Bayram öncesi birkaç günlük bir şehir dışı kaçamağı yaptım. Oturduğu yerden(gerçekçi analizler yapmadan) ülke gündemini yazan, evde rahat koltuğunda televizyondan maç seyredip stattaymış gibi maç yorumu yazanlar gibi olmayayım diye yollara düştüm. 

  Dünyanın geri kalanını bilmem ama bizim millet COVİD-19 un bittiğini düşünüyor herhalde. Sağlık bakanlığının sürekli “kamu spotlarıyla” anlatmaya çalıştığı “ KONTROLLÜ SOSYAL HAYAT” , “14 ADIMDA KORUNMA YÖNTEMLERİ”, “ MESAFEYİ KORUYALIM-MASKEMİZİ TAKALIM” uyarılar sonuç vermemiş. 

  Örneğin otoban yolların üzerinde bulunan mola yerleri/benzinliklerde inanılmaz bir yoğunluk var. Sanırsın bizim insanımız bir gün hamburger yemezse büyük bunalıma giriyor. Veya o yol boyundaki yerlerde o kalabalıklara girmeden yolculuk yaptığının farkına varamıyor. Zonguldak’a dönüş yolunda, arife günü İstanbul’un Anadolu’ya doğru on binlerce araçla büyük göçe çıktığını gözlerimle gördüm. Birkaç kilometrelik kısa bir yolun iki saat gibi çok çok uzun sayılacak sürede geçilmesi çok eski manzaraları hatırlattı. 

  Bu tablonun birkaç yorumu yapılabilir. 

x) Halkımızda hala bayramları memleketlerinde kutlama geleneği devam ediyor. En azından; bu özelliğimizin bozulmaması sevindirici. 

x) Tüm yaşanan ekonomik sıkıntılara rağmen hala maddi durumu bozulmamış büyük bir kesimin varlığı söz konusu. 

x) Halkımız COVİD-19 u kafasında bitirmiş. Uyarılar hiç dikkate alınmıyor. 

x) Büyük şehirler git gide daha da yaşanmaz hale gelmiş insanlar ilk fırsatta özlerine dönmek istiyor.

x) Ülkemizde havayolu ulaşımı halka pahalı geliyor. Uçak bilet fiyatları özellikle yaz ve resmi tatil dönemlerinde uçuşa geçiyor. Bazı şehirlerde var olan ama kullanılmayan havaalanları yüzünden uçuş güzergahları yeterli olamıyor. Hem daha çok kente hem de daha ucuza sefer düzenlenirse karayolundaki yoğunluk mutlaka azalacaktır.

x) Yabancı turistler gelmeyince ülkemizin değerli ! turizmcileri yerli turiste şirin görünmek çabasına girmişler. Yapılan her türlü aksiyona ve alınan tüm tedbirlere rağmen 2020 turizm için kayıp bir yıl olduğu gerçeği değişmiyor. Öte yandan tatil turizmi değil de “teşvik turizmine alışan yatırımcı “ için kasaları boşaltmak ne derece doğru? Adam teşvik alacağım diye otelini açmıyor. İyi de biz bu tedbirleri “istihdam rakamları yükselsin, işsizlik azalsın diye almadık mı? “

   Yukarıda sıraladıklarım ilk izlenimler. Bu manzaraların birde analizi olacak elbette. Bana ayrılan köşede şimdilik bu kadar. Pek yakında analizleri paylaşacağım.