Türkiye genel seçim adına ortalık yangın yeri oldu.

Ülkemiz çok ağır bir deprem ile yüz yüze iken.

Çok ağır tahribat yaşarken.

Vefat sayımız 45 bini geçti.

Yaralı sayımız 120 bin.

Yıkılan bina sayısı ise 212 bin.

Çok büyük can kayıplarımız var.

Elli bine giden vefat sayısı.

 Mal kayıplarımız ise çok ki çok.

O bölge resmen yerle bir oldu.

Ülkemiz yine güçlü bir şekilde yaralarını sarmaya çalışıyor.

Hem de tüm teyakkuz halinde.

Deprem ile yoğun uğraşırken.

Yeni konutları yapma adına çalışma sürerken.

Bir  süredir enkazları kaldırma adına hafriyat çalışmaları geceli  ve gündüzlü devam ederken.

Siyaset depremi ise bir kez daha ülke gündemini yerle bir etti.

Hem de ne deprem.

Böyle bir siyaset depremi, uzun zamandır görülmedi.

Vefa yok.Diyet yok.

İkili ilişki yok. Diyalog hak getire.

Altılı masa kurulmuş. Uzun zamandır çalışılıyor.

Saatlerce toplantılar. Neredeyse bir gün süren görüşmeler.

Hazırlanan  taslaklar. Başbakan’ı bile belli olan masa.

Cumhurbaşkanı adayı çok yüksek oktan da bilinen.

Ve bu altılı masadaki siyasetin. Bugüne geldiğinde yerle bir olması.

Keşke Akşener, Başbakan değil de Cumhurbaşkanı adayıyım deseydi.

Keşke kendi önünü kesmeseydi.

Akşener'in adaylığı belki çok daha kabul görürdü.Karşılık bulurdu. Herkes de kabul edebilirdi. Kabullenirdi.

Akşener'e oy yüzdesi de pek çok olabilirdi.

Akşener, kendisini düşünmesi onun yerine altılı masanın birinci partisinin yerel yöneticilerini sahaya sürdü.

Bu da karşılık bulmadı. Yanlış oldu. Araya soğukluğun girmesine neden oldu.

Bu konuya uzun zamandır yüklenen İYİ Parti Genel başkanı olmayacağını, olamayacağını, bile bile ısrar etmesi.

Siyaseten lades misali bir yenilgiyle karşı karşıya kalmasına vesile oldu.

Aday olarak CHP'li yerel yönetimlerde ısrar etmeseydi.

Olmayacak konu başlığı ile gündem yaratmasaydı.

Altılı masanın en güçlü kurucu ortağı olarak Akşener, kendi sonunu bize göre ilan etti.

Halbuki İYİ Parti yükselişte idi.

Anketlerde yüzde 15 civarında seyreden  partinin genel durumu.

Ve bazen % 19 lara çıkan oy seviyesi.

Oranı.

Ve birden sert düşüşü de türbülans tarzı gördük.

Resmen siyaset intiharı yaşadık.

Olacak konu değil.

İYİ Parti Genel Başkanı altılı masayı yıkarak siyaset depremini çok yüksek şiddetle yarattı.

Seçime giderken. Altılı masa devrildi.

Yıkıldı. Hem de masanın en güçlü ikinci partisi tarafından.

Masanın diğer beş ismi adayını belirlemiş.

İYİ Parti yokuz, dedi. Kendi kabuğuna çekilmesi.

Peki seçim derken. İttifak derken.

Nereye bu gidiş dersek. İYİ Parti’nin bu yaptığı derin deprem kime yaradı?

Altılı masaya yaramadı. İYİ Parti’ye hiç yaramadı.

Cumhur ittifakı bizce en karlı çıkanı.

Aylardır ülkemizde altılı masanın durumu ve konumu konuşuluyordu.

Ne zaman yıkıldı. Yıkılacak.

Adayları kim? Kimler. Hemen her gün bu soruları duyuyoruz.

Görüyoruz.

Ve yıkılması için bize göre pek çok plan, program ve detaylar yapılmış görüyoruz.

Öncesi, devamı, sonrası ve gelişmeler altılı masayı bugüne getirdi.

 Ve sonuçta masa yıkıldı.

Masanın en güçlü ikinci partisi ayrıldı.

Hem de ne ayrılma.

Yaktı. Yıktı.

Ezdi ve geçti.

Bahane hazır. Sebep ve neden pek çok.

Altılı masanın en büyük birinci partisi.

Ülkenin en büyük ikinci partisi.

Ana muhalefet partisi.

Adayım diyor. Baştan beri bunu söylüyor.

Ve açıklıyor. Kazanırım diyor.

Masanın beşlisi bunu kabul ediyor. İYİ Parti bunu bilmesine rağmen.

Yerel yöneticileri aday göstermesi de siyasi ahlak olarak etik kabul edilmiyor.

Kabul görmüyor.

Köşe yazımızı yazarken bile konu başlığında giriş, gelişme ve sonuç adına yazdık.

Yazdık ama yine en başa döndük. Dönmeye de devam ediyoruz.

Tekrar üstüne tekrar konuyu hatırlatıyoruz.

Hiç kimse bu durumdan hiçbir şey anlamadı.

Anlayan varsa beri gelsin.

İTTİFAKLAR NE OLUR?

Şimdi ülkemizde iki ittifak var.

Cumhur ittifakı.

Millet İttifakı.

Üçüncü bir ittifak olur mu?

Zafer Partisi var.

Memleket Partisi var.

Yeniden Refah , var.

Vatan Partisi var.

Milli yol Partisi var.

Birkaç parti daha var.

Bunlar birleşir bir ittifak olabilir mi?

İYİ Parti ne yapacak?

Kendisi mi, girecek.

Yoksa tekrar ittifaklarla mı, yol alacak.

Artık seçime bir şey kalmadı.

Geri sayım başladı.

Mayıs 14 ise bir anda geçer.

Zaten 30 gün ramazan.

Ayrıca bayram derken.

Seçim günü gelmiş.

Ve çatmış olur.

Seçim çok yoğun geçecektir.

Partiler çok.

Yarış kızgın.

Ortalık yoğun siyasete sahne olacaktır.

Rekabet çok yüksek gerçekleşecektir.

Tabi ki Cumhur ittifakı çok daha rahat.

Millet ittifakı ise toparlanacaktır.

Üçüncü ittifak olur mu, olmaz mı?

Onu bilemiyorum.

Bildiğimiz siyaset artık seçime kadar uyumayacaktır.

Yoğun çalışmalara sahne olacaktır.

Vekil aday adayları.

Daha önce kamu istifaları.

YSK açıklamaları.

Cumhurbaşkanımızın seçim tarihini beyanı.

Resmi gazete yayımlanması.

Mecliste kabulü.

Birçok çalışmalar hepimizi bekliyor.

Hem de siyasetin çok çeşitliliği ile.

İttifaklar var.

Yeni ittifaklar olur mu?

İYİ Parti nereye gidecek.

Siyaset yolu ne olacak?

Bu sorularda cevap bulma adına tabi ki bekleniyor.

Keşkeler çok.

Keşke masayı Akşener, dağıtmasaydı.

Yıkmasaydı. Gerçi masayı kimin yıktığı da tam anlaşılamadı.

Yıkan yıkana. Ortada bir enkaz var.

Enkaza sahip çıkan yok. Aslında herşey çok açık ve net.

Ama hiç kimse hiçbir şeyi bilmiyor görünüyor.

Bu da olmuyor. Olmadı.

Hayırlısı diyelim.

Şimdilik nokta.