Ne yüzü gülmez bir yazgısı varsa şu Orta Doğu’nun, her şey değişti o bölgenin yazgısı değişmedi. 

   Merak ettim A.B.D. nin İran’a uzaklığına baktım, tam tamına 11 651 kilometre. Dünyayı enlemesine hesaplasanız (Ekvator çevresinden) 40 bin km falan. Adamlar ! ( sözün gelişi) onca yolu Orta Doğu’ya demokrasi getirmek için geliyorlar. Hepimiz biliyoruz ki bu resmen ayar vermek ! 

   Bana göre Orta Doğu’da ne devlet adamı var, ne siyasetçi var ne lider var ne de vatanı için canını/malını/evlatlarını ortaya koyacak tek bir idareci var. Orta Doğu’nun asıl sorunu budur. 

    Mısır eski devlet başkanı Cemal Abdün Nasır’ın Arap birliği adına İsrail ile giriştiği ve tarihe “ 6 GÜN SAVAŞI”( 1967) olarak geçen trajik yenilgi ile Orta Doğu da yalnız ülkelerin değil liderlerin de yazgısı büyük ölçüde belirlenmişti. 

  Ya canını gerçekten ortaya koyacaksın ya da bir köşede sana yazılan senaryoyu oynamaya devam edeceksin. Ortasının olmadığı çok açık değil mi? 

   Hem karpuzumuz bölünmesin, hem hararetimiz giderilsin, hem şen olalım hem çok isteyelim, hem küpü dolduralım hem de “  kahraman olalım” yok ya …! 

   Nasıl İslamiyet “ mutlak adanmışlık “ istiyor bu coğrafyada da “ idarecilik/devlet adamlığı da aynı türden bir adanmışlık istiyor. 

   Tek bir Müslüman’ın olduğu yerde haksızlık olmamalı diyen bir İSLAM, Müslüman nüfusunun yaklaşık yüzde sekseninin olduğu coğrafya da yıllardır dinmeyen gözyaşı, masum insanların yitirilen hayatları ve umutsuz yarınlar …

   Sizce de bir yerlerde bir yanlışlık yok mu? 

Bu arada eğer taraf olacaksak “ ezilen, hakkı yenen ve zulme uğrayanın yanında, onlara bu kötülüğü yapanların karşısında olmalıyız. Eğer iki tarafın da birbirinden farkı yoksa size bir sorumluluk yoktur.