Tarih sahnesinde bazı isimler vardır ki, söyledikleri ya da yazdıklarıyla koca bir çağı aşar. Osmanlı edebiyatında hicvin ustası Nefʿî de böyle bir isimdir. 4. Murad döneminde yaşamış bu şair, kalemiyle sadece dönemine değil, sonrasına da damga vurmuştur.
Erzurum’un Hasankale kasabasında doğan Nefʿî, aslında edebiyat dünyasına Ömer adıyla adım atmıştır. Ancak zamanla aldığı "Nefʿî" mahlası, onun eserlerindeki derin anlamları ve etkili dili temsil eder hale gelmiştir. Şiirle dolu bir hayat süren Nefʿî, Türkçe ve Farsça eserlerinde kelimeleri öylesine ustalıkla kullanmıştır ki, bugün bile şiirleri hayranlıkla okunur.
Murad’ın sanata ve şairlere düşkünlüğü, Nefʿî’ye saray kapılarını açtı. Özellikle kasidelerinde padişahı öven ifadeleriyle dikkat çekti. Ancak Nefʿî’nin şöhreti sadece bu tür şiirlerden gelmedi. Onu asıl farklı kılan, hicivdeki ustalığıydı. Kimseyi ayırmadan, ne düşünüyorsa yazan bir şairdi. Paşalar, vezirler ve hatta bazen saray çevresindekiler bile onun hicivlerinden nasibini aldı.
Ancak bu keskin dil, aynı zamanda başını da belaya soktu. Hakkındaki şikayetler sarayda yankılanmaya başladı. Kimi "dili zehir gibi" dedi, kimi ise onun cesaretini takdir etti. Ama bu durum uzun sürmedi. 1635 yılında, padişahın emriyle idam edildi.
Nefʿî’nin hayatı trajik bir şekilde son bulsa da, onun Osmanlı edebiyatındaki yeri sarsılmaz. Türkçe ve Farsça Divanları, edebiyatın en etkili eserleri arasında sayılır. Kasideleri ihtişamlı bir üslupla yazılmış, hicivleri ise adeta bir cesaret anıtı gibi günümüze kadar ulaşmıştır.
Nefʿî’nin hikayesi, sanatın gücünü ve bir şairin kelimelerle neler başarabileceğini gösteriyor. Onun satırlarında sadece bir dönemin değil, aynı zamanda insan doğasının, adalet arayışının ve cesaretin izlerini bulmak mümkün. Bugün, her mısrasında bir çağın ruhunu taşıyan bu şairi hatırlamak, edebiyatımıza ve tarihimize olan borcumuzu bir nebze olsun ödemek demektir.
Hicivleri ile ünlü olan bu eşsiz şairin birkaç hiciv’i;
A Köpek!
"A köpek! Tanrı'nın rahmetine olma ümidin,
Hüdâ'ya maskara olmak değil midir senin işin?
Ne efsunkâr imişsin ah ey didar-ı hürriyet,
Esir-i aşkın olduk gerçi kurtulduk esaretten."
Hiciv (Bir Paşa Hakkında)
"Ol düşman-ı devlet ki anı her safta görürüz,
Hainliği meydanda, belayı rehber görürüz.
Gebertmez isek eğer nice uyur bu millet,
Ya Rabbi, şerirlerden al intikam, biz kör görürüz."