Tüm Dünya’ya inandırmaya çalıştılar; Irak’ta kitle imha silahları ( WMD)var diye . Tüm Dünya’nın en önde gelen istihbarat ekipleri Irak’ta çöller dahil her yeri karış karış taradılar, hatta Saddam yakalanıp iktidardan düşürüldükten sonra bile aradılar, bulamadılar. Yoktu.

  Dönemin İngiliz başbakanı Tony Blair, A.B.D. li başkan George W. Bush’un da gazıyla bu iddiayı İngiltere Parlamentosundaki büyük muhalefete rağmen kullandı. Ne İngilizler ne de Amerikalılar Irak’ta o anlamda aradıklarını bulamadılar ama Irak halkının ne derece salak ve korkak olduğunu kanıtladılar.

  Ülkesini 24 yıl demir yumrukla yöneten bir liderin aslında ne büyük bir vatan haini olduğunu ve ülke halkının yaşadığı tüm sefalete rağmen kendisinin asıl büyük bir virüs olduğunu çok ama çok geç anladılar. “Aklını kullanamayanların başına bela yağdırırım “ayeti ( YUNUS suresi 100. ayet) Irak’ta gerçekleşmişti.

   Saddam Hüseyin; BAAS Partisinin ve dolayısıyla Irak’ta yönetimi ele geçirince ilk iş olarak BAAS partisindeki muhalif kadroları ölüme yollayan kararlara imza attı. Yıl 1979 Temmuz.  Bu idam kararlarını açıklarken ve izlerken ağlaması da onun nasıl bir ruhsal kişilikte(hasta) olduğunun net bir kanıtı olarak gözlenmiştir.

  Saddam tüm Dünya’da iddia edilen gibi biyolojik ve kimyasal kitle imha silah çalışmaları yapmak yerine ülkesinin kaynaklarını yurt dışına kaçırmak ve yurt dışında anlaştığı bazı firmalarla yaptığı ihalelerden komisyon almayı tercih etmiştir.

   Saraylarda yaşama takıntısı köyde doğan (Tikrit’in El Avja köyü) biri için normal sayılmayacak bir komplekstir. Hani köşklerde doğan ve yaşayan bir aileden olsa anlarız da, kıçında donu olmayan bir aileden gelip saray aşkına sahip olmak da neyin nesi be Hüseyin? Bu arada öyle paşa falan da değildir. Dayısının zoruyla girdiği Ordu Akademi giriş sınavını kazanmayacak kadar kıt zekalı olduğu tescillidir. Ama yine “üst akıllardan gelen yardımla” girdiği BAAS partisinde hızla yükseltilip, makama getirilmesi de onun PROJE OLDUĞUNUN açık bir delili gibi durmaktadır. Orduya teğmen olamayan birinin devletin başına MEREŞAL gibi getirilmesi Irak halkının aslında CORONA VİRÜSE yaklaşık 40 yıl önce yakalandığını gösteriyor.

  Bu köylü çocuğu iktidar günlerindeki sabah kahvaltısında; o gün yakalanan ve hazırlanan günlük ıstakozlar,taze karidesler, taze kuzu butları ve dana bifteği yanında Saddam’ın favorisi olan Suriye’deki Golan tepelerinden getirilen zeytinleri bulunurdu.  Özel yapım yoğurtlar, peynirler saraylarında bulunan çeşniciler tarafından tadılmadan asla tüketilmezdi. Tadım yapanların her hangi bir enfeksiyon belirtisi gösterip göstermediğini garantilemek için 1 saat öncesinde yapılan rutin işlemlerin yanında tüm saraylarda bulunan “ küçük bir tıp merkezi ve laboratuarlar “ her an göreve hazır sağlık personeli tarafından donatılmıştı. Dünya’ya korkusuz havası çizen Hüseyin’in bildiğin ödlek olduğu “ölümden korkmasından “belliydi. Geçek Müslüman ölümden değil ALLAH’a hesap verememekten korkmalıydı. Ama İsviçre’deki banka hesapları Saddam’ın neden ölmek istemediğini net bir şekilde açıklıyordu. Yemeyle bitmeyecek 40 milyar dolar ! Sapık oğulları Uday’la Kusay tıpkı babaları gibi Allah’tan değil, yurt dışına yığdıkları serveti yemeden gebermekten korkuyorlardı. Öyle de oldu. Paraların akıbeti ne oldu hala bilen yok.

   Amerikan askerleri Saddam’ın saraylarının birinin zeminine döşenmiş halde duran 164 alüminyum kutu içinde toplam 656 milyon dolar buldular. Elbette savaş ganimeti olarak Irak halkına dağıtmadılar. Salak Irak’lılar tüm ülkenin servetini bir aileye teslim ederek nasıl geri zekalı toplumların genelde Orta Doğu’dan çıktığını belgesiyle onayladılar. Saraylardan birinin garajında bulunan zırhlı bir araçta 100 milyon euro ise oğulların zamparalık akçeleri olduğu tahmin edilmekteydi. Dört karısından ikincisi olan Samira Şahbendar’ın Irak’ın işgalinden kısa süre önce yanında oğlu Ali ve 5 milyon dolar nakit para ve Irak Merkez bankasından altın külçeleri alarak Lübnan’a geçtiği ve kocasının yanlarına gelmesini beklediği raporlarda yazılmaktadır. Biraz Orta Doğu’ya meraklı iseniz sizlere 1001 GECE MASALLARINDA bile olmayan entrikanın olduğunu öğrenebilirsiniz. Orta Doğu’nun CORONA VİRÜSLERİNDEN önce bu tip virüslerden kurtulması gerekmektedir.