Siyasetin üst kademesinde etkili ve ağırlıklı bir yönetici ile sohbet ediyoruz.

Sohbet ortamında söylendiği için adını vermeyelim…

Önemli açıklamaları vardı, haber yapmak istedim…

" Aman yapma abi !.." dedi.

Nedenini merak ettim, " Dört dörtlük açıklama neden yapmayalım" diye sordum.

Duruma uyan ilginç bir benzetme yaptı…

" Ben, yağmur yağacak desem, sen bana ördek mi demek istedin !" diye alınanlar oluyor, o yüzden haber yapmayalım" dedi.

Siyasette böyle şeyler oluyor işte…

Kişi, 40 fırın ekmek yese ulaşamayacağı siyasetçiler için, kendi içinde tuttuğu kıskançlık, çekememezlik duygularından oluşan takıntılarını böyle yorumlayabiliyor.

" Galiba yağmur yağacak …" diyorsun…

Alınganlık psikolojisi tavan yapıyor…

" Sen bana ördek mi demek istedin "

Değil hemşehrim, değil…

Ne ördeği, ne kazı !..

Hava puslu, bulutlar kararmaya başladı, biz de tahminde bulunduk…

" Galiba yağmur yağacak…"

Alınganlık psikolojisi yine devrede…

" Sen bana ördek mi demek istedin "

Haydaaaaaaa !..

Gel de anlat bakalım…

Kişi kendini "ördek" gibi görüyorsa yapacak bir şey yok herhalde…

Gölün yolunu tarif etmek gerekir.

Ne var ki, bir de yüzmeyi öğretmek gerekebilir.

Göle tersinden dalmazsa iyidir.

*

Bu arada Zonguldak ve havalisinde çok kullanılan benzer bir atasözüne de atıfta bulunalım…

Öküz altında buzağı aramak…

Kendisine güveni olmayan, ya da yetkin olmayışının farkında olup bunu kimseye belli etmek istemeyen kişilerin halet - i ruhiyesini yansıtan bir söz…

En çok da siyaset hayatında görülen bir tablo bu…

Özgül ağırlığı olmayan kıytırık siyasetçilerin, kendilerinden çok üstün, ağırlıklı ve etkili siyasetçilere karşı iç dünyalarında yaşattıkları alınganlıkların dışa vurmasını da böyle tanımlamak olasıdır.

Öküz altında buzağı aramak…

Şaşkın ördek göle tersinden dalar, alıngan siyasetçi de öküz altında buzağı arar.

İşin özeti bu galiba…