Vali Tutulmaz'ın, İl Özel İdaresi'nde, TTK'nın zararına atfen, "TTK şu anda masrafın dörtte birini karşılıyor. Kömüre 4 lira harcama yapıyor, 1 lira kazanıyor. Bu nereye kadar nasıl gider? İşçi alınarak bu çözülebilir mi? İşin uzmanlarına sormak lazım. İşçi alındığında işçinin maliyeti bunu düşürebilecekse işçi alınmalı."

şeklinde ifade ettiği "kamu zararının azaltılması gerektiği" yönündeki tespitlerine, GMİS Genel Başkanı Hakan Yeşil'den yanıt geldi.

Hakan Yeşil diyor ki :

" Vali Tutulmaz'ın bu mantıkla düşünmesi yanlıştır. Yeraltı kömür madenciliğinde kar-zarar hesabı yapılmaz"

Hakan Yeşil'in, zevahiri kurtarmak için yaptığı bu açıklama gerçeklerle bağdaşmıyor.

En azından zararın bu ölçüde büyük olması gerçeği ile örtüşmüyor.

Dolayısı ile TTK'nın yıllık zararının "kabul edilebilir" ölçülere indirilmesi ve belli bir üretim artışı ile Ankara nezdinde olumlu izlenim oluşturulması gerekiyor.

Bugünkü köşe yazımızda da ifade ettik…

Mesele sadece işçi açıkları değil…

Eğer öyle olsaydı, Karadon'da ( Gelik dahil ) 2660 işçi ile üretilen kömüre eşdeğer kömür, Üzülmez'de 1349 işçi ile üretilmezdi.

Bu durum, farklı bir yorumlama ile Üzülmez bölgesi'nin Karadon bölgesi ile aynı sayıda işçi ile iki kat daha fazla kömür üretimi gerçekleştiğini gösteriyor.

Demek ki neymiş !..

Üretim kaybını, yani bu kaybın neden olduğu kamu zararını sadece "işçi açıklarına" bağlamak doğru değilmiş.

*

Devletin valisinin, " devletin zararının azaltılması " yönünde görüş bildirmesi son derece doğaldır.

Bundan Sayın Vali'nin TTK'ya, ya da kömür üretimine karşı olduğu, TTK'nın kapanması gerektiğini düşündüğü gibi bir sonuç çıkarmak, öküz altında buzağı aramak anlamına gelir.

Vali Tutulmaz'ın, üretime, sanayi ve teknolojiye, istihdama ne denli önem verdiği herkes tarafından biliniyor. Sayın Vali'nin söylediği şey, devletin bunca subvansiyonu karşısında zarar hanesinin 4 kat olmasının düşündürücü olduğudur. Devlet bir kuruma 4 kat olanak sağlayıp, karşılığında 1 kat geri dönüş oluyorsa elbet bu noktada nerde hata yapıldığının araştırılması ve gerekli iyileştirmenin yapılması gerekiyor.

Aslında bu konuyu Vali Tutulmaz'dan önce, GMİS Genel Başkanı Hakan Yeşil'in gündeme getirmesi gerekirdi.

TTK'da zararın azaltılması Ankara'nın kuruma bakış açısını da değiştireceğinden, istihdam konusunda karşılaşılan sorunlar da daha kolay aşılabilirdi.

Mesela…

Sayın Hakan Yeşil, TTK'yı ve yerli ve milli kömürü doğrudan ilgilendiren EPDK kararının düzeltilmesi için herhangi bir girişimde bulundu mu, TÜRK-İŞ nezdinde sorunun çözümü için çaba gösterdi mi, ithal kömürü teşvik edip, yerli ve milli kömürü yok sayan bu karara karşı tepki gösterdi mi?..

Amasra'da meydana gelen ve 42 madencimizin yitip gitmesine neden olan grizu faciasından sonra açıklama üstüne açıklama yapan Hakan Yeşil, acaba bu facia meydana gelmeden önce şimdi çok söz ettiği "hatalar zincirinden" hiç söz etti mi?..

*

Tekrar edelim…

Ne Vali Tutulmaz, ne de bu memlekette yaşayan hiç kimse TTK'nın varlığına ve taşkömürü üretimine karşı değil…

Taşkömürü milli zenginliğimizdir, bu zenginliğin kabul edilebilir devlet desteği ile yeraltından yerüstüne çıkarılıp, ekonomiye kazandırılması hepimizin isteğidir.

Hakan Yeşil'in, zülfiyare dokundu diye Vali Tutulmaz'ı eleştirmeye kalkışması hoş değil…

O zaman şöyle soralım…

Herkes eğri, Hakan doğru !..

Öyle mi?..