yapılan jestle gösterdiler.
Müşteri sevilmesi ve memnuniyeti bence on numara.
Genel de hesap yapmam çok da takip etmem, ama dört kalem mamulde yüzde yüz kazık yiyince sersemlemişken birden aklımız başına geldi.
Hem de dank diyerek.
Orada kasiyerde çalışan sevdiğim bir arkadaşımız daha vardı.
Ona espri yaparak herhalde dedim bize bu durumu uygun gördüler.
Ama söylesinler her daim yardımcı oluruz diyerek de şakalaşarak ayrıldım.
Ama bu durumu kamuoyu ile paylaşalım.
Bir kare mamul etiketine bakınız.
Fişini kesinlikle alınız.
Kilo tartı dahil kontrol ediniz.
Söylesinler para ihtiyaçları varsa direk verelim.
Hiç kimseyi suçlamıyorum ama bu olay da çok kabul edilir değil, zaman olarak, önemli dakikalarımıza mal oldu.
Bir de kampanya indirim verelim derken, bindirime maruz kaldık.
Bir not daha ekleyelim, yazımızı bitirelim.
Kuru soğan aldık. Dedim ki bu soğan değişik geldi, ülkemizde hiç böyle soğan üretildiğini görmedim dedim.
Hayırdır sözümüze orada bulunan görevli benim de tanıdığım başkanım Mısır’dan geldi sözleri ile karşılık verdi.
Mısır’dan soğan alımı.Ne alaka dedim.
Allahın gücüne gitmesin ama soğan çok değişikti.
Herhalde bakmadan telefonla veya mail yolu ile sipariş verilmiş.
Fiyat bedava olunca gerisi teferruat olmuş.
Mısır’dan soğan alımı. Pes dedim.
Kuru soğan üretim ve birçok merak ettiğimiz konuyu da sorarak öğrendik.
Bu soğan satışı bu işletmeye olmamış.
Tüm bu olaylar sonucu dedim ki kasiyer bizi sevdi.
Yine de teşekkür ederiz…
Üç harfli zincir marketleri olumlu ve olumsuz yönleri ile yazmaya ve değerlendirmeye çok yönlü bir bakış açısı ile devam edeceğiz.
Şimdilik nokta.