Dün Zonguldak siyasetini yazdık.

Siyaseti yazarken.

Zonguldak’ın geriye dönük tam kırk yılından kısa başlıklarla önemli konulara değiniyoruz.

Neler olmuş.

Neler yaşanmış.

Diyoruz ki içinden iki il çıkmış.

İçinden iki üniversite çıkmış bir ilden söz ediyoruz.

Bahsediyoruz.

Bu durumdan siyasetçinin hiç mi suçu yok.

Kabahati yok.

Birileri Zonguldak’ı resmen  adına ne diyeyim.

Sahip çıkmamış.

Hatta üstüne kaymaklı kadayıf gibi vermişte ermiş.

Dün seksenli yılarlı yazdık.

Doksanlı yılları yazdık.

Doksanlı yıllarda Zonguldak içinden iki il çıkarmış.

Resmen ortadan ikiye bölünmüş.

Bazı beceriksizler bunun adına ne diyor?

Diyorlar ki madenci grevi neden ile o iller ayrıldı.

Kim inanır bu duruma.

Konuma.

Karabük ilçemizde o dönemler.

Müthiş bir grev oldu.

Hem de aylar sürdü.

O zaman bu kadar ağır greve rağmen.

Karabük il yapıldı.

O zaman Karabük grev ile mükafatlandırıldı mı?

Yani madenci i grevi ile ilgisi yok.

O ayrı.

Bu durum ayrı.

İçimizden iki il çıkmasının ana nedeni o dönemler işin başında olan irade alan il teşkilatlarının  konuya sahip çıkmaması.

Hatta iyi olur demesi.

Genel başkanlarına şirin görünme meselesi.

İl yapılan ilçeleri yük gibi  görmesi.

Giderse gitsinler mantığı. 

Nedeni ise Zonguldaklılık ruhu taşımamaları.

Bilinci taşımamaları.

İllerini araç görmeleri.

Bu durumları yarattı.

O dönemler bir il furyası gidiyordu.

Sadece Zonguldak’ta iki il çıktı.

 Ve ülke geneli bir çok yerde tek il çıkarken.

Zonguldak’ tan iki il çıktı.

Evet geldik.

Doksanlı yılların sonuna .

Seçim oldu.

1999 seçimi.

Her şey tersine döndü.

Zonguldak’ ta  DSP üç vekil çıkardı.

MHP bir vekil.

DYP bir vekil.

Anavatan bir vekil.

Toplamda üç vekil.

Refah Partisi ise Zonguldak’ ta kayıptı.

1999 yılında en güçlü olan Anavatan ve DYP eridiğini görüyoruz.

Doksanlı yıllar bu iki partiyi eritti.

Ve sonraki seçimlerde yok olup gitmelerine vesile oldu.

DSP döneminde Zonguldak çok daha güçlü oldu.

Yerel seçimlerde İsmail Eşref, fırtınası.

Tam 31 meclis üyesi ile ilk defa tulum çıkartılması.

Hükümette Zonguldaklı bakanlar yer alıyordu.

1999 yılı genel ve yerel seçimleri gerçekten DSP fırtınasına sahne oluyordu.

DSP döneminde TTK ‘ya tam 4125 işçi alımına imza atılarak tarihi bir rekor kırıldı.

İlk defa o dönem kuruma sahip çıkılması adına adımlar atılıyordu.

Zaten o dönem olmasaydı.

Kurumun geleceğinin şekillenmesi çok zor olurdu.

Tabi ki o dönem koalisyon hükümeti.

DSP- ANAP – MHP  birlikteliği.

Seçime 14 ay kala erken seçim startı.

Ve tüm bu partiler tepetaklak gidiyordu.

Seçmen sandığa gömüyordu.

2003 seçimlerinde Recep Tayip Erdoğan, fırtınası esiyordu.

Sürpriz  olarak yüzde 33 ile tek başına iktidar Ak Parti oluyordu.

AK Parti genel başkanı Recep  Tayyip Erdoğan, vekil olamadı.

Başbakan olamadı.

Başbakan ise Abdullah Gül, oldu.

Daha sonra ise Sayın Recep Tayyip Erdoğan, Başbakan oldu.

Sayın Abdullah Gül, Cumhurbaşkanı oldu.

2003 genel seçimi.

2004 yerel seçimleri.

Zonguldak olarak sürpriz sonuçları gösteriyordu.

Ak parti üç vekil.

CHP iki vekil.

Süreç o şekilde 2007 – 20011 – 2015 -2018 devam etti.

Bir tek 20115 haziran seçimleri 2+2+1 = beş şeklinde gerçekleşti.

Bu da altı ay sürdü.

2003 yılında seçimler sonrası.

TTK’ ‘nın başına Rıfat Dağdelen, geldi.

Dağdelen.

Çok tecrübeli.

Çok deneyimli.

Çok profesyonel bir yöneticiydi.

Tam 6. 5 yıl süren dönemi çok başarılıydı.

 TTK Dağdelen ile yeni baştan şantiye gibi oldu.

Çok büyük yatırımlar yapıldı.

Ak Parti işçi alımında cimri davransa bile.

2006 yılında 1006 işçi alımına imza attı.

Sonra 2009 yılında Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, tam 1500+1500= 3000 işçi alımına onay verdi.

Başbakan Erdoğan Kozlu’da ocağa girdi.

Ve müjdeyi verdi.

Zonguldak için 3000 işçi alımı tarihi bir gündü.

O dönem Başbakanımız Erdoğan yalnız şu sözü istemişti.

Zarar istemiyoruz.

Kar etmeyin.

Bir dengede gidilsin sözü aldı.

Ama bu sözler şartlar gereği yerine gelmedi.

Siyasetçilerin  genel müdürü değiştirme ısrarı.

İsteği.

Halbuki son yılların  başarılı bir genel müdürüne sahiptik.

Cesaretli bir genel müdür.

Lafını esirgemeyen bir genel müdür.

Basın olarak bir tek bizle  görüşürdü.

Bizim verdiğimiz referanslarla diğer meslektaşlarımız ile görüşülürdü.

Kurumun çünkü kaybedeceği bir dakika  boş vakti ve zamanı yoktu.

Dağdelen genel müdür sadece ZGC de  basın toplantısı yaptı.

Bizlere röportaj verdi.

O da bizim farkımız ve güvenilirliğimizdi.

Sonuç Dağdelen  dönemi sona erdi.

Görev süresinin yaş haddinden emekliliğine belli bir süre olmasına rağmen.

Siyasetçilerin bastırması ile erken ayrıldı diyebilirim.

Sonraki günler Burhan İnan Genel müdür dönemi.

Tabi ki kurum galeri açma işlerini özel firmalara vermişti.

Bu firmalar YAPITEK. ve  STAR firmaları.

Kozlu ve Karadon’da çalıştı.

Firmalar Trabzon ilinden inşaat şirketleri idi.

En azından ben kendi adıma öyle biliyorum.

Aslında uzun bir çalışma dönemi geçirdiler.

Karadon ve Kozlu’da peş peşe yaşanan acı olaylar.

Önce 30 madenci vefatı sonra sekiz maden işçimizi kaybetmemiz.

Özel sektör galeri  açma çalışmasının da sonu oluyordu.

Galeri açma işi aslında kurumun kendi işiydi.

Özel firmaya verilmesi bir yandan iyiydi.

Bir yandan böyle olumsuzluk yaratmıştı.

Kurum ile hiçbir ilgisi olmamasına rağmen.

Bu kazalar da kuruma mal edilmişti.

Tabi ki bu iki elim kaza kurumda ki üretim planlarını da alt üst etmişti.

Hedefler tutturulamamıştı.

Halbuki 2000 yılında o dönem Başbakanımız olan Recep Tayyip Erdoğan'a söz vermiştik.

Zarar etmeyecektik.

İlk etapta üç milyon üretim öngörülüyordu.

Genel Müdür BURHAN İnan’ın prim sistemi aslında kurtuluş reçetemizdi.

O da bazı nedenlerden olmadı.

Aslında o prim sistemi olsaydı.

  O dönemler hedef tutturulacak.

Zararı önleyecek tik.

Herkes ürettiği kadar maaş artı prim alacaktı.

İnan genel müdür bu konuda çok ısrarcı davrandı.

Hatta sendika ikna edildi diye biliyorum.

Ortam sağlandı.

Ne olduysa oldu.

İşler başa döndü.

Proje gerçekleşmedi.

Sonra da zarar hanesi devam etti.

Devam etti.

Tam on yıl işçi alımı yapılmadı.

2000 ile 2010 yılını değerlendirirsek.

Meclis başkanı çıkarttık.

TBMM Başkanımız Köksal Toptan o dönem adına mecliste en yüksek oyu alarak seçilmişti.

Başbakan uçağı ile Zonguldak havalimanına gelmişti.

Havalimanına indiğinde ilk söylediği söz.

Açıklama.

Herkese Zonguldak bilincini yerleştirmeliyiz.

Söylemi ve ifadesi çok anlamlıydı.

Değerliydi.

Zonguldak’ın güçlü devlet adamı siyaset olarak tam kırk yılına damga vurdu.

Ara sıra siyaseten molalar olsa bile.

Geri dönüşü muhteşem oldu.

Her zaman için Zonguldak'a ve bölgeye sahip çıktı.

Filyos limanı ve endüstri merkezi bugün hayata geçiyorsa.

Start alıyorsa.

Yerli doğalgaza ev sahipliği yapıyorsa.

Enerji üssü oluyorsa.

Toptan başkanın çok büyük emeği ve gayreti var.

Irmağın ıslahı ve sedde çalışmasında bile uzun yıllar  projenin her anını takip etti.

Peş peşe  inşaat sahasında brifingler aldığı günleri hiç unutmuyorum.

Güçlü devlet adamı Meclis Başkanımız Köksal Toptan’ı ayrıca değerlendireceğim.

Siyasette  geçmiş dönemin yaprak dönemi ve yaşananlarını yazmaya devam edeceğiz.

Şimdilik nokta.