Tamam ilginç ve aksiyonu seven bir milletiz ama fazla aksiyon başa iş açar cinsten oluyor. 

Panik yapmayalım, evhama kapılmayalım, bilinçsiz işler yapıp ne milleti ne de devleti meşgul etmeyelim, gerekmedikçe toplu yerlerde bulunmayalım ama lütfen bu CORONA VİRÜS ( Covid-19) salgınını ciddiye alalım. 

  Umreye giden “ mütedeyyin insanlarımız” onlara yapılan 14 gün uyarısını neredeyse hiç ciddiye almamışlar. Evlerine gelen misafirler bir tarafa bazı Umre yolcuları sanki hiçbir şey yokmuş gibi evlerinde “ mevlit okutmuşlar” . Eee Umreye boşuna gitmiş olmayalım, mevlit okutup gereken reklamı yapmış olalım demişler. Bu resmen ciddiyetsizlik bu resmen bu ülkedeki yasaları çiğnemekten başka bir şey değil. Bu büyük aptallığın cezasını kim/kimler çekecek? Niye 14 gün ev karantinası kuralına uymuyorsun be gafil ? 

   Sigara içenler bu tip virüs olaylarında en büyük tehlike grubunu oluşturuyor diye tüm televizyon kanallarında uzmanlar açıklamalar yapıyor. Adam sokakta yakmış sigarayı derin derin çekiyor, nefesini uzun uzun dışarıya veriyor ve sonunda izmaritini “iki parmak hareketiyle” kaldırıma atıyor. Aferin, başardın. Artık büyük adam olduğunu iddia edebilirsin. 

   Kahvehaneler kapalı, çay ocakları kapalı, barlar kapalı ama bugüne kadar günün büyük bölümünü burada geçirenler nerede? Bu insanlar bir anda evlerine mi kapandı? Bir anda kitap okuma aşkıyla mı doldular? Bazen alınan kararların birkaç adım sonrasını da düşünmeliyiz. Aslında alınan kararların nedenlerini de anlatmak ve bu konuda uyarıları ve uygulamaları da izah etmek durumundayız. 

  Yaşlılar özellikle risk grubunda olduğu iddia edildiği için mutlaka uyarıları ciddiye almalılar. Örneğin bu yıl yapacakları İTALYA ve İSVİÇRE tatillerini iptal etsinler. Yahu be güzel dayım, en çok mahalledeki kahveye gidip boş muhabbete kafa yoruyordun. Bir iki gün evinde yaşlı teyzeme sabretmeyi dene. Ramazan orucu gibi sevabı olduğu iddia ediliyor. Dünyanı kurtaramayabilirsin ama ahrete faydası olacağına hiç şüphe yok ! 

  İnsanlar işlerine gitmekten çekinmemeli. Resmi daireler ve ticarethaneler çalışma düzenlerini bozmamalı. Tek farkla biraz daha hijyen kurallarına dikkat edeceğiz. Eskilerin güzel alışkanlıkları olan mendil, kolonya ve el yıkama seviyesine yeniden ulaşmalıyız. 

  Devlet kurumlarını, bankaları, hastaneleri boş yere-iş olsun diye meşgul etmemeliyiz. İş olsun diye yaptığımız bir çok lüzumsuz hareketlerimizden vazgeçmeliyiz. Bakın şunu yapmakta bir sakınca yok. Kalabalık olmamak şartıyla !!! misafirliğe gidebiliriz. Kucaklaşıp salya sümük sevgi gösterisi yapmadan da karşılıklı oturup gündemi tartışabiliriz. Birkaç bardak çay içip o nefis ev kurabiyelerinden yemenin kişisel ve ailevi açıdan da moral olacağını unutmamalıyız. Hayatın normale dönmesi için öncelikle bizim normal davranışlarla hareket etmemiz gerekiyor. Unuttuğumuz komşuluk ilişkilerini yeniden hatırlamamıza neden bile olabilir böylesi günler. Sevgi gösterisi yapmadan komşuluk, şapur şupur öpüşmeden merhabalaşmak ve konuşmak için belki de en doğru zamanları yaşıyor olabiliriz.