Eğer ülke kaynaklarının % 35.1'nin sahibi olan zirvedeki mutlu %1 den biri değilseniz muhtemelen bu yazı dikkatinizi çekmiş olabilir. Hani bazı ekonomiden anlamayan ve tahmini IQ seviyesi risk sınırlarını zorlayanların dediği gibi; “ülkede fakirlik varsa niye ortalıkta bunca lüks araç var ve tüm kafeler, ünlü mekanlar tıka basa dolu” sözü işte o mutlu %1 azınlık için geçerli kardeşim. O % 1 krem tabaka mutlu azınlık dediğin kişi sayısı neredeyse 1 milyon kişi. Rakamlar ortada, bir yerimizden uydurmuyoruz. Dünyanın en güvenilir kurumu TÜİK verileri bunlar arkadaşım ! Bu arada birde güzel ülkemizin tüm kaynaklarından yalnızca %2.8 ( yazıyla iki onda sekiz) sini kullanan en yoksul sayısı nüfusumuzun %50 si. Şaka falan değil resmi rakamlar. Örneğin ben bu grup içindeyim. Bazı beyin kullanma özürlülerinin dediği gibi hiçbir yeni yılda bir şey kutlamıyoruz. Zaten o IQ risk grubundaki kişilerin kastettiği NOEL yani bizle zaten alakalı bir şey değil.
Hastanızın nabzını ölçmeye gelen, hislerini gizlemeyi öğrenmiş, buz gibi duygusuz görünen, pragmatik ve can yakıcı derecede dürüst bir hekim gözüyle ekonomik tabloya bakıyorum. Normalde ülkede her gün binlerce kişinin kafayı sıyırması gerekirken nasıl oluyor da insanlar “normal” ! kalabiliyorlar? Aslında kalmıyorlar. Bu kesimin hepsi! tamamı! külliyen! eksiksiz olarak tümü bankalara borçlu. Ve bu bankalar da işin kolayını bulmuşlar ve tüm alacakları SİGORTA kapsamında. Aldılar aldılar, yok alamadılar sorun yok, vergiden düşeriz. Borçlu ölürse sigorta zaten karşılıyor. Merhum ölmeden o primi ödemişti garibim. O poliçeyi yapan sigorta şirketi de zaten aynı bankaya bağlı sigorta şirketi, tam da VİN VİN ( yani KAZAN KAZAN) durumu. Aileden maddi destek görenler de var elbette. Emekli olduğu halde inşaatlarda çalışan, pazarda işporta tezgahında titreyenleri de unutmamalı.
Emekli bir çok arkadaşımı göremiyorum. Henüz hayattalar ancak öyle eski TÜRKİYE de olduğu gibi çarşı pazarda göremezsiniz onları. EKONOMİK DETOKS yapıyorlar. Ya evlerinden pek çıkmıyor ya da ucuz olur diye akşam pazarlarına gidiyorlar. Arada HALK EKMEK büfe önlerinde görürsünüz şahıslarını. 5 lira daha ucuz diye 3 ekmek aldığındaki keyifleri bayramlık çocuklar gibidir. Unutulmamalı ki bu yaşadıkları ŞAHSİ TERCİHLERİ yüzündendir. Ağlamaya hakları yoktur.
Yeni yılda; ülkemizin kaynaklarını sömürüp ( yıllık 100 milyar dolar civarında ) yasa dışı bahis, kara para aklama, muhasebe yolsuzluğu ve ihale dümeniyle milletimize zarar verenlerin yargılanıp ceza aldıklarını gördüğümüzde biraz olsun “ ruhen” rahatlayacağız. Uyuşturucu illetinin kaynağından kurutulması için gözü pek savcıların, narkotik emniyetin ve jandarmanın yaptıklarını gözünüzden kaçırmayın. Nasıl zorlu bir işle ve kişilerle uğraştıklarını haberlere yansıyanlardan görüyorsunuz.
Yeni yıla şöyle bir bakınca eskisinden pek farkı yok gibi geldi bana, ya sizce? Hayatınızda bir şeylerin değişeceğine inanıyor musunuz?