İki hafta önce Aksaray ilindeydim.

Aksaray ilinde TGF Başkanlar konseyi toplantısını gerçekleştirdik.

Tam seksen il katılımda bulundu.

Yüze yakın gazeteci yer aldı.

Çok kalabalık bir gazeteci ordusu ile Aksaray’da olduk.

Yer aldık.

Aksaray neden önemli.

Aksaray ilimizde bundan tam 26 yıl önce TGF kuruluşuna imza atılmış.

TGF Aksaray ilinde kurulmuş.

Doğmuş.

Aksaray Anadolu’nun tam orta noktası.

Merkezi  yeri.

Her yere ulaşım Aksaraydan geçiyor.

 Aksaray'a bir çok  kere gittim.

Gezdim. Gördüm.

Ama hiç konaklamamıştım.

Bu sefer iki gün kaldım.

Hatta program üç gündü.

Bizler iki gün ile sınırladık.

Aksaray son derece gelişmiş.

Büyümüş. Kent olarak şehirleşme adına çok mesafeler kat etmiş.

Bir kere şehir düzeni müthiş.

Yollar muntazam.

Çevre yolu var. Duble yol.

Yanında bir duble yol daha var.

Tam iki duble yolu yan yana düşünün.

Şehri boydan boya geçiyorsunuz.

Arazi düz olunca.

Çok daha güzel çalışmalara imza atılmış.

Güzel bir şehir gördüğümü söyleyebilirim.

Modern ve çağdaş bir Aksaray.

Tabi ki Aksaray 2006  yılında il olmuş.

Plakası 68.

TGF 68. Başkanlar konseyini de Aksaray’da plakasına uygun gerçekleştirdik.

Çok yeni il olan Aksaray, hemen toparlanmış.

İl olmanın getirdiği tüm avantajları da kullanmış.

Aksaray’da ne var dersek.

Ne yok ki.

Her şey var.

Tarım maşallah müthiş.

Bereketli topraklar.

Turizm  almış başını gidiyor.

Turlar.

Tur  otobüsleri saymayacak kadar çok.

Beş yıldızlı oteller.

Dört  yıldızlı oteller.

Pek çok.

Ihlara vadisini görmeyen yok.

Herkes o bölgeye koşa koşa gidiyor.

Turizm tam 12 ay çalışıyor.

Bunu da canlı gördüm, şahit oldum.

Gelelim Aksaray üniversitesi.

Rektör hoca ile tanıştık.

Okulu gezemedik.

Okul hakkında bilgi alamadık.

Tanıtım adına sınıfta kalan bir Rektör hocayı maalesef canlı bir şekilde gördük.

Halbuki Aksaray üniversitesi de 2006 yılında kurulmuş.

Muazzam bir üniversite sahası var.

Yüz sayısında gazeteci olarak üniversiteye gittik.

Ne karşılayan var.

Ne soran var.

Ne kapıda güvenlik görevlisi var.

Hiç kimsenin olmadığı resmen terk edilmiş bir üniversite gördük.

Rektörlük binasına kendimiz çıktık.

Konferans salonuna geçtik.

On dakika Rektör hoca beklendi.

Hiç bilgi veren de yok.

Ne oldu derken.

Rektör hocanın telefonla görüştüğü bilgisi geldi.

Dakikalar sonra hoca geldi.

Selamlama konuşması yaptı.

Önce bizler Aksaray başkanımız sonra TGF Genel başkanımız ve son olarak Rektör hoca konuştu.

Çocukluğunda  ve gençliğinde gazete dağıtıcılığı yaptığını anlattı.

Üniversitenin zemin toprağının tuzlu olduğunu.

Tuz gölüne yakın olduğumuz için yerin bir buçuk metre altı tuzlu ve su çıkıyor açıklamalarını aldık..

Bu gibi örneklemelerle konuşmayı sonlandırdı.

Sonlandırırken kendi adımıza çok sıkıldığımızı söyleyebilirim.

Üniversitenin geldiği durumu ve konumu.

Bir slayt gösterisi yapılamaması.

Üniversite de son durum nedir?

Bilinmemesi.

Öğrenci sayısının bile söylenememesi.

Kaç bölüm var.

Fakülte var.

İletişim fakültesinin olduğunu öğrendik.

Öğrencilerin vize sonrası olduğu için olmadıklarını.

Ve bu söylemlerle üniversiteden hayal kırıklığı ile ayrıldık.

Şimdi soruyorum.

Böyle bir üniversite Rektörü ne Aksaray'a ne de üniversiteye bir katkı verir.

Yakında süresi dolacak Rektör hocamızın bize göre gününü tamamlama gayreti içerisinde olduğunu gördük.

Bir daha seçilmesi bize göre de zor.

Hiç böyle bir Rektör hoca ile tanışmamıştım.

Aksaray üniversitesi için büyük şanssızlık.

Üniversitenin sloganını bile öğrenemedik.

Ve böyle hayal kırıklığı ile üniversiteden ayrılırken.

OSB ‘ ye geçtik.

Moralimiz düzeldi.

TOOG  yerli otomobilimiz için motor üreten fabrikayı gezdik.

Gördük.

Aynı zamanda rüzgar enerjisinin türbin motorları da burada üretiliyor.

Çok büyük bir arazi üzerinde bu tesisler hayata geçmiş.

O gün 250 kişi çalışan vardı.

Tam 1.5 milyon metre kare bir alanda.

Yemeklerimiz de burada yedik.

Daha sonra  COLİN’S marka dünyaca ünlü kotları üreten fabrikayı gezdik.

Tam 1600 kişi çalışıyor.

Uçsuz ve bucaksız bir fabrika.

Önce güzel bir sunum.

İkramlar bol.

Fabrika müdürü bizlere çalışma evrimini anlattı

Kot üretimin gösterdi.

Avrupa ve dünya geneline yaptıkları ihracattan bahsetti.

Söz etti.

Rusya’ da her iki kişiden birinin Colins  marka kot giydiğini övünerek ifade etti.

Tabi ki bizler de mutlu odluk.

Türk markasının dünya geneli başarısı bizleri de memnun etti.

Kot fabrikasını gedik.

Tarafımıza  bedenimize uygun kotlar  hediye edilerek gönderilecek.

Teşekkür ettik.

Kot fabrikası EROĞDU adlı grubun.

Grubun inşaat alanında faaliyetleri var.

Turizm adına beş yıldızlı otelleri var.

Aksaray’ da  beş yıldızlı Altuntaş otelleri var.

Çok da görkemli bir otel .

Burada gala yemeğine katıldık.

Eroğdu  grup  başarı hikayesinin başlangıcı 60 metrekarelik bir tekstil dükkanından bugünlere gelinmesi.

Bir başarı hikayesi olarak adlandırıyorum.

Mısır dahil pek çok ülkede faaliyet ve fabrikası mevcut.

Çok geniş ve donanımlı bir grup yöneticileri ile tanıştık.

Aksaray ilinde o kadar çok firma var ki sayarak bitmiyor.

Mercedes Benz kamyon fabrikası .

Tam 2000 çalışanı var.

Aksaray adına geçmişten bugüne gelen amiral gemi.

Lokomotif bir markanın yer alması.

Aksaray’a güç veriyor.

Aksaray ile anılıyor.

Lassa lastik fabrikası.

Daha o kadar çok fabrika var ki.

Aksaray gerçekten almış başını gidiyor.

Tabi ki muhafazakar bir ile geldiğimizi söyleyebilirim.

Çok eğlence hayatı yok.

Üniversite de buna çok ayak uydurabilmiş değil.

Biraz daha sessiz ve sakin bir Aksaray gördüm diyebilirim.

Hemen yanı başında  65 km. uzaklıkta turizm merkezi Nevşehir ile yaşantısı ile hiç alakası olmayan bir Aksaray gördük.

Niğde bile çok daha hareketli ve heyecanlıydı.

Aksaray ile ilgili değerlendirmelerimiz çok yönlü sürecek.

Şimdilik nokta.