Sosyal medya günlük yaşamın vazgeçilmez iletişim araçlarından biri haline geldi…
Herkes kendini bu "sosyal medya " hesaplarından ifade edebiliyor, kimi övüyor, kimi sövüyor, kimi ciddi şeyler yapıyor, kimi dalga geçiyor.
Sosyal medyanın bütün dünyayı saran, adeta kasıp kavuran bir etkisi var…
Al eline kalemi…
Yaz aklına geleni..
Pardon…
Al eline klavyeyi…
Yaz aklına geleni…
***
Bugün yine sosyal medya hareketliydi….
İki siyasetçi sosyal medya hesaplarından birbirlerine girdi…
Kavgada söylenmeyecek sözler edildi…
Hırsızların efendisi yasalara saygı göstermekten söz etti…
Bir fahişe ahlak dersleri verdi…
Bir diğeri sevgilisine mesaj gönderdi…
Gurbetçileri soyup soğana çevirmesiyle ünlü biri sözde açıklama yaptı…
Biri diğerine yandan çarklı kahve fotoğrafı gönderdi…
Biri fal açtı, diğeri fala baktı…
Üç vakte kadar kısmetin çıkacak dedi…
Biri nutuk attı, biri racon kesti…
Biri teşhircilik yaptı…
Biri onu ayıpladı…
Seçim yenilgisinin hala hazmedemeyen bir siyasi parti karıştı, sosyal medya üzerinden savaş başladı, herkes birbirini suçladı.
***
Hayattaki herşey gibi, günlük hayatımızın ayrılmaz bir parçası, hatta en önemli tutkusu haline gelen sosyal medya da, nasıl kullanılırsa öyle sonuç veriyor.
İyi kullanılırsa iyi…
Kötü kullanılırsa kötü…
Tıpkı bir bıçak gibi…
Elinizdeki bir bıçakla ekmek de kesebilirsiniz, cinayet de işleyebilirsiniz.
Sosyal medya o hesap…
Bazen hayatı kolaylaştırıyor, iletişim konusunda hız ve pratik sağlıyor.
Bazen de bir çuval inciri berbat ediyor.
O halde, herkesin birer sosyal medyası olsun ama, kimse sosyal medyanın tutsağı olmasın.
Erhan ÇAKMAK