Siyasi partiler.

Ne için var?

Halk için.

Herkese açık mı?

Açık.

Tabi ki siyasi partilerin tüzüğü var mı?

Var.

İlkeleri.

Kendi içinde anayasası.

Disiplin mekanizması.

Var da var.

Siyasi partiler ülkeyi yönetme adına ortaya çıkıyor.

Demokrasi adına varlar.

Halkın kendi kendini yönetmesi demokrasinin olmazsa olmazı.

Ve bugün için Zonguldak siyasi partilerin teşkilatlarını sorgularsak.

Ne kadar halkla iç içeler.

Üyelerine ne kadar samimiler.

Şeffaflar.

Zonguldak’ ta ki siyasi parti teşkilatları.

Geçmişten bugüne.

Her parti adına ayır ayrı söylüyorum.

İl başkanlarını aslında geçmişten bugüne değerlendirmek gerekir.

Başarı haneleri.

Ve bugün gelinen noktada il başkanlarını.

Tabi ki bu arada parti içi rekabet ayrı bir konu başlığı.

Herkes kendine göre bir mevzi.

Cephe.

Yerini sağlamlaştırma.

Gelecek genel seçimlerde hedef sağlama.

Yerel yönetimler de avantaj elde etme.

Var varda var.

Siyasi partiler acaba şunu düşündüler mi?

İline ne verdiler.

İlçesine ne katkı sağladılar.

Kırsalın hakkını ve hukukunu savundular mı?

Beldeler ile ilgili bir çalışma raporu var mı?

Bu örnekleri sıralayabiliriz.

Birde dava var.

Siyasi partilerin önüne geçen bir söz.

Söylem.

Dava.

Dava için varız.

Dava önceliğimizdir.

Gerçekten dava ile ilgili acaba geniş bir bilgi dağarcıkları var mı?

Dava nedir?

Dava insanı.

Dava adamı.

Bazı partilerde bu sözü çok duyuyoruz.

Hepsinde değil.

Ama bir kısmında var.

Ve bu dava sözü ile yol alıyorlar.

Geçmişten bugüne bakarsak.

Son 30 yıl.

Hatta kırk yıl.

Anavatan dönemi.

Doğru yol dönemi.

SHP dönemi.

Refah Partisi dönemi.

Bunlar tek tek irdelenebilir.

Anavatan döneminde Zonguldak seksenli yıllarda pek çok yatırım aldı.

Ulaştırma bakanı Veysel Atasoy resmen yağdırdı.

Tabi ki yerel yönetimlerde bir Zeki Çakan fırtınasını o dönemler adına hiç kimse yok sayamaz.

Zonguldak olarak parlak yıllar diyebilirim.

Seksenli yıllar.

Sonra seksen sonunda Zonguldak yerelde SHP oldu.

O zamanlar CHP yeni yeni kendine geliyordu.

Doksanlı yılların başında büyük Zonguldak devam ediyordu.

Karabük ve Bartın ilimizdi.

Büyük madenci yürüyüşü oldu.

Doksan yılların başında o zamanlar ZKÜ olarak adlandırılan üniversitemiz kuruldu.

Bugünkü BEÜ ‘nün temelleri atıldı.

Hacettepe şubesi durumunda ve konumundan kurtulduk.

Sonra ise Bartın ilçemizde Belediye başkanının ani vefatı sonrası AK Parti genel başkanı Başbakan MESUT Yılmaz, Bartın’a gelerek il yapacağım sözü verdi.

Ve seçimi kazandı.

Resmen rüşvet gibiydi.

İl yapma durum ve konumları rahmetli Özal ile başlamıştı.

Sonra rahmetli Mesut Yılmaz ile devam etti.

Doksanlı yıllar bizim için kabus gibiydi.

Madenci grevi.

O dönemler SHP Belediye Başkanı Aytaç görevdeydi.

Fakat Zonguldak onun döneminde çok kötü bir yönetim gösterdi.

Neredeyse yerel hizmetler durma noktasına geldi.

Çöpler toplanmadı.

Maaşlar ödenmedi.

Çok olumsuz bir yönetimi Zonguldak görüyor ve yaşıyordu.

89 ve 94 dönemi yerel yönetim il merkezi olarak çok olumsuz geçmişti.

SHP o dönem adına yıldızı parlayan bir partiydi.

Tüm ülke geneli seçimlerde SHP hakimiyeti vardı.

Doksanlı yıllarda yapılan seçimlerde Demirel ve SHP iktidarı.

Çiller dönemi.

Dört nisan kararları.

Ülkemizin çok sert ekonomik tedbirleri sonucu Zonguldak’a bakış olumsuzdu.

Zonguldak küçülüyordu.

TTK ‘da resen emeklilik.

Binlerce işçi emekli oluyordu.

Tabi ki 1992 grizu faciası.

Zonguldak olarak büyük acılara boğuluyorduk.

Tam 263 işçimiz vefat etmişti.

Zonguldak derinden sarsılmıştı.

TTK için en parlayan saha Kozlu, uzun süre üretim gerçekleştiremedi.

Kozlu kendine gelmedi.

Doksanlı yıllar Zonguldak için kabus dolu yıllardı.

Dört nisan kararları.

Somon balığı üretme fikri.

O dönem adına gerçekten çok büyük tepkilere neden oluyordu.

TTK küçülmesi o dönemler başlamıştır.

Kurumun kömür üretimi iyiydi.

Çelik sanayisine kömür veriyorduk.

ÇATES yeni üniteleri inşası devam ediyordu.

Sonra hizmete açıldı.

Yılda 1.6 milyon ton kömürü TTK ÇATES’ e veriyordu.

Atıl sahalar özel sektöre verilmesi için saha ihaleleri yapılıyordu.

Özel sektör kömür üretimi yeni yeni o dönemler sıcağı sıcağına başlıyordu.

Ve doksanlı yıllarda Cumhurbaşkanı Özal, görevdeydi.

Sonra Süleyman Demirel. Cumhurbaşkanı oldu.

Refahyol hükümeti kuruldu.

Refah Partisi tam 200 milletvekili ile birinci parti oldu.

Refah Partisi.

Rahmetli Necmettin Erbakan ile birlikte seçimlerin galibi oldu.

Refahyol hükümeti kuruldu.

TTK ilk defa o dönem zarar etmedi.

Kamu kuruluşları ortak havuzda toplandı.

İyi bir istikrar yakalanmıştı.

Çiller ile iyi bir ikili diyalog Refah Partisi arasında kurulmuştur.

Çok iyi bir siyaset birlikteliği yaşanıyordu.

Yine bazı çevreler bu birlikteliği istemiyordu.

Hatta başbakanlıkta verilen o dönem tarikat mensuplarına iftar her şeyin sonu olmuştu.

Medya manşetler tam sayfa çıkıyordu.

Şunu söylerim.

Yazarım.

Allah rahmet eylesin.

Prof. Dr. Necmettin Erbakan, devletini sonuna kadar seven.

Devlet nezaketini hiçbir zaman bırakmayan bir liderdi.

Mekanı cennet olsun.

Bugün o dönemler söyledikleri ne kadar doğru olarak günümüze hep geliyor.

Ve refah yol döneminde.

DYP partisinden Şinasi Altıner, Karabük milletvekili.

Enerji bakanı.

Karabük’ ü il yaptı.

1996 yılı Zonguldak için unutulmayacak bir kara gündü.

Enerji bakanı bu girişimleri yaparken.

Ankara karargah kurmuşken.

Bizim Zonguldak il teşkilatı ne yaptı?

Sessiz mi?

Kaldı.

Hayır tersine büyük destek verdi.

Sadece teşkilatta devam adına, oy adına, il başkanlığında kalayım adına Zonguldak heba edildi.

Karabük'ün il olmasına ‘’evet’’ denildi.

Bunun adına ne denir?

Ben söylemeyeyim.

Ne yazık ki, o günler unutulmuyor.

Bugün için de hiç kimse hakkını helal etmiyor.

Doksanlı yıllar Zonguldak için ortadan ikiye bölünme yılları olarak adlandırılıyor.

Siyasetin o dönem adına Zonguldak olarak iflası olarak teyit ediliyor.

Hepsi için demiyorum ama yerel basının ise kendisinden başkasını düşünmediği yıllar olarak ifade ediliyor.

Bazı gazetecilerin kendilerini kamu kuruluşuna geçme aracı olarak kullanıldığı yıllardı o yıllar.

İçinden iki il çıkmış Zonguldak’ın sesi çıkmamış.

Zonguldak’ın gıkı çıkmamış.

Hemen teslim olmuş.

Büyük madenci grevini yapan, gerçekleştiren Zonguldak.

Acaba içinden iki il çıkarken neden sessiz kaldı?

Siyasetçilerin emanet olmasından mı?

Yoksa siyasetçilerin Zonguldaklı olmamasından mı?

Misafir olmalarından mı?

Doksanlı yılların son yılları ile yarın yazımıza devam edelim.

Siyasette yaprak dökümünde deşifreleri yazmaya devam edeceğiz.

Şimdilik nokta.