Aslında bugün belediyelerden ve yeni seçilen başkanlardan bahsedecektim ancak daha çok önem arz eden konular varken hala belediyeler üzerinde durmak anlamlı olmazdı. Ekonominin gidişatını anlatmadan olayı belediyelere getirip ne yapacaklar neleri başaramazlar demek çok doğru bir yaklaşım olmaz.
 İlk önce ülkemizdeki ekonomik durumu kısa bir check-up yapalım. Kısa vadede ödenecek yurt dışı borçlar için dış kaynak arayışları devam ediyor. Körfez Emirliklerinden gelen/gelecek olan tüm paraların büyük kazanç beklentili ve kısa vadeli olacağını unutmamalıyız. Yatırıma dönük olmayan hiçbir kaynak ülkeye büyük kazanç sağlamaz.15-16 yıl önce Zonguldak’a yapılması istenen LUKOİL rafinerisi için dönemin iktidarının “Samsun’a yapın” ısrarı yüzünden Bulgaristan’ın Varna kentine gitmişti o büyük yatırım fırsatı. Yada daha eski yıllara gidersek; saha etüt çalışmaları dahi yapılan ve Çaycuma /Zonguldak arası düşünülen PEUGEOT otomobil fabrikasının kurulmasından vazgeçilmesi bölgeye büyük darbe vurmuştu. Bedelini günümüzde Batıda en çok göç veren kent olarak ZONGULDAK ödüyor.Bartın ve Karabük’ün de benzer sorunları yaşadığını biliyoruz.
 Sıcak para geldi diye zil takıp oynamak yerine kalıcı yatırımlar üzerinde durmalıyız. Ben bölgedeki 3 yeni, il belediye başkanına naçizane şunu öneririm istihdam sağlayacak bu tip kalıcı yatırımlar için arazi tahsis etmekten korkmayın. Bir iki iş bilmez ve muhalif kimlik ilk başlarda size çemkirebilir ama gün sonunda onlarında göreceği bu işlerin olmasının hem yöreye hem de yöre insanına büyük katkısı olacağıdır. Elbette ekonomi yönetimi önce borcun döndürülebilmesini düşünecektir. Sayın Şimşek “yerel halkı ikna” edemiyoruz derken bizi KIZILDERİLİ gibi görüyor herhalde ! Onların kolaylıkla ikna ettikleri avanta yaşayan sığınmacı din kardeşleri!
 Pandemi sırasında Dünya da bol para dolaşıyor ve KÜRESEL oyuncular ortalığa para saçmaya devam ediyordu. Zira tıkanan işleri, işletmeleri hareketlendirecek kredileri vermez iseler alıştıkları ve sevdikleri düzen bozulacaktı. Ülkemiz de bu kredileri çokça kullandı ve o sarsıntıyı aslında elin parasıyla atlattık. Bunun faturası 2023 Şubat, Mart aylarında ortaya çıkmıştı fakat Şubat ayında yaşanan büyük deprem felaketi yüzünden bu sıkıntılar konuşulmadı. Önce “ insan hayatı” gelir elbette. Fakat bunca derin ekonomik krizden hiç ders almayan ve israfı DEVLET DÜZENİ haline getiren yapı yüzünden bugün sanki yeni bir deprem yaşanmış gibi dağınık haldeyiz. Belki yaz aylarında değil ancak sonbahara doğru bazı işletmelerin krize gireceği ve işsizlik rakamlarının artacağı endişesi var.
 Tarım, hayvancılık, turizm, sağlık sektörünün dışa açılması( sağlık turizmi) belki bize nefes aldırabilir ama bu ne kadar sürdürülebilir onu kestirmek çok zor. Aldığınız her sıcak para yarın önünüze daha büyük bir borç olarak çıkacak. Konut sektörünün hızlı yükseldiği son birkaç yıldaki trendin yavaşlaması da krizin etkilerinden. 2. el oto piyasası neden can çekişiyor? Piyasa şartları halkın alım gücüyle eş değer gider. Emekliler bu ülkenin yükü değildir. En az ödeyen 6000 gün prim ödemiş ve çalışma hayatına katkı sağlamış insanlar. Eğer bunun yük olacağı düşünülüyordu ise, 2023 genel seçimlerinden önce neden EYT nin kapsamlı da olsa çıkması için popülist bir politika izlendi? Elbette bunun sorumluluğu sayın ekonomi kurmaylarının sırtında olamaz ama affedilen vergi alacaklarının hazineye yükü + KUR KORUMALI MEVDUAT ve İsraf tantanası EYT nin getirdiği yükün yanında ÇEREZ PARASI gibi durmuyor mu? ( Bu açıklama; sayın Şimşek’in devletteki şatafata” bizim için çekirdek parası” dediğini anımsayalım)
 Şimdi gelelim belediyeler ne yapar konusuna!
 Çok basit çok net; asli görevlerini yapsınlar şimdilik yeter. Bu arada RANT için başkanlara dadananlara dikkat etsinler. İMAR ve YEŞİL ALAN işleri bundan sonra daha çok gündeme gelir, BİR DOST UYARISI …