Bugün artık Zonguldak projelerinden bahsedelim.

Söz edelim.

Ülkemizi yasa boğan.

Acılar içinde bırakan.

Ve hepimizi etkileyen yüzyılın faciasında artık yirminci güne gidiyoruz.

Üç haftayı dolduracağız.

Tabi ki mücadele yoğun devam edecek.

Enkaz altında can kurtarma çalışmalarında artık sona gelindi.

Enkaz kaldırma son sürat sürüyor.

Bundan sonra artık yaraları saracağız.

Bu konuda çalışmaları da zaman dahilinde köşemize taşıyacağız.

Bu on ilimizi hatta 11 ilimizi etkileyen bu yüzyılın felaketinden.

Faciasından artık dersler çıkartalım.

Hem de tüm Türkiye olarak.

99 depreminden ders çıkaramadık.

Bari bu acı ve büyük yıkıma uğradığımız 6 Şubat 2023 depreminden çok büyük dersler çıkartalım.

Artık depremle yaşamaya alışalım.

Ama güçlü yaşayalım ve mücadele edelim.

Kazanan bizler olalım.

Deprem bizi yıkmasın.

Deprem karşısında çok güçlü duralım.

Ve tüm binalarımız ayakta kalsın.

Güçlü kalsın.

Çok katlı binalar değil.

Yatay mimari.

Tarım arazisine değil.

Dağ yamaçlarına.

Tepe kısımlara.

Sert zeminlere konutlarımızı yapalım.

Yaşam alanlarını oluşturalım.

Tüm bu dediğimiz önce deprem bölgesinde.

Bundan sonra tüm ülke geneli kentsel dönüşümü destekleyelim.

Devlet ve millet işbirliğinde kentsel projeleri hayata geçirelim.

Fay hattına konut yapmayalım.

Bina yapmayalım.

Zemin etüt muhakkak yapalım.

Temel adına radye kullanalım.

Deprem yönetmeliğini muhakkak ki uygulayalım.

Binalar masraflı olsun.

Ama canımızdan önemli değil.

Yaşam hayatımızdan hiç önemli değil:

TOKİ başardı.

Özle inşaat firmaları da başarsın.

Her önüne gelen bina yapmasın.

Bu konuda başarı kartı  oluşturulsun.

Karne olsun.

Herkes inşaatçı olmasın.

Can güvenliğimiz işinin ehli firmalara verilsin.

Bu konuda sadece diploma değil.

İş ehliyeti de olsun.

Ve inşaat adına.

Yerel yönetimler.

Tapu.

Kadastro.

Mimar.

İnşaat mühendisi.

Yapı denetim.

Müşavir firma.

Tüm inşaat yapım adına onay öneminin oluşması adına atılan adımların çok daha titiz olması adına çalışmalarında hassasiyetle sürdürülmesi.

Artık kimse binanın sağlamlığını kabul etmeden konut almaz.

Herkes binanın önce ciğerine bakar.

Dış görseline kimse bakmaz.

Temel sağlamsa.

Bina iyiyse.

Zemin güçlüyse.

Bu raporlar olmadan hiç kimse bina almaz.

Çadırda yatar yine almaz.

Bu saatten sonra Türkiye'de deprem riski sıfır binalar alıcı bulur.

99 depremi ders alınmadı.

Geçen sürede bir çok deprem yaşadık.

Ders alınmadı.

Ve bugün çok büyük yıkıcı deprem.

Artık ders almama şansımız kalmadı.

Hele ki 99 öncesi tüm binaların depreme dayanıklılığı test edilmeli.

Türkiye olarak tüm binalarımız bir şekilde elden geçmeli.

Özellikle deprem olacağı söylenen İstanbul için geniş kapsamlı bir çalışma başlatılmalı.

İstanbul depremi için 2030- 2040- 2050 deniliyor.

Bu oran yüzde 64,  76,  80 olarak söyleniyor.

Gelecek 27 yılda İstanbul deprem olma olasılığı çok yüksek.

Tabi ki deprem Marmara depremi olarak adlandırılıyor.

İstanbul’u da etkiliyor, İstanbul boğazının iki yakasının zemini sağlam deniliyor.

Sert söyleniyor.

Avrupa yakası için daha olumlu rapor var.

Bir önceki depremde Avrupa yakasının Avcılar bölgesi yıkılmıştı, etkilenmişti.

Aynı bölgenin kentsel dönüşüm olmayan bölgesi için halen daha olumsuz rapor var.

Asya tarafının Kartal bölgesinin sorunlu ve sıkıntılı olduğu belirtiliyor.

Marmara depremi adına fay hattına daha yakın olduğu söyleniyor.

Artık bu saatten sonra İstanbul depremine odaklanalım.

Hazırlanalım.

Deprem kuşağı olarak Marmara fay hattı.

Tüm Marmara'yı etkileyecek.

 İstanbul Türkiye'nin  kalbi.

Tam yirmi milyonluk bir şehir.

Her zaman İstanbul’un içe bölünmesini veya en az ikiye ayrılmasını savunuyorum.

İstanbul bir veya iki gibi adlandırabiliriz.

İlçeleri bile birçok ilden büyük.

Hem de milyon farkla.

Zonguldak içinden  iki il çıkardı.

Hatta üçü çıkartma adına salvoları görüyoruz.

Yirmi milyonluk il olan İstanbul'a kimse dokunmuyor.

Yalova bile deprem sayesinde İstanbul’dan ayrıldı.

Yoksa halen daha duruyordu.

İstanbul artık en azından ikiye ayrılmalı.

Asya yakası.

Avrupa yakası olarak.

Böyle bir nüfusu yönetmek çok zor.

Yirmi milyonluk şehrin başında bir mülki amir var.

Emniyet müdürü var.

Jandarma komutanı var.

İl bakanları var.

Böyle bir yeri kontrol etmek çok da kolay değil.

Yirmi milyonluk şehre göre bir yönetimi güçlendirme bize göre olmalı.

Yirmi milyonluk şehir.

Devasa bir durum.İstanbul ya küçülecek.

Ya da göç verecek.

Veya sanayisi taşınacak.

İstanbul denince.

Kocaeli.

Sakarya.

Çok büyük etkileniyor.

Avrupa yakasında Tekirdağ, Çerkezköy.

Çorlu.

İstanbul sayılır.

İstanbul’un ön bahçesi.

Arka bahçesi bile.

İstanbul’un rüzgarından çok büyük etkileniyor.

Bugün yazı başlığında depremle mücadele ile giriş yaptık.

Ama sonunu getiremedik.

Deprem artık hayatımızın bir gerçeği mücadele adına.

Hepimizi ilgilendiriyor.

Zonguldak projelerine giriş yapmadık.

Yarın devam edelim.

Şimdilik nokta.