Şimdi de bir başka "kuyumcu hikayesi" anlatalım.

Zonguldak kuyumcu esnafı temiz, nezih insanlardan oluşur…

Herbiri esnaflık ahlakına sıkı sıkıya bağlıdır, alışverişte milimetrik hesap yaparlar, hakkaniyete büyük özen gösterirler.

Ancak her meslek grubundan "aykırı" insanlar çıktığı gibi, kuyumcu esnafının içinden de bu mesleğe aykırı insanlar çıkıyor elbette…

Kötü örnek "örnek" olamayacağına göre, kuyumcu esnaflarımızı tenzih ederek bir "sahtekarlık" hikayesini aktarmak istiyoruz,

Olayın Zonguldak'tan yurtdışına uzanan bir hikayesi var…

Geçtiğimiz yıllarda yurt dışından Zonguldak'a iznini kullanmak üzere gelen gurbetçi aile, "tanıdık" diye ilimizdeki kuyumculuk yapan bir işyerinden önemli miktarda altın satın alır. Gurbetçilerimizin daha güvenli olduğu düşüncesi ile altınlarını memlekete gelişlerinde aldığı bilinir. Söz konusu gurbetçi aile de böyle bir güven duygusu içinde kendileri bakımından o "çok tanıdık" kuyumcuya gider, deyim yerindeyse "dünyanın altınını" alıp gurbete döner…

Aradan zaman geçer, aynı aile bir zorunluluk nedeniyle Zonguldak'taki "tanıdık" kuyumcudan aldığı altınları yur dışındaki kuyumcuya bozdurmak ister…

Altınlar ortaya dökülür, kuyumcu altınları inceledikten sonra, " Siz bu altınları nerden aldınız?" diye sorar…

Gurbetçi aile altınları Türiye'den, Zonguldak'taki bir kuyumcudan aldıklarını söyler.

Elalemin kuyumcusu aynen şunları söyler :

" Sizi fena halde aldatmışlar. Bu takıların içinde altın oranı çok düşük…. 

Ben bu takıları alırsam çok zarar edersiniz, siz en iyisi Türkiye gittiğinizde bunları aldığınız kuyumcuya iade edip paranızı geri isteyin, ya da hukuk yoluna başvurun"

Gurbetçi aile neye uğradığına şaşırmış, ettiği zarara mı yansın, uğradığı dost kazığına mı yansın, ne yapacağını bilememiş…

Düşünüp taşınmışlar, mahkemelerde uğraşmaya zamanları yokmuş, "ah" edip bırakmışlar.

Sahtekar kuyumcuya gelince…

Şimdilik almış yürümüş ama, içten içe bu "ahın" çıkacağı zamanı bekliyormuş.

****

Şu sıralar gurbetçilerin  yurda dönme zamanı….

Haziran ayından itibaren Zonguldak'a izne gelmeye başlayan gurbetçilerimizden kimi yatırım, kimi düğün-dernek, kimi hediyelik altın alacak…

Yine şu sıralarda, gazete ve internet siteleri ile TV ekranlarında polisimizin dikkatli takibi sonucunda ele geçirilen " sahte altın çeteleri" ile ilgili haberler yer almaya başladı.

Gurbetçi aileden hikayesini dinlediğimiz "sahtekar kuyumcu" hala aynı sahtekarlığa devam ediyor mu, onu bilmiyoruz.

Ne var ki, sütten ağzı yananın yoğurdu üfleyerek yemesinde fayda var.

Gurbetçi vatandaşlarımızın uğradıkları zarardan ders çıkarıp tedbirli olmaları kendi faydalarına olacak.

Erhan ÇAKMAK