Eğer yaşadığınız ülkede insan sevgisi, doğa sevgisi ve hayvan sevgisi yoksa, eksikse veya göstermelikse işiniz zor demektir. 

  Hayatı boyunca yaşadığı kentin sınırlarını bir tek askere gitmek için çıkan birine Dünya’yı anlatsanız da, görsellerle slaytlarla desteleyip videolar da gösterseniz o kafa sizin gösterdiğiniz Dünya’yı değil kendi ruh aleminde canlandırabildiği kadarını algılayacaktır. O yüzden o tip insanlara “ DÜNYA bizi KISKANIYOR” falan dediğinizde inanma şansı yüksektir. Zira o bahsedilen Dünya’dan bir haberdir zavallı. 

  Emekli maaşları üzerinden bir kısır tartışma yapılıyor. TUİK in açıkladığı enflasyon rakamları baz alınıp 6 ayda bir maaşlara zam yapılıyor. Ağam ne derse o olur misali bu yaz işler yolundaydı o yüzden enflasyon düşük çıktı denildiğinde o yaşadığı kentten hiç dışarı çıkmamış insanımız gibi her söylenene inanıyoruz. 

  1 kilo inciri (marketten zaten alamaz) pazardan 20-25 lira verip alamayan emekli dayıma, işsiz genç kardeşime, işini kaybeden esnafıma yada öğrenci olduğu okuldan mezun olduğunda aç kalacağına şimdiden gören uzak görüşlü gelecek kuşaklarımıza NE ANLATACAKSINIZ ? 

  İddia ediyorum bizdeki emekli maaşları, LAHEY ADALET DİVANI; “ İNSANLIK SUÇLARI” bölümünde tez konusu olabilir. Ama hangi maaşlar? Özellikle kamudan ve üst düzey bürokrat emekli maaşları değil anlatmak istediğim. Onlar genel emekli grupları içinde yüzde 1 lik bölümü zor kapsayacak kadar azlar. Diğer kamu (devlet kuruluşları ve Belediyeler) çalışanlarının da bir kısmı eh işte denecek kadar maaş alıyorlar. 

  Sorun özel iş yerlerinde ve kendi iş yerinde çalışıp kendi SGK primini kendi ödeyen kesimde. Ne yoksulluk sınırı ne de açlık sınırına dahi yaklaşamayan o kesim tamamen sahipsiz, sessiz ve haklarını aramakta çaresiz. Onlara şimdi de EYT , EMEKLİLİKTE YAŞA TAKLILANLAR ekleniyor. Son günlerde emekli maaşı bağlanan bir çok insanının benimle paylaştıklarına göre bağlanan maaşlar 1780-1900 lira civarındaymış. Bunun konuşulur, tartışılır yada ciddiye alınır bir tarafı yok. Bu cidden insanlık ayıbıdır. Buna sessiz kalırsam buda benim ayıbım olur herhalde. 

  Ülkede gıda ürünlerinin pahalı olduğu gerçeği ortada iken maaşlar konusu neden gerektiği kadar dillendirilmiyor? Ben giyim, mücevherat yada lüks tüketim ürünlerinden, 12 bin liralık cep telefonlarından bahsetmiyorum. 1 kilo domatesin semt pazarında 10 liraya satıldığından dertliyim. Market raflarının el sürülmeyecek kadar ateşli olmasından bahsediyorum. Eğer bende 8-9 ayrı ayrı kurumdan maaş alsam yada ballı kaymaklı bir çeşme başında olsam kim bilir belki bende yahu ne nankörsünüz diyecektim ama ne yazık ki bende BAĞKURLUYUM ve ülkedeki gerçeği bire bir yaşıyorum.