Bu satırlarda siz okurlarıma olan saygımdan dolayı her yerde okuyacağınız konuları pek işlememeye çalışıyorum. Eğer değerli vaktinizi ayırırsanız, 5 dakika içinde okuyacağınız bu köşe yazısında farklı ve gerçek analizleri görebileceksiniz. 

  Sığınmacılar konusu uzun yıllardır devletlerin büyük sorunu olarak gündemdeki yerini koruyor. Bulunduğumuz coğrafya Orta Doğu’ya sınır olduğuna göre riskler de diğer Dünya köşelerine göre ciddi farklılıklar gösteriyor. 

Örneğin en tehlikeli terör örgütlerinin neredeyse tüm çıkış noktası Orta Doğu. İster ABD planları ya da İsrail güdümlü olduğunu kabul edin, bunların en büyük hasar verdiği ülkeler Müslüman ülkeler. Bu terör örgütlerinin ilk kullandıkları motto “ İSLAM” ve onun yayılması amaçlanıyor. İlk ve tek soru İSLAMIN böyle yayılma şansı var mı? 

  Sınırlarımıza gelen milyonlarca sığınmacıya kucak açmış durumdayız. Elbette bu hem insani hem de büyük devlet refleksiyle izah edilebilir bir durum ancak işin asıl yüzü böyle mi? 

  Kapımıza her gelen sığınmacı “gerçekten yardıma muhtaç ve tamamen kişisel güvenlikleri için mi ülkelerini terk etmişler” ? 

  Adını sık duyduğunuz terör örgütlerini burada yazıp aynı bilgileri sizlere tekrar tekrar anımsatmayacağım. Onları zaten her gün haber bültenlerinde duyuyorsunuz. Adını hiç duymadığınız ama yarınlarda (umarım hiç duymayız) başımıza bela olabilecek değişik terör gruplarının varlığını da göz ardı edemeyiz. İnsanlık yapıyoruz diye kendi insanımızın başına böyle pislikleri bela etmek akıl harcı olamaz. 

  Sınırımıza yaklaştığı iddia edilen sığınmacılar arasında özellikle Irak çöllerinde yaşayan ve en eski İslam sufi grubu oldukları iddia edilen SARAMİLER olabilir mi? Fanatizmde tavan yaparlar. Kafalarında yünlü çoban başlığı ve silahları av bıçağı olan bu grubun hangi çizgide olduğunu ve nihai hedefleri hakkında sağlıklı bir bilgi bulunmadığını belirtmeliyim.

  Yine çöllerden gelen ama bu kez Afrika’nın çöllerinden esen birkaç terör örgütünün adını da yazmakta ve bunların varlığını bilmekte fayda olduğunu düşünüyorum. Gemi karaya vurduktan sonra kaptanı suçlamak pek işe yaramaz. İş; gemi karaya vurmadan gereken uyarıları yapmak. 

  Nijerya merkezli Boko Haram, biraz daha körfeze yakın Somali’den Eş Sebab ve Uzak Doğu’dan ( Filipinlerden) MAUTE şimdilik adını bilip yüzlerini dahi görmek istemeyeceğimiz unsurlar. Sırf insanlık yapıyoruz diye bunca tehlikeyi de “ iyilikten maraz doğar” misali yüklenmeyelim.