Saadet Partisi İl Başkanlığı, 8 ilçemizde kan bağışı kampanyası başlattı.

Çok güzel hareket !..

SP İl Başkanı Burak Erol, tüm Zonguldaklılar’a çağrıda bulunarak,  kan bağışı kampanyasına katılmaya davet etti.

Demokratik rejimlerde elbette eleştiri vardır, tartışma vardır, muhalefet de vardır ama, siyaseti sadece negatif yüklü bir elektrik kablosu gibi düşünmek hiç doğru değil…

Muhalefet partilerinin sadece “muhalefet” üretmek yerine, insani, vicdani, ahlaki, fiziki ve sosyo-ekonomik politikalar üreterek toplumsal yaşama katkı sunmaları, daha çok kabul görmelerini sağlayacak bir etkiyi de birlikte getirebilir.

SP İl Başkanı Burak Erol, Kızılay Kan Merkezi ile birlikte düzenledikleri kan bağışı kampanyası hakkında açıklama yaparken, “ Kan, birgün herkese lazım olabilir” diyerek çok doğru bir tespitte bulunuyor.

8 ilçemizde gerçekleştirilecek olan kan bağışı kampanyası kim bilir ihtiyaç duyan kaç hastanın imdadına yetişecek, kimbilir kaç hasta veya yaralının hayata dönmesine vesile olacak.

*

Bu tür toplum yararına etkinlikleri genişletmek ve çeşitlendirmek pekala olasıdır.

Mesela…

SP veya herhangi bir siyasi parti “fidan” kampanyası başlatabilir.

Diyelim ki, yerel ölçüler içinde “BİN” fidan olsun.

Böylece, “ Kıyamet koparken bile elinizdeki fidanı dikiniz” şeklindeki Peygamber buyruğu ( S.A.V.) hatırlanmış olacağı gibi, vatan toprağı “bin” yeni fidanla daha süslenmiş olacaktır.

Siyasi partilerin buna benzer pek çok proje ve etkinlik ile sosyal hayata katkı sağlamaları, aynı zamanda siyasetin imajının güçlenmesini de sağlayacaktır.

*

Tekrar edelim…

Demokratik ülkelerde, elbette yasal sınırlar içinde, eleştiri de olur, tartışma da, muhalefet de…

Rahmetli Aşık Veysel’in söylediği gibi :

“ Kim okurdu kim yazardı

  Bu düğümü kim çözerdi

  Koyun kurt ile gezerdi

  Fikir başka başka olmasa “

Amenna !..

Aşık Veysel güzel söylemiş ama, “ Sürekli didişin, başka hiç bir şey yapmayın “ da dememiş…

Halka hizmeti “ Hakk’a hizmet” olarak görenler için, siyaset sadece bir araçtır, onların derdi mevki-makam, koltuk değil, insana hizmet etmekten ibarettir.

Şu dünyadan geçip giderken, mevkisi-makamı ile değil de, insana ve topluma yaptığı hizmetlerle anılmak…

Siyasetin ve siyasetçilerin de “ en güzel hareketi” budur aslında…

Unutmayalım ki, hepimizin sadık yari kara topraktır.

Geride hoş bir seda kalıyorsa ne ala !..

Erhan ÇAKMAK