Eğer kitap okumayı seviyorsanız, sizi bu büyülü Dünyaya adım attıran kitaplardan ilki resimli çizgi romanlar olabilir. Benim bu büyülü yolculuğumun ilk taşları “ resimli çizgi romanlar” oldu. 

  Darkwood adlı düşsel bir ormanda yakın dostu ve yardımcısı Çiko ile birlikte yaşayan “ BALTALI İLAH / Zagor Tenay ilk kahramanlarımdan biriydi. Her hafta TAY Yayınlarından piyasaya sürülen bu küçük çizgi resimli romanları neredeyse tüm okul harçlıklarımla alırdım. 

  Günümüzün “ gösterişli ilahlarına” pek benzemeyen; alçak gönüllü, vatansever, insancıl, doğa dostu, vefalı, arkadaşlarına ve dostlarına gönülden bağlı, gerekmedikçe kan dökmeyen kahramanların dünyasıydı o çizgi resimli romanlar. 

 Nedeni bilmem ama o tür kitapları okumamızı ne okul öğretmenlerimiz ne de ailemiz istemiyordu. Oysa Kemalettin Tuğçu’nun kitapları kadar masumdu her biri. Örneğin ben ağaç ve doğa sevgisini Orman Bakanlığının “ kamu spotlarından” değil, Ontario Kurtlarından ve Kaptan SWİNG’ten öğrendim. 

  Kaptan Swing yine o tür roman serilerinden biriydi. Yakın dostları Gamlı Baykuş ve Mister Blöf ile birlikte Ontario Gölünün kıyındaki Ontario Kalesinde Ontario kurtlarıyla birlikte yaşayan çocukluk kahramanlarımdan biriydi Kaptan Swing. 

  Tıpkı Altay’dan gelen yiğit Karaoğlan, komutan Altar’ın oğlu TARKAN, Fatih’in fedaisi olan Kara Murat, Akıncı beyi Malkoçoğlu, zalim Bolu beyine boyun eğmeyen Köroğlu gibi kahramanlarım vardı.

  Yalnız onlar mı vardı düş dünyamızda? Tom Braks az mı adamdı? Sürekli köfte yeme hayaliyle yaşayan yakın dostu Tonton ve bir centilmen olan Baron ile birlikte sürekli maceralar peşinde koşan ve çevre dostu olan Tom Braks unutulur cinsten değildir.

 Hele hele Nevada Rancerlerinin genç yüzbaşısı Tom Miks’i anmadan geçmemek lazım. Her fırsatta içki şişesine dalmaya hazır Konyakçı ve Doktorla müthiş bir üçlü olan bu ekibin maceralarını har hafta sabırsızlıkla beklerdim. Bir türlü evlenemediği nişanlısı Suzi ve kayınpederi kale komutanı Albay’a da hep kızardım. 

  Kitap ismi Teksas olan ama kahramanının adı Çelik Blek olarak geçen doğa koruyucularını nasıl unuturum ki? Lüks yaşam takıntıları olmayan, doğanın onlara bahşettikleriyle yaşayan bu insanlar o günlerden bu günlere ironik mesajlar yolluyorlarmış meğerse! Çelik Blek; yakın ve bilge dostu profesör Oklitus, ayrıca genç Rodi ile ilginç maceralara atılırken “ hay bin kunduz” tepkisiyle döneminde efsane olmuştu. 

  Bu düşsel yolculukta başka isimlerde vardı. Örneğin havai, çılgın pilot Mister No, Teks, Mandrake diğer roman kahramanlarımdı. 

  Elbette çizgi romanlarda sürekli savaş/ aksiyon olduğundan işin içinde bir miktar “ kan” bulunuyordu. Fakat çizerlerin, okurların içinde çocukların da olabileceğini öngördüklerinden bir çok mücadelede suçluların ve düşmanların canlı yakalanması, esir edilmesi veya etkisiz hale getirilmesi şeklinde sonuçlanıyordu. 

  İlginç bir detay ise ne ben nede benim gibi o kitapların müdavimi hiçbir arkadaşımda okuduğumuz kahramanlara özenmek gibi bir hastalığa yakalanmadık. Onları kıskanmadık. Onlar gibi olmayı düşlemedik. Hikaye bittiğinde yalnızca mutlu olurduk, yine burunları kanamadan bir serüveni bitirdiler diye. Okula gittiğimizde “ Kaptan Swing” veya Çelik Blek değil, ilk okula giden öğrencilerdik. Hiç birimizde “ aşağılık kompleksi” oluşmamıştı.

 Biliyorduk, Kara Murat; her hangi bir cesur Osmanlı Yeniçerisidir. Tarkan; hayatı at sırtında geçen Hun Türklerinden biridir. İsmi ha Tarkan olmuş ha Baybars ne fark eder.  

  Tarihte bazı isimler vardır, onlarla baş edemezsin ya takip edersin yada taklit edersin.