Cuma günü gazetede çıkan “ Rahatsız Oluyorum “ başlıklı köşe yazıma internet üzerinden bir yorum yapılmış. Bu arada daha önceden de sizlere dedim; keşke benle konuşsanız, fikirlerinizi beyan etseniz. Mail adresim zaten gazetede yazıyor ( [email protected]) ve sosyal mecraları da kullanmaktayım.( Tansu Yıldırım ve yldrm.tansu yazarak ulaşmak istediğiniz sosyal mecradan ulaşabilirsiniz. ) Keşke ulaşsanız da fikirlerimizi konuştursak; art niyetli olmayan her türlü eleştirilerinizi bana iletseniz, yazmamı istediğiniz konuları söyleseniz. Çok güzel bir ambiyans ve verimli bir alışveriş olacağından adım gibi eminim.

İnternet üzerinden www.demirmedya.net ‘ten bizleri takip eden okuyucularımızın Perşembe akşamı görebildiği ve bizi sadece gazeteden takip eden okuyucularımızın Cuma günü gazetede gördüğü “ Rahatsız Oluyorum ” başlıklı yazımda gerek özel hayatımda gerekse normal yaşadığımız hayatta rahatsız ve şikâyetçi olduğumum konuları sıraladım. İlk etap aklıma gelenleri yazmıştım. İnternet sitemizde yazımın altına bir yorum yapılmış ve rahatsız falan da olmadım yani; keşke devamlı kontak halinde olabilsek. Ben sanatı sanat için yapan tarafa uzak olan kısımdanım; bence sanat yüzde seksen toplum için yapılır ama köşe yazarlığını ne kadar sanata katabiliriz, orası da ayrı bir mevzu. Yine de o şekil baz alalım; en azından beni bir yazar adayı olarak. Velhasıl kelam ben o yoruma geleyim artık:

“ Bütün bunlardan rahatsızlık duyan birilerinin olduğu düşüncesi bile beni biraz olsun rahatlattı... Gösterdiğiniz durumsal farkındalığın; durumsal duyarlılığa dönüşmesini umuyorum. “ 

Bu yorumu yapan kişi Vatandaş yazmış kullanıcı adına ve Vatandaş’a cevaben ben de birkaç kelam edeyim dedim. Bence bu vatandaş; eğitim seviyesi yüksek, okumayla – yazmayla ilgili olan edebiyata yatkın biri. Tanıdığım biri mi değil mi bilmiyorum ama tanımak isteyeceğim, bu konular hakkında sohbet etmek isteyebileceğim biri olduğu artık bir aşikârdır. Öncelikle ilk cümlesindeki güzel yorum için teşekkür ediyorum. İkinci cümleyi tam olarak anlamlandıramasam da durumsal farkındalığımı duyarlılığa dönüştürmek için okuyucuya sunduğumu bilmesini isterim. Ayrıca gençlerle ve çocuklarla ilgili rahatsız olduğum konular için devamlı elimden geldiğince çalışmalar yaptığımı beni tanıyanlar bilir. Şov olsun ya da popüler olma amacı güderek falan da yazmadım; neysem, ne hissediyorsam onu yazıyorum. Mustafa Kemal’i sevmeyen insandan rahatsız oluyorum, çocukları kötü alışkanlıklara ulaştıran insanlardan da, verdiği sözleri tutmayanlardan da, umut tacirliği yapanlardan da, verdiğin sevgiyi göremeyenlerden de, sevdiğini aldatanlardan da; orada o gün ne yazdıysam bugün yüne onlardan rahatsız oluyorum. Mesela dün yeni bir rahatsızlığım daha oldu onu söylemek istiyorum:

Öncelikle Afrin Operasyonunda ve diğer tüm operasyonlarda görev yapan ve tüm polis ve askeri kolluk kuvvetlerine Rabbim güç kuvvet versin diyorum. Rabbim, Mehmetçiği korusun; gazaları mübarek olsun inşallah. Ben bu operasyonun futbol maçı oynanıyormuş gibi dakika dakika bizim medyamız tarafından verilmesinden rahatsız oldum. Orada bir operasyon var ve stratejik hamleler uygulanmakta ama neredeyse canlı yayından paylaşacak medya. Orada memleket meselesi var bırakın reyting kaygısını; savaşta gizlilik ve strateji önemlidir ama sizler futbol maçı veriyormuş gibi davranıyorsunuz. Benim şahsi düşüncem; reyting uğruna Mehmetçiği tehlikeye sokacak, deşifre edecek durumlara düşürebilme ihtimali es geçilmemesi gerekiyor. Daha dikkatli daha özverili olmakta fayda var.

**

Günün Sözü: Özür dilemek, sizin haksız olduğunuz anlamına gelmez. Karşınızdaki insana verdiğiniz değerin egonuzdan yüksek olduğunu gösterir – Sigmund Freud

Bu sözü tamamen anlayıp ve uygulamaya başlasak dünya üzerinde yaşanan sıkıntıların en az yüzde otuzu düzelir ve insanlar en az yüzde otuz daha fazla mutlu olur.